Büyüklerin Transfer Hamleleri

Transfer mevsimi sürerken bazen patlayan bombalara bazen de sönen balonlara şahit oluyoruz.

Transferi ihtiyaçlarına ve keselerine göre yapıp, sattıklarından para kazanabilen tek kulüp ve benim için -aşırı abartılı da olsa- Türkiye'nin bu anlamda Porto'su Trabzonspor. Özellikle son 10 yılda, düşük hatta sıfır maliyetle başka kulüplerden alıp, altyapıdan yetiştirip, milyonlarca dolara futbolcu satabilen  Trabzonspor, geçmişte Fatih Tekke, Gökdeniz, Stepanov, Gökhan Ünal gibi şimdi de muhtemelen Burak Yılmaz'dan kasasına para koyabilecek.

Bunun en önemli sebeplerinden biri Trabzon'da daha rahat forma bulan futbolcuların sürekli oynayarak kendilerini geliştirebilmesi. Bu duruma en güzel örnekse sanırım Burak Yılmaz.  Beşiktaş ve Fenerbahçe'de yeterince süre alamayan Burak, Trabzon'da Şenol Hoca'nın da katkılarıyla Avrupa'da bile isim sahibi bir futbolcu haline geldi.

Şimdide Trabzonspor aynı doğrularına devam ediyor. Gençlerbirliği'nden alınan Soner ve Yasin bir kaç yıl sonrasının ihraç ürünü olacak. Özellikle Fenerbahçe'nin peşine düşüp anlaşamadığı  Soner önümüzdeki yılın en çok gelişme kaydedebilecek futbolcusu olmaya aday. Yasin ve Soner'in teknik kapasiteleri ve futbolcu karakterleri Trabzon için şimdiden bir artı.

Fenerbahçe ise tüm olumsuzluklara ve eksilerine rağmen transferin en iş bitiren kulübü. Kuyt, Hasan Ali ve Salih Uçan transferleri haricinde hedeflenen transferler de gerekli görülen yerleri dolduracak tarzda. Bitmesi muhtemel Mehmet Topal transferiyle birlikte  yapılan ve yapılacak transferlerde en etkin unsur; Aykut Kocaman'ın karakter yapısına uygun futbolcular olarak beliriyor. Emre Belezoğlu'nun tutulmayıp, aynı yere Mehmet Topal'ın milyonlarca dolar verilerek alınmak istenmesi transferdeki Aykut Kocaman etkisinin işareti.

Bir diğer olumlu hareket ise mevcut futbolcuların uzatılan sözleşmeleriyle 3-5 yıllık takım iskeletinin oluşturulması. Aslında dış transferden çok daha önemli olan bu iç transfer hareketi, bir arada uzun süre oynayacak Stoch, Musa Sow, Gökhan Gönül, Hasan Ali, Volkan, Serdar, Cristian, ve büyük ihtimalle Mehmet Topal gibi isimleri takıma kazandırdı. Önünde en az 3-4 yıl daha verimli çağı bulunan bu futbolcularla birlikte  Recep Niyaz, Salih Uçan, kaleciler Ertuğrul ve Mert hatta Gökay ve Orhan Şam gibi daha geriden gelen futbolculardan kurulu çekirdek kadro büyük işler başarmaya adaydır.

Aykut Kocaman, kendi futbolculuğundaki gibi rakibe değil topa agresif, işi sadece futbol olan ve basit oynamasını bilen futbolculara yöneliyor. Geçen yılki; kaleciden itibaren pasla çıkan, topa sahip olan ve pas yaparak rakibi bozmaya çalışan oyun tarzını yeni gelecek oyuncularla daha da ileri götürmeye azmetmiş durumda.

Galatasaray  ise halen arama safhasında. Şampiyonlar liginde direk oynama avantajı elinde bulunmasına    rağmen şimdilik pek ses getirecek transfer görünmüyor. Kiralık da  olsa Umut Bulut olgunluk çağında ve Avrupa görmüş! bir futbolcu olarak önemli katkı yapacaktır. Ben yinede Fatih Terim faktörünün transferde etkili olabileceğini (yöneticiler biraz beceriksiz kaldı) ve  en az bir yıldız futbolcuyu renklerine bağlayacaklarını düşünüyorum.

Beşiktaş transferde FEDA sloganıyla maddi olarak en karlı çıkacak takım gibi görünüyor. Oyuncuların ücretlerinde indirime giden yönetim Avrupa'dan uzaklaştırılan takımı sadece yurtiçine konsantre etmekte sorun yaşamayacaktır. Bu durum aslında futbolcuları da geçen sezon ki Fenerbahçe misali ateşleyebilir. Umarım yeni teknik direktör kan uyuşması problemi yaşamadan işi idare edebilir. Biraz agresif halli olan Samet Hoca yaşın kemaliyle yıldız futbolcuları hizaya sokarsa takım başa güreşebilir. Ancak ben halen Beşiktaş'ın Çeteden kurtulması gerektiğine inananlardanım. Aldıkları paranın hakkını veren futbolcu bana göre 5-10 maçta bir  şık gol atan yıldız eskisinden her zaman daha evladır.