Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Haziran '10

 
Kategori
Öykü
 

Büyüklere masallar serisi 2- Katie'nin hikayesi

Büyüklere masallar serisi 2- Katie'nin hikayesi
 

Katie, Dublin’de teyzesi Merry ile birlikte yaşarmış. Katie, küçükken ailesi ile birlikte seyahatten eve dönerken trafik kazasında anne ve babasını kaybetmiş. Katie kazadan hiç yara almadan kurtulmuş. Kazadan sonra Katie’e teyzesi Merry bakmış. Merry’nin küçük bir çiftlik evi, çiftliğinde ise 4 keçi, 5 tavuk ve 2 büyük ineği varmış. Evinin arkasındaki bahçede elma, şeftali ve sebze yetiştirir, yetiştirdiği meyve, sebzeleri pazarda satarak geçimlerini sürdürürlermiş. Katie’nin okuldaki en samimi arkadaşı, ondan 3 yaş büyük olan Steven’mış. Steven’in babası maranagozluk yaparmış. Steven’nın 3 kardeşi varmış. Steven en küçükleriymiş. Steven, sürekli kekelediğinden genelde az konuşurmuş. Katie, kekelemesine rağmen Steven’ı her zaman sabırla dinlermiş.

Katie bazen okuldayken dalıp gider ve kendi kendisi ile konuşmaya başlarmış. Okuldaki diğer çocuklar Katie’nin bu durumu ile dalga geçerlermiş. Steven, Katie’nin bu durumunda hiç rahatsız olmazmış. Günlerden bir gün Steven Katie’e kendi kendine konuştuğun zamanlarda kiminle konuşuyorsun diye sormuş. Katie’de, anne ve babasını kaybettiği trafik kazasında tanıştığı Sammy ile konuştuğunu, Sammy’nin kaza sırasında ona nasıl yardım ettiğinden bahsetmiş. Bunun üzerine Steven;

-“Nnnneden bbbiiz onu ggggöremiyoruzzz ” dediğinde ise ;

Katie; “Sammy’nin değişik bir görüntüsü var. Sammy diğer çocukları ve seni korkutmamak için sizlere görünmek istemez” demiş.

-“Pppeki nnnasıl bir gggggörüntüsü var” diye sormuş Steven
- “Altın sarısı parlak kanatları ve beyaz minik bir elbisesi var. Kanatlarını çırparak uçtuğunda kanatlarından ışık parçacıkları dökülüyor. Ayrıca sarı saçları ve kocaman mavi gözleri var” demiş Katie
Steven, ”hııımm aaanladığğğım kkkkadarıyyyla çok uuufak bir şey, ssseni kkazadan nnnnasıl kurrrtarabildi “” diye sormuş
- Katie; “Sammy’nin öyle göründüğüne bakma. Kanatlarını çırparken kanatlarından dökülen ışık parçacıkları insan bedenine değince hafifliyorsun ve o da böylece seni rahatça havaya kaldırabiliyor.” demiş.
- Steven, “Aartık bbbanna aaanlattığğğına göre bbbana gggörünebilir mi nne ddersin?” demiş
- Katie “Şu an bana çok inanmıyorsun. İnansan sana görünüp görünmeyeceği konusunda soru sormazdın. Ancak inandığında ve gerçekten görmek istediğinde onu görebilirsin. Büyük bir ihtimalle senin de böyle bir dostun var ama sen onu görmek istemiyorsun. Onlar, ona inanmazsan sana görünmezler çünkü seni korkutmak istemezler.” demiş
- Steven; “Aaaammmaa bbbben ggggerçekten innnanıyorum“demiş.
- Katie; “O zaman sana görünmesi an meselesi, bekle dostum. Şimdi eve gitmem lazım yapacak bir çok işim var. İneğin sütünü sağıp, tavukların yumurtalarını alıp yarın ki Pazar satışına hazırlanmam lazım. Pazartesi okulda görüşürüz Hoşçakal” demiş.
- Steven, “Hhhhooşçaakal” demiş.

