Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Aralık '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Büyük ikramiye

Büyük ikramiye
 

Foto:Ş.ODABAŞI


Yılbaşına, az bir süre kaldı.

Her yıl yılbaşı yaklaştığında, büyük ikramiye heyecanı başlar.

Herkes, hayallerini dillendirir.

Abuk sabuk gelse de bazı istekler, hayal kurmak güzeldir.

Köy kahvesinde uyuklayan, Çolak İsmil’in Gadir’e sormuşlar.

“Ule Gadir, yılbaşındaki böyük para saga çıksa, ne yapasın he?”

Çolan Gadir, derin derin iç geçirmiş. Konuşmaya başlamış.

“…..na goyim. Bu güne gada şöööle azımın dadıylen bir domuz öldüremedim. Böyük ikramiye bana çıksın, bi eyi tüfekle, domuzcu bi köpek alcim. Sede bak, Poşnaklan Rasimi yanımda ava götürmem.”

“Ooooo” çekmiş kahvedekiler.

Goca Bıyık Sülüman Dayı, sormuş.

“Ule Gadir bilet aldın mı bilet?”

Gadir, iç geçirip cevaplamış.

“Nerde be dayı. Bende bilet alcek para mı va!

Tüfekte gitti, köpekte...

Bir hayali kaldı..

*

Temel Allah’a yalvarıyormuş.

“Allahım büyük ikramiyeyi bana çıkar. Sonrada canımı al.”

Duası kabul olmuş Temel’in

“Büyük ikramiye Temel’e çıkacak. Sonra da yallah öbür tarafa.”

Temel’in yaşı yüz olmuş. İki yüz olmuş. Temel üç yüz yaşına gelmiş.

Yukarıdan emir gelmiş.

“Niye almıyorsunuz bu adamın canını?” diye.

Demişler ki; “büyük ikramiye çıksın, alacağız canını.”

“Çıkarın o zaman büyük ikramiyeyi.”

“Çıkaramıyoruz.”

Niye?

Temel, bilet almıyor ki!

*

Bilet almadan, ikramiye çıkmaz abicim.

Önce bilet alacaksın.

Sonra hayal kuracaksın.

İster gerçekleşmesi mümkün, isterse mümkün olmayan bir hayal kurun.

Güzeldir hayal kurmak.

Büyük ikramiye sana çıkarsa ne yaparsın?

“Valla, önce karıyı boşarım”

“Bir okul yaptırırım. Müdürü de ben olurum. Bu iktidar beni müdür yapmıyor da.

“Bir hastane yaptırırım. Kızımı da başhemşire.”

“Bu insanlarla uğraşılmaz. Yatırırım parayı faize, çıtır çıtır yerim.”

“Bana Ametttt, diyenler. Ahmet Bey demesinler de göreyim.”

“İyi bir araba alırım.”

“Bir site kurarım, kapıcısı olurum.”

Çıtırların bol olduğu yerlere tatile giderim. Hergün fındık kırarım.

“Herkesin metresi varken, benim santimetrem bile yoktu ya. Bir kaç metre(s) tutarım.”

Bu hayaller, uzar gider.

İnsanların gerçek hayattaki bastırılmış duyguları, birden ortaya çıkar.

Para güçlendirir adamı.

Bütün zafiyetlerini, parayla tedaviye başlar insan.

Paranın gücü, bütün kördüğümleri çözer.

Para sayesinde, bütün horozlar gül ibikli olur.

Eşekler, küheylan.

Keçiler, Abdurrahman Çelebi.

Develer kuaför olur.

Paranın Allah’ı yoktur.

Önüne atılan en güçlüyü, kedi yapar.

Her güçsüzü de aslan.

Adam boşuna yazmıyor arabasının ardına, ”Hanzoyum ama, para bende.” Ya da “Magandayım amma, para bende.”

“Para ben de, güç ben de.”

Güç ben de, ben istediğimi yaparım.

Aslında parayla çözülen bir şey yoktur.

Her şey sindirilmiştir, bastırılmıştır.

Yanlış anlaşılmasın.

Bütün bu saydıklarım, alın teri ile elde edilmemiş zenginlikler ve paralar için geçerlidir.

Sakıp Sabancı bir zamanlar söylememiş miydi. Ancak; emeksiz, kolay kazanılan parayla “Ferrari” alınır, dememiş miydi.

Yani; piyango, toto loto gibi…

Bence, doğru.

*

Büyük ikramiye kazananlara bakıyorum da.

Hiç birisi bu paranın hayrını görmemiş.

Bir dedeye çıktı İzmir’de. ”Dedenin yaşı yetmişti, İşi bitmişti.” Dedeye bir hemşire âşık(!) olup evlenivermişti. Dedenin akrabaları türemişti. Dede ölmüş. Paralar hemşireye kalmıştı. Birde, miras davaları…

İstanbul’da bir Erzurumluya çıkmıştı, büyük ikramiye. Adam, önce kendine bir peruk yaptırdı. Eşini boşadı. Hesapsız kasap gibi, her şeyi yedi bitirdi.

Yine döndü eski haline. Adamda, yine “kafa kel.”

En iyisini Kemal Sunal, (İnek Şaban) yapmıştı bir filminde. ”Zamansız gelen paranın üstüne ederim.”demişti. Tuvalet yaptırmıştı.

Çok para, hızlı verilen serum gibi bazılarını böyle tepe taklak eder.

Büyük ikramiye çıkan herkes, har vurup harman savurmamıştır elbette.

Yatırım yapanlarda vardır.

Güzel örneklerde vardır.

*

Bir bilet alayım diyorum.

Büyük ikramiye bana çıkarsa, hapı yuttuğumun resmidir kesinlikle.

Bunun bilincindeyim.

Biliyorum ki, tuvalete bile rahat gidemem.

Şöyle rahat rahat, yellenemem kesinlikle.

Uykular haram olur, bana.

Yeni akrabalarım çıkar.

Bazı mankenler, yakışıklı adam diye kapıma dayanır.

Bankalar, kapımda çadır kurar.

İlçemde, milletvekili adayı olmamı isteyen bile çıkar ortaya.

Şapkası olmayanlarda, şapka çıkarıp selam vermeye başlarlar.

Mafya para ister.

Koruma tut.

Sokaklar haram olur.

Elleri cebimde gezemem.

Baraja, balık tutmaya gidemem.

Piknik yapamam.

Tutsak olurum sonra.

Para tutsağı.

Yanarım ben ya.

Hiçte güzel değilmiş, “para üstüne” hayal kurmak.

Ben para üstüne hayal kurmaktan vazgeçtim.

Vazgeçtim.

Bilet de almıyorum.

Ben züğürtlüğümden memnunum.

“Azıcık aşım, ağrısız başım.”

Of be!!

 
Toplam blog
: 420
: 1641
Kayıt tarihi
: 19.12.08
 
 

1957 Çanakkale/Yenice doğumluyum. Öykü ,deneme, şiir yazarım. Yazdığım bir çok şiirin bestesini d..