Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ekim '16

 
Kategori
Sosyoloji
 

Büyük Türkiye, Kürdistan bölgesi ve geleceği - 2

Büyük Türkiye, Kürdistan bölgesi ve geleceği - 2
 

Daha önce kaleme aldığım ve Ortadoğu bölgesinde ABD'nin kanırta kanırta kurmaya çalıştığı PKK devletini uzun uzun anlatmıştım. Merak edenler yazının birinci bölümünü BURAYA TIKLAYARAK okuyabilirler. Her gün yeni örneklerini de görüyoruz zaten. %92'si sünni bir Musul'a Şiileri sokmaya çalışmak, Türkmen şehirlerini PKK işgaline sürüklemek gibi her türlü soykırım faaliyeti için gecesini gündüzüne katarak çalışan bir ABD var karşımızda. 

Bu kadar insanın yok edilmesiyle ne elde edilecek peki? IŞİD gelip yüzbinlerce insanı katletti. Son teknoloji ABD silahları ve istihbaratıyla... ABD onu yok etmek için PKK'yı sahaya sürdü. Yüzbinlercesi de PKK tarafından katledildi. En son PKK'yı da "Bunlar terörist" diyerek bir başkasına katlettirecek.

Bunun amacı ne? Bölgeyi insansızlaştırmak elbette. Önce müslümanlardan temizledi. Bunu sözde müslüman IŞİD ile yaptı. O sözde müslüman IŞİD'i temizlemek için bir kitapsızlar ordusu olan PKK'yı kullandı, kullanıyor. PKK ile de kalanları temizliyor. 

Bir başka güç de PKK'yı temizleyecektir. En sonunda bölge yeterince kaos ve insansızlaştırmayla berbat edildiğinde İsrail muhtemelen bir başka araç kullanarak yayılacaktır. Bunun için şu an PKK kullanılıyor. PKK eliyle Suriye'nin kuzeyine İsrailliler yerleştiriliyor. 

Bizim saftirik PKK sempatizanlarımız da oraya Kürdistan kurulacak diye seviniyorlar. Burunlarının ucunu görmekten aciz bu kitle sadece kısa bir süreliğine oraya sadece bekçi diye dikildiklerinin farkında bile değiller. Bunu defalarca yazdım.

ABD'NİN KİRALIK KATİL DEVLET İSTEĞİ

Bugün ABD, İngiltere ve İsrail'in bölgede etnik kıyıma dayalı bir PKK devleti kurma fantezisi olmasaydı eğer, Kürdistan çoktan kurulmuştu. Kurulmuş, Türkiye'ye bağlı bir bölge olmuş ve tıpkı Osmanlı'da olduğu gibi kader ortağı olarak yoluna devam ediyordu.

Ancak ABD buna izin vermiyor. Bugün Barzani ve Kuzey Irak bölgesi Türkiye'nin en yakın müttefikidir. Tıpkı Osmanlı'da olduğu gibi. Peşmerge dediğimiz insanlar Kürt askerleridir. Kader ortağımız, kan bağımız olan kardeşlerimizdir.

Bugün peşmerge Türk askerini gördüğünde, Türk askeri de peşmergeyi gördüğünde aynı güveni hissetmektedir. Ancak bu durum Amerika'yı rahatsız etmektedir. Barzani'yi İran'lı devrim muhafız alaylarına öldürtmeyi planladıklarını herkes bilmektedir.

PKK'lı teröristler buldukları yerde peşmergeleri öldürmektedir. Yüzlerce peşmerge PKK pusularında öldürülmüştür. Hani PKK Kürt dostuydu. Hani Kürt topraklarını savunuyordu? Bugün bağımsızlığa en yakın Kürt toprağı olan Kürdistan'da Kürt askeri öldürmek hangi akla hizmettir? ABD aklına elbet...

ABD bir Kürt devleti istememektedir. ABD bir PKK devleti istemektedir. Yani kendisine kapısında havlayacak köpekten başka bir şey istememektedir. Petrolünü verecek, Arap, Türk ne buluyorsa vahşice katledecek bir katil sürüsü istemektedir. Kuzey Irak'lı Kürtlerse buna yanaşmamaktadır. Neden bunu yapsınlar ki?

ABD OLMASA KÜRDİSTAN VE TÜRKİYE

Bugün askeri, siyasi, ticari ve kültürel olarak Kürt toprakları bizim topraklarımız; bizim topraklarımız Kürt topraklarıdır. Erbil'e gidin, anlarsınız. Erbil'de Türk olmak ayrıcalıktır. Erbil'de Türk gören Kürtler kardeşlerinin orada olduğunu bilmektedirler. 

Bir Erbil camiine giderek birlikte namaz kılabilirsiniz. Birlikte bir Türk restoranına giderek keyifle karnınızı doyurabilirsiniz. Biraz Türkçe bilen bir Kürtle sohbet edebilirsiniz. Biraz Kürtçeniz varsa siz de koyu bir muhabbet konusu açabilirsiniz. Türk Kürt kardeşliğinin içine edenin de PKK-ABD terör örgütü olduğunu açıkça görebilirsiniz.

