Büyük Gözler, Küçük Hesaplar

Müjdeler olsun, bilim adamları nihayet aşk hayatımıza el attılar.

İngiliz Durham üniversitesi ve İskoçya Aberdeen ve St.Andrews üniversitelerinin ortak araştırmalarına göre, bir kişinin uzun süreli ilişkilere mi, yoksa tek gecelik birlikteliklere mi yatkın olduğu, yüzüne bakınca anlaşılıyormuş.

Aslında geçen seneden bir haber bu. Arşivimi karıştırırken yeniden keşfettim.(Milliyet /Nisan 2008) Ama bu, ilginçliğini azaltmaz.

700 erkek ve kadına, vesikalık fotoğraflar gösterilerek, hangi insanları çekici buldukları sorulmuş.

Erkekler çoğunlukla “büyük gözlü” ve “küçük çeneli” kadınları tercih etmişler.

Bu 700 kişiye ayni zamanda, tek gecelik mi, yoksa uzun süreli mi ilişki istedikleri sorulmuş.

Tesadüfe bakın ki, erkeklerin seçtiği “büyük gözlü” ve “küçük çeneli” kadınlar, tam da tek gecelik ilişkileri tercih eden kadınlarmış!

Eh, demek ki beylerin aslında böyle bir araştırmaya hiç ihtiyaçları yokmuş! Tabiat ananın bahşettiği herhangi bir donanımla, otomatikman, kısa vadeli ilişkiye yatkın hanımları seçiyorlarmış zaten.

Henüz bunu kendiliğinden keşfetmemiş olan hızlı çapkınlara büyük kolaylık. Karşınızdaki kadın, büyük büyük gözlerle size bakıyorsa, gönül rahatlığıyla karşılık verebilirsiniz. Paçayı tümden kaptırma tehlikesi yok.

Ama karşınızdaki kadın size küçülmüş gözlerle bakmakta ise -ki muhtemelen sizi ne kadar zamanda nikah memurunun önüne götürebileceğinin hesabını yapmakta o anda- tehlike, gözlerin küçülmüşlüğü ile ters orantılı olarak büyük demektir. Acilen tabanları yağlayınız.

Buna karşı, kadınların alabileceği önlem, aslında uzun vadeli ilişkiye girmek istedikleri erkeğe, gözlerini açarak, kocaman kocaman bakmaları olabilir mi acaba? Erkekler yutar mı dersiniz?

Küçük çenenin neyi ifade ettiği belli, muhtemelen küçük çenelinin az dırdır yapacak olduğu hakkında, erkeklerin taşıdığı umut. Hanımlar bunun hiç de böyle olmadığını, beylere imzadan sonra da açıklayabilirler, bir mahzuru yok herhalde.

Yine ayni araştırmalara göre kadınlar, uzun süreli ilişkiye yatkın olduğunu tahmin ettikleri erkekleri daha çekici buluyorlarmış. Yalnız, hanımların uzun süreli ilişkiye yatkın olduğunu tahmin ederek çekici buldukları tipler, daha ziyade kare çeneli, belirgin burunlu, küçük gözlü, yani "Maço" yüz hatlarını taşıyan erkeklermiş!

Şimdi ey kadınlar, bunca yıldır hayata geçirmeye çalıştığınız emansipasyon meselesini derhal elinizden atın bakalım. Foyanız bilimsel olarak meydana çıktı. Maçolara bayıldığınız halde, onları kıyasıya eleştirmeniz de ne demek oluyor?

Yalnız burada araştırılmamış bir husus kalmış: Hatun kişiler uzun vadeli ilişkiye yatkın erkekleri tercih ediyorlar ama, çekici buldukları erkekler, aslında maço tipler!

Aristo mantığını kullanarak, bundan şu sonucu çıkarmak mı gerekiyor acaba: Kadınlar uzun vadeli ilişkiye yatkın erkekleri seçer, seçtikleri erkekler maçodur, öyleyse, maço tipler uzun vadeli ilişkiye yatkındır?

Yoksa hatun kişiler, uzun vadeli ilişkiye yatkın erkek arayışında, gözlerini küçültüp bakarken, gerçekleri tam göremiyorlar mı?

Ya da gözlerini büyük açarak bir erkeğe bakan hatunlar, belki de o anda akıllarından “Aman Allahım, kimlere kaldım ben, halbuki beni ne doktorlar, ne mühendisler istemişti?” diye düşünmekteler.

Birçok sorular açık, araştırma da yarım kalmış vesselam.

Hem de yediyüz kişi böyle bir araştırma için, kafi temsil gücüne sahip değil.

Araştırmayı, Türkiye’de, yediyüzbin kişiyle bir tekrarlasınlar.

Çıkan neticelerle, Nobel ödülünü bile kazanabilirler.