Steven eve doğru yürürken Katie‘nin kafayı yediğini düşünüyormuş. Katie’nin okulda onu dinleyen tek kişi olması sebebiyle bu konuda fazla ileri gitmemeye karar vermiş. Bir an söyledikleri doğru olabilir mi acaba diye düşünmüş. Tam o sırada sağ kulağında kıkırdama sesi duymuş. Sonra bende Katie gibi deliriyorum galiba diyerek evine doğru koşmaya başlamış.

Katie, eve vardığında mutfaktan güzel yemek kokuları geliyormuş.Yine teyzem güzel yemekler yapmış diye aklından geçirmiş. Hemen ahıra gitmiş inekleri sağmış ve yumurtaları toplamış. Mutfağa geldiğinde Merry teyzeyi yerde yatıyor şekilde bulmuş. Hemen yanına gitmiş. “Merry Teyze, Merry Teyze “diye bağırmış. Merry teyzesi yanıt vermiyormuş. Yüzünde huzurlu bir gülümseme varmış. Katie’nin birden kalbi sıkışmaya başlamış. Bu hissi annesi ile babasını kaybettiğinde de hissettiğini hatırlamış. O an Sammy belirmiş. Ve “Evet Katie, Teyzende annen ile babanın gittiği yere gitti, o şimdikinden daha mutlu, üzülmene gerek yok” demiş. Katie’nin gözünden bir iki yaş damlası düşmüş, sonra yaşlar gittikçe çoğalmış. Sammy ne söyler ise söylesin, Katie’nin üzüntüsü her geçen saat giderek daha da artmış.Teyzesini de ailesi gibi bir daha göremeyeceği duygusu onu çok korkutuyormuş. Devamlı ağlamış, Sammy onu sakinleştirmeye çalışmış ama başarılı olamamış.

Katie, Merry Teyzesinin cenazesi kaldırıldıktan sonra, kimsesiz çocuklar yurdunda yaşamaya başlamış. Kimsesiz çocuklar yurdunda aynı odayı 6 çocuk ile birlikte paylaşıyormuş. Kendisi ve diğer çocuklara bakan Bayan Gilbertte çok iyi bir insanmış. Yurda geleli 5 sene olmasına rağmen Katie’i talep eden bir aile olmamış. Katie’nin yüzü artık hiç gülmüyormuş. Sadece kendisine verilen görevleri yapıyor sonrasında ise ya uyuyor ya da bahçede oyalanıyormuş.
Katie, bir gün güneşli bir günde yurdun bahçesindeki elma ağacının altında otururken, uzun zamandır ne kadar yalnız olduğunu düşünmüş ve ağlamaya başlamış. Tam o sırada eski okul arkadaşı Steven’in kendisine doğru yürüdüğünü görmüş. Steven ilkokulu bitirdikten sonra çalışmak zorunda olduğu için okulu bırakıp babasının marangozluk dükkanında çalışmaya başlamış. Uzun zamandır birbirlerini görmüyorlarmış. Steven o gün yurdun yakınlarındaki bir eve dolap tamiri için gitmiş. İşi erken bitince aklına Katie gelmiş ve ona uğramaya karar vermiş. Katie’i 3 yıldır ilk defa Katie’i gördüğü için çok mutlu olmuş.

Steven; “Nasılsın dostum, uzun zaman oldu, hiç görüşemedik” demiş.
Katie göz yaşlarını sildikten sonra ;
“ Çok iyiyim. Sen nasılsın?” demiş
“Ben de çok iyiyim Hayrola niye ağlıyorsun. Her zaman mutlu olan Katie’e ne oldu? “demiş Steven
“Yok dostum iyiyim. Uzun zamandır çok yalnızım. 5 yıldır beni seçen bir aile olmadı. Yeni gelen aileler de yaşı küçük olan çocukları seçiyorlar. Yalnızlığımı hatırlayıp hüzünlenmiş olmalıyım, birazdan geçer. Bir dakika sesine ne oldu artık kekelemiyorsun çok düzgün konuşuyorsun? Nasıl oldu bu iş anlatsana”demiş Katie
“ Senin sayende dostum” demiş Steven
“ Nasıl yani “demiş Katie
“ Babamın marangoz atölyesinde çalışırken ben de benim Sammy’mime yani Saki’ye rastladım. Bana kekelemeden nasıl konuşabileceğimi öğretti.” demiş Steven;
“İnanmıyorum sonunda görünmez dostunu bulmuşsun. Merry Teyzem öldükten sonra Sammy’i de kaybettim. Merry Teyzemin ölmesine o kadar içerledim ki o kadar ağladım ki Sammy’nin sesini duymaz oldum, onu uzun zamandır göremiyorum.” demiş Sammy
“ Oo...Katie sen vahim durumda olmalısın dostum. demiş .
“ Ben inancımı kaybettim sanırım. Her şeyi görev olarak yapmaya başladım. Eskisi gibi gülmüyor ve eğlenemiyorum. Ya okuldayım, ya da Bayan Gilbert’a yurttaki işlerinde yardım ediyorum. Bazen hava güzel olduğunda bu ağacın altında oturuyorum. Artık hiç bir şey beni heyecanlandırmıyor. Senin anlayacağın ne söylenir ise onu yapıyorum” demiş Katie

