Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Nisan '16

 
Kategori
Güncel
 

Büyüklere Oyuncaklar

Kapitalizm ne güzel bir sistem. Tıkır, tıkır çalışıyor ve hiç kimse de bu sistemi engelleme ve karşı gelme kapasitesine sahip değil. Öncelikle insanın eline beğendiği oyuncakları, din, tabuları (Film, reklam, spor ve diğer yarışmalar) veriyor, oyalıyor. İnsana sahte dinler zevkler üretip, idealler çiziyor. İdealleri süslüyor, sonra da o ideallere ulaşmak için gece gündüz çalıştırıyor. Sonra da insanın elinden alıyor. Hatta alması için insanoğlu yalvarıyor.

Kimisi güzel ve zengin olmak uğruna, kimisi daha mutlu olacağına inandığı birliktelikler yaşamak umuduyla eşini çocuğunu ülkesini vatanını ailesini namusunu kendini feda ediyor. Kölelik sistemi olsaydı, en azından köle olduğunu bilirdi. Hâlbuki şimdi kral olduğunu sanıp, köle olarak yaşayıp duruyor. İnsanlar nasıl ve neden mutlu olur? Söz gelimi güzel bir telefon alır, bir ay sonra sıkılır. Dünyanın en güzel veya en yakışıklı erkeğini hayal eder,  diyelim ki evlendi, sıkılır. Ne hayal etti ve ulaştıysa kesinlikle insan sıkılır. İnsanın bu noktada fark etmediği, en önemli şey ise “kendisidir” Bundan binlerce yıl öncesinde de insanlar yaşıyorlardı. Karınlarını doyurmak, doğal yasa kuralları gereği çiftleşmek, sonra sonra aile kurmak gibi hayalleri vardı. İnsan buluğ çağına girdikten sonra üreme hormonları faaliyete geçen bir varlıktır. Ancak ona resmi olarak on sekiz yaş saçmalığı dayatıldığı için o yaşa kadar adamdan sayılmaz. Hâlbuki o yaşlarda koku alma düzeyi en yüksek düzeyde olan insan doğa kuralı olarak, eş seçmeye başlar. Belki de o yüzden ilk aşklar, ilk platonik aşklar unutulmaz olur.  Ona dayatılan ne varsa maddi olarak zenginlik üzerinedir, genel kurallar vardır, dini kurallar vardır. Bu dönemde duygular genellikle bastırılır. Günümüzde ise ideal kız ve erkeklerin TV dünyasının ona dayattığı rol modeller vardır. Rol modeller o yaştaki insanı o kadar etkiler ki, adeta o kişiyi tanrılaştırır. Bazen film yıldızı, sporcu, müzisyen vs. Ama gerçek hayat birçoğu için ne yazık ki böyle değildir. O da ne yapar, içlerinden en yakışıklısını en güvenlisini en paralısını mecburen seçer. Doğa yasaları derki: “Kadın eğer, serbest ve istediği ile evlenebilse sakat çocuk diye bir şey söz konusu olmaz” Çünkü kadın cinsi türler arasında en sağlıklı eşi normal şartlarda seçme yeteneğine sahiptir. İşte o yüzden sağlıklı aşk ilişkisi kişiyi, çocuklarını özgürleştirir. Buradan herkes üstüne düşeni alsın. Bu konuda binlerce yıllık araştırmalar mevcut, merak eden açıp okur.

Gelelim kapitalizmin oyuncaklarına; oyuncak paylaşımı, oyuncak üstünlüğü genellikle benimki iyi seninki kötü tartışmasına açıktır. Bu tartışma alevlenir. Kavga çıkar. Oyuncağını korumaya çalışan insan bir çok şeyini vererek yeni oyuncaklar alır. Diğerinin oyuncaklarını alır veya alamaz. Ama oyuncak kavgası oyuncak fabrikasında son bulur. Son zamanlarda Suriye bunun için mükemmel bir örnektir: Oyuncak kavgası kanlı bitti, öyle ki, oyuncaklar bir tarafa insanlar bir tarafa savruldu. Oyuncaklar bu arada insanlara sahip falan da çıkmadı öyle. Hâlbuki o oyuncakların o insanları hem bu dünyada hem öbür dünyada koruyacağı söylenmişti. Kavga eden insanlar, yollara düştüler ta Almanya’ya kadar ulaştılar. Tüm oyuncaklarını terk ederek, yalın ayak başıkabak. Almanya nitelikli insanları sever, işini mesleğini sağlığını dişin (Türkiye’ye gelen doktorların 1960’larda her şeyi kontrol ettikleri ve bir kısmına vize vermeyip “Senin işin Almanya’dan iyi” dendiği söylenir.) Ve şimdi oyuncak fabrikasında çalışacakları günleri bekliyorlar. Dünyanın her yerinde oyuncak fabrikasının renkli renkli temsilcileri kimi satış kimi av peşinde.  Kimi televizyon yıldızı, kimi parti başkanı. Kimi  zehirli din dağıtıyor, kimi uyku şekeri.

"Günaydın oyuncak fabrikasına Hoşgeldiniz"

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..