Eğer ABD bölgenin ırzına geçme planları yapmasa, Kuzey Irak fiilen Türkiye ile bağlanacaktır. Dini, tarihi ve kaderi bir bu güzel insanlar 1000 yıldır birlikte iç içe yaşamışlardır. Sadece dillerinde bir farklılık vardır. Bu da 1000 yıldır hiçbir sorun yaratmamıştır. Bu sorunun ortaya çıkması için İngiltere'nin açtığı yoldan giden ABD ve İsrail 100 yıldır yapılmadık kahpelik bırakmamıştır. Ancak Kuzey Irak'ta akan kardeşlik nehrinin taşkın sularına yine de engel olamamışlardır.

Bugün Musul'da yaptıkları ise yeni bir soykırım dalgasıyla birlikte Kuzey Irak yönetimini devirme çalışmasıdır. Önce PKK'lılarla ve İran askerleriyle bol miktarda peşmerge öldürmeyi deneyecek sonrasında da muhtemelen İran askerleriyle Barzani'yi öldüreceklerdir.

Sonrasında Kürt halkının kaderi yeniden Amerikan fantezilerinin eline kalmış olacaktır. Türkiye an itibariyle Barzani yönetimini ve kurulan Türk-Kürt kardeşliğini ABD-Kürt imha planından kurtarmak için çabalamaktadır. Ancak ABD bu katliamı yapmayı kafasına koymuş görünmektedir.

Barzani öldürülür veya devrilirse yönetim PKK idaresine bırakılacak, Suriye ile Kuzey Irak PKK'sı birbirine bağlanmaya çalışılacak ve Türk-Kürt kardeşliği ortadan kaldırılacak, böylece Büyük İsrail planlarına bir adım daha yaklaşılacaktır.

YA ŞİMDİ?

Şimdisi belli, Kürdistan bölgesinin en kritik yerinde kurulu ve etrafı peşmergelerin korumasıyla çevrili Başika kampını kullanarak veya dışarıdan müdahale ederek Erbil'î ve Kürt yönetimini ABD-PKK ikilisinin katliam ve darbe girişiminden korumak için Türkiye elinden geleni yapacaktır.

ABD de elinden gelen her ne katliam girişimi varsa onu deneyecektir, denemektedir de. Gerekirse Erbil'e İran askerlerini sokmak dahil tüm acil durum senaryoları Amerikalılar için Türk-Kürt kanı akıtma uğrunda masaya getirilmesinde sakınca olmayan seçeneklerdir. Bunu Suriye'de gördük, görüyoruz.

ABD ve batılı medya Suriye'de Türkler Kürt düşmanı diyerek PKK'ya sahip çıkmaktadır. Oysa Irak'ta adı da çatır çatır Kürdistan olan topraklardaki Kürt-Türk kardeşliğinden ve birliğinden hiç bahsetmemektedirler. Neden? Çünkü Kuzey Irak yönetimi PKK'lı değil, Amerika'nın köpeği olma uğruna tarihini ve şerefini satmaya meraklı değil. Öyle olsaydı çoktan her gün haberleri yapılırdı.

SONSÖZ

Sözün özü, Rusya ABD'yi nasıl alt eder? başlıklı yazımda uzun uzadıya ele aldığım gibi Rusya'nın desteğiyle ABD'nin küresel fantezilerine dur dememiz gerekmektedir. Rusya ne pahasına olursa olsun İran'ı da hizaya getirerek bu oyunu bozmalıdır.

ABD'nin parçalayıp yutma stratejisinin anti tezi birleştirip büyütmedir. Bunun için var olan potansiyel Amerika'nın bölmek için yaratmaya çalıştığının fersah fersah fazlasıdır. Dediğim gibi, bunların hepsi Rusya'nın ve İran'ın da son şansları olabilir.

İran bugün Amerikan gazıyla %92'si sünni olan Musul'a sokularak "yeni bir şii kenti kurma" fantezisi peşinden giderek kendi yok oluşuna bir çivi daha çakmakta olduğunu göremiyor olabilir. Dimyat'a pirince giderken kendi ülkesinde yaratılacak büyük mezhep kışkırtmalarına da davetiye çıkarttığının farkında olmayabilir.

4000 yıllık bir geleneği olsa da "Türkiye bölünürse bana kalır buralar" diyecek kadar kör bir hırs ve beyinsizliğe kapılmış da olabilir. Ancak birileri mutlaka Türkiye'ye acımayanın İran'ı da bozuk para gibi harcamak için A, B ve hatta Z'ye kadar plan yaptığını görecek zekaya sahip olabilir. Bu yüzden başta Rusya olmak üzere birileri bu tekere çomak sokmayı denemelidir. Buna şüphesiz İran da dahildir.

Aksi takdirde ne Şii kalacaktır buralarda ne sünni. Mukteda El Sadr gibi Şii imamlar da kullanıldıklarını fark ettikleri gün kafalarını bir Havra'nın duvarına vurmak isteyebilirler. Her şey için çok geç olmadan önce birileri bir şey yapmalı. Evvela Putin... Büyük devlet adamıysan göstermek için son şansların olabilir bunlar...

 
Toplam blog
: 352
: 2915
Kayıt tarihi
: 05.06.10
 
 

Jack Amca, düşünsel dünyasındaki gelişmeleri dışa vurmak niyetiyle başladığı yazı yazma sevdasına..