Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Haziran '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Büyülerimin erkeği...

Büyülerimin erkeği...
 

Ak büyü...

Kara büyü...

Kırmızı büyü...

"Resmi ruhsatlı medyum ...... Hoca. Ülkemi seviyorum. Vergimi veriyorum" yazmış... Kırmızı renk ve büyük harflerle.

"......... bölümünde seçtiğiniz konu için -hiçbir ücret almıyorum (kırmızı ve büyük harfle yazılmış yine)- işiniz olduğunda hizmetimiz siz değerli müşterilerime bırakıyorum. Aldığım ücretin faturasını kesip, size veriyorum"... diyerek devam etmş açıklamasına.

Esnaf Sanatkarlar Sicil Tasdiknamesi, vergi kimlik kartı, vergi levhası'nın fotoğraflarını da çekmiş... Bir güzel yerleştirmiş web sayfasına.

Bir de Türk bayrağı var sitenin sol, üst tarafında... Dalgalanıyor. Hani şu "hareketli resim" olanlarından. Ne alakası varsa medyumluğun bayrakla.

Bir de güvence verilmiş "yazılan her konunun gizli kalacağı" konusunda.

Hani cami hocası oğlunu ders çalışıyor sanıp da... Ders kitabının içine ustaca yerleştirip, gizleyerek okuduğu... Çıplak kadın fotoğraflarının olduğu dergiyi görmüş... "Ne bu rezalet. bunlara mı bakıyorsun?" diye sorduğunda aldığı cevap gibi... Ben de "esefle bakıyorum" web sayfasına.

Nereden geldim bu web sayfalarına... Anlatayım.

Tatilin keyfini çıkarttığım günlerdeyim. Sabahın öğlene yaklaşan saatleri... Hani diyetlerde yazar ya, "kuşluk vakti." Keyifle kahvemi içip, gazetemi okuyorum. Telefon çaldı. Bir arkadaşım. "Ne oldu biliyor musun?" diyerek, direkt başladı söze. İnsan önce bir hal-hatır sorar, selamlar di mi? Yok... Demek ki bunları yapamayacak kadar önemli (!) konu.

Evde temizlikçi kadın üçgen, katlanmış bir paketimsi bulmuş. Açmışlar, içinde Arapça yazılar. Tabii anlayamamışlar ne yazdığını. Ama, temizlikçi kadın... O çokbilmiş... demiş ki "Bu mutlaka büyüdür, büyü."

Kızcağız da panik içinde beni aramış. Bu konuda aranabilecek en son insanı. Ben ne anlarım Arapça'dan, büyüden. "Git" dedim. "Bir bilene sor."

- Kime sorulur ki? Dedi. Sesi umutsuz.

- Ne bileyim ben. Yok mu çevrende hacı-hoca veya Arapça bilen birileri.

- Yok... Dediği anda. aklıma intermet geliyor. Neden olmasın? Bunu ona da söylüyorum... Seviniyor. Telefonu kapatmasıyla gelmesi arasındaki süre on dakikayı bulmuyor.

Alıyoruz kahvelerimizi, geçiyoruz bilgisayarın başına... "......." yazıyoruz ve bekliyoruz merakla.

Aman da aman! Neler var neler. Şoke oluyoruz resmen pc başında. Türbanlı, şık bayanlar, çoğu (nedense) bıyıklı adamlar. Nasıl web sayfaları hazırlamışlar... Aklınız durur. En ilginci de pek çoğunun sayfasından kopyalamak mümkün değil yazılanları... Önlem almışlar.

Yukarıdaki giriş cümleleri de işte, onlardan birine ait. Merak edenler açıp, baksınlar... You Tube bile var sayfalarında. Kur'an okuyan çocuklar mesela... En fazla dört veya beş yaşlarında.

Kimlere mi şifa veriyorlar... Listesi aşağıda.

Büyü, muska, nazar, cin çarpmalarının giderilmesi.
Cinsel isteksizlik
İş kısmeti, evlilik kısmeti açılması.
Eşinden, nişanlısından, sözlüsünden, sevgilisinden ayrılanlar.
Mutlu ve huzurlu bir evlilik hayatınızın olması
Eşin sevgilisinden, dostundan ayrılması.
Ruhsal manevi yönden sıkıntı ve bunalımlar.
Tıbben sebebi bulunamayan bayılmalar.
Tıbben mümkün olmayan migren, baş ağrısı
Çarpılmalar, felç, dil tutulması, kekeme olanlar
Tıbben mümkün olmayan çocuğu olmayanlar
Dