Büyükada Ormanları

Orman diyince aklıma çok da iyi şeyler gelmez çocukluğumdan beri manyağın biri çocuklarını ormana bırakmış ve Hansel'le Gratel kaybolmuş zavvalılar cadının elinden zorla kaçıp kendilerini ormana terkeden manyaklarla yaşamak üzere dönmüşler.

Bir de Pamuk Prenses varki ne desem boş sen kızcağızı öldürülmek üzere yolla avcı allahtan vicdan sahibi bir abimiz kendisi güya kızı öldürmeyip ormana bir başına bırakıyor. Hiç düşünmüyor bu kız ne yer ne içer ormanda tek başına falan.

Amaan bir sürü korkunç masalı bir kenara bırakıyorum kırmızı başlıklı kız misali lay lay lom ormanlarda yalnız başıma yürüyebilmişliğim bile yoktur o derece tırsağım. Gel gelelim ormanın insanlar için ne kadar önemli olduğunu bilirim.

Bir kere ekolojik dengeyi kendilerine borçluyken tuttuk dengeyi bozmak için yemedik içmedik ormanları bir bir yok ettik. Şimdi havadaki karbondioksit üst sınırı 350 iken şu anda 392 parçacık. Rakam matematiksel olarak korkunç görünmese de şu kadarını söyleyelim gezegeni kurtaramayacağımız kadar geç kaldık. En kısa zamanda bu oran düşürülemezsse sağlık olarak tehlikedeyiz. Ne iç ne de dış mihraka gerek kalmadan ölüceeeez.

İklim değişiklikleri yalnızca insanları öldürse kılımı kıpırdatmam elime bir poşet çekirdek alır seyrederim, ama hiç de suçu olmadığı halde diğer canlıların ölmesine ve yok olmasına gönlüm el vermiyor. Hala ümidim var bir şeyler yapılabileceği konusunda.

5 Mayıs önemli bir tarih yerellerde yapılacak eylemlerle 350 sayısının anlamını ve vahametini anlatacağız. Malum Büyükada'da yaşıyorum doğal olarakta Byükada'ın en büyük ekolojik sorunlarından biri orman ve fayton. İster inanın ister inanmayın faytonlar doğaya zarar veriyor. Atlar sağlıklı koşullarda yaşamıyor. İyi bakılmıyorlar. Hele ormanların korunması mevzuna hiç girmeyelim.

Acil acil diye sokaklarda çığırmak geliyor içimden. Orman sınırları daha iyi korunmalı. Ormana zarar veren canlılarla mücadele edilmeli. (Buna insanları da dahil etmek isterim). Yangın tehlikesini kaldıracak bir seviyede değilim bile.

Turist denilen canlılara karşı ekolojik çitler estetik ve hoş olacaktır. Böylece atların olduğu kadar insanlarında ormana zarar vermesi bir nebze engellenebilir diye düşünüyorum. Yeniden ormanlandırma canlandırma çalışmaları hızlanmazssa erezyon tehlikesini göze almak binlerce arazi kaybına göz yummak gerek. Zaten minicik ada kaç dönüm arazi var ki kaybetmeyi göze alacağız merak ediyorum.

Ada halkını olduğu kadar (her ne kadar ben buralarda yabancıları sevmesem de geliyorlar), turistleri de bilinçlendirmek ormanlarımıza karşı uyarmak için 5 Mayıs'ta Büyükada'da saat kulesinin önünde bir grup öğrencilerimle el ilanları dağıtarak iklim adaleti konusunda farkındalık yaratmaya çalışacağız. Hepinizi beklerim efendim. İstanbul'dan kaçmak ve gezegen için bir şeyler yapmak isterseniz biz burada olacağız.