- Kategori
- Güncel
Büyüklüğü değil, güzelliği önemli
Küçük, farklı, huzurlu ve güzel
Başbakan tek başına Çamlıca’ya "Cami yapalım kararını aldı ve Maraş'ta gördüğü bir caminin mimarına karar verdi.
Mimar ise dün projeyi tek başına çizdiğini ve 2–3 aya netleşeceğini açıkladı. Seçilen mimardan "en büyük" yapmak ve ecdadı geçmek dışında bir fikir çıkmıyor.
Kimse kusura bakmasın bir şeyin en büyüğünü, en pahalısı yapmak genelde köklü bir tarihi mirası olmayan petrol zengini "Arap" ülkelerine (Dubai, BAE gibi ülkeleri kast ediyorum) ve gücü ile halkı ezmek isteyen "diktatöryel" rejimlere has bir davranıştır.
Camiler huzur bulunan mekânlardır ve Çamlıca'ya bir cami yapılacaksa bunun insanların huzur bulabileceği, yeşillikler içinden güzel manzarayı görüp huzur bulup, şükür edeceği bir yapı olması gerekir.
İlla ki yapılacaksa küçük ama yaratıcı, orijinal, bir şey yapmak çok daha değerlidir. Örneğin Ortaköy Camii en büyük olduğu için değil, güzel, farklı ve tam bulunduğu konuma uygun yapıldığı için İstanbul manzarası deyince ilk akla gelen resimlerin içinde yer alır.
Amaç yapılacak Caminin görünmesi ile zaten Çamlıca tepesine 3-4 katlı bina bile yapılsa her yerden gözükür.
Her sözü hızla yerine getirilen Başbakan'ın 3 yıl önce verdiği otoban gişeleri şehir dışına alınacak sözünün niye hala yerine getirilmediğini de burada sormak istiyorum. Yoksa işin içinde vatandaştan para almak olunca bazı sözler unutuluyor mu?