“Sen yaşam enerjini kaybetmişsin dostum. Hem yaşıyor hem de yaşamıyor gibisin Sammy de seni bu yüzden terketmiş olmalı. Onlar yaşam enerjisinin olmadığı yerde 3 günden fazla duramıyorlar. O kadar hızlı titreşiyorlarken ağırlık olduğunda yani neşe ve çoşku olmayan ortamlarda duramıyorlar. Saki’nin bana anlattığı sırrı anlatmamı ister misin? Bu sır bana yaşamımı geri verdi. Artık hiç yaşamla mücadele etmiyor, kendimi eskisi gibi insanlardan uzak tutmuyorum. Artık sadece beni mutu eden şeyleri yapıyorum” demiş Steven

“Söylediklerin biraz tuhaf geliyor ama anlat bakalım neymiş bu sır“demiş Katie
Steven, kahkahalar ile gülerek anlatmaya başlamış. “ Okulda birlikte iken Sammy’den bahsettiğin günü hatırlıyor musun. O günden sonra olanlar uzun zamandır kapattığım kalbimi tekrar açmama sebep oldu. Sana ve Sammy’e çok minnettarım. Hayatımı değiştirdiniz” demiş.

“Ne söylediğini anladığımı söyleyemen neyse anlat bakalım “ demiş Katie
Steven, “ O gün senden ayrıldıktan sonra sağ kulağımda bir kıkırdama sesi duymuştum. Seni anlattıklarından esinlendiğimi düşündüm. Kendi kendime gülerek kaçırıyorum galiba dedim. Hatırlarsan ilkokulu bitirdikten sonra babama yardım etmek için okulu bırakmıştım. Babamın atölyesinde çalışmaya başladım. Boş kaldığım zamanlarda atölyedeki tahta parçalarından küçük hayvanlar, şekiller yapıyordum. Bir gün tahtadan Sammy yapmaya karar verdim. Babam tahtadan yapılmış kanatlı, güzel kız çocuğunu görünce “Çok yeteneklisin Steven, seninle çok güzel mobilyalar yapacağız dedi. Kolayca yaptığım bir şey için takdir almak bana iyi gelmişti. Kendime güvenim artmıştı. Ve işte o an Sammy’nin gücüne inanmaya başladım. O günden sonra rüyalarımda kendi Sammy’mi yani Saki’yi gördüm. Her akşam onunla sohbet ediyorduk. Saki, bana kekelemeden nasıl konuşabileceğimi öğretti. Ben konuşurken özel bir ritim yapıyordu. Konuşurken bu ritme dikkatimi vermemi ve o ritme uygun olarak konuşmamı istiyordu. Kekelememin benim çok hızlı düşünmemden kaynaklandığını, konuşma tempomun düşüncelerimin hızına yetişemediğini söyledi. Onun dünyasında kekeleme çok rastlanan bir durumdu. Kendisi gibi yüksek titreşimde olanların farklı evrenlerden dünyaya geldiklerinde titreşimin yavaş olması sebebiyle insan dostları ile konuşurken başta kekediklerini sonra bana öğrettiği gibi aynı yöntemi kullanarak kekeleme sorununu çözdüklerini anlattı. 3 aylık bir çalışmadan sonra gördüğün gibi gayet düzgün konuşabiliyorum artık.”Dedi
“Tebrik ederim bravo. Peki bana bahsedeceğin sır neydi? “dedi Katie
“Bir gün Saki ile sohbet ederken bana artık kekelemiyorsun ama yine de seni üzgün görüyorum”dedi. Artık kekelemeden insanlarla konuşabildiğim için çok mutlu olduğumu ancak içimden bir ses şu an yaşadıklarım dışında farklı bir yaşamım olabileceğini söylüyor ve ben de o hayatı kaçırıyormuş gibi hissediyorum .

“Tam olarak nasıl şeyler bunlar anlat bakalım “dedi. Saki
“Bir an oluyor ki kendimi çok güzel bir ormanda hayvan dostlarım ile konuşurken görüyorum. Bir an büyük bir şehirde dostlarım ile sohbet ettiğimi, diğer bir an yüksek karlı dağlara tırmandığımı görüyorum”
“Çok güzel” dedi Saki
“Çok güzel! ne?“ diye yanıtladı Steven
“Tamam tamam kızma anlatacağım. Tüm o gördüklerinin hepsi gerçek, sen, aslında şu an kendinin diğer evrenlerdeki hallerini görüyorsun. Şu an canın bir şey yapmayı çok istediğinde, diğer evrendeki senin o şeyi yaparken ki halini hissediyorsun. Aklına gelen her şey, farklı bir evrende o anda zaten gerçekleşiyor. Kekelemeyi bıraktığında kendine inanmaya başladın. Titreşimin yükseldi. Yaşam enerjin arttı ve diğer evrendeki diğer senleri de hissetmeye başladın. Aslında bir şeyleri kaçırmıyorsun. Aklına gelen her şey şu anda gerçekleşiyor. Bu yüzden acele etmene, paniklemene gerek yok. Anda kalabildiğin sürece potansiyelinin tamamını hissetmen mümkün olabilir. Yaşam enerjini daha da yükseltip kendine inanmayı sürdürdüğünde sadece şu anki seni değil diğer evrenlerdeki mutlu olan, olmayan diğer senleri de hissedersin. Diğer evrenlerdeki mutsuz olan senler titreşimlerini arttırdıklarında diğer senleri farkedecek ve yaşam enerjileri artacak. Ve mutlu olmak için bir şeyler yapmalarına gerek olmadığını zaten akıllarına gelen tüm deneyimlerin kendileri için şu anda gerçekleştiğinin farkına varacaklar. Ve güvenle şu anki hayatlarına devam edip, yaşamdan daha fazla keyif almaya başlayacaklar. Ve sen de kendini daha da iyi hissedeceksin“ dedi Saki

“ Anlattıkların çok güzel görünüyor sence gerçek olabilir mi? dedi Katie
“ Tabii ki gerçek. Okuldayken bana söylediğini şimdi sana ben söyleyeceğim.

Ancak inandığında ve gerçekten görmek istersen tüm bunları hissedebilir ve yaşayabilirsin. İyisi mi titreşimini yükseltmek için senin mutlu eden şeyleri yap ki yaşam enerjin yükselsin. Ancak o zaman evrenin gerçeğini farkedebilirsin. Şu anda kalıp seni mutlu eden şeyleri yaptığında senin için her şey mümkün. Bunu sen bana öğrettin sevgili dostum. Sen her şeyi yapabilirsin. ....

İşte Katie’nin hikayesi böyle. Sonra ne mi olmuş sonrasını sizin hayal dünyanıza bırakıyorum. Ne dersiniz? Steven’in söyledikleri doğru olabilir mi? Kalbinizi evrenin tüm potansiyeline açmaya ne kadar niyetlisiniz. Katie’in eskiden yaptığı, Steve’nın şimdi yaptığı gibi şu anda mutlu olmayı keşfetmek çok zor olmasa gerek..

Sevgiler, Sibel

 
Toplam blog
: 17
: 840
Kayıt tarihi
: 27.05.10
 
 

Uzun yıllar finans sektöründe ağırlıklı iyileştirme ve geliştirme projelerinin hayata geçirilmesi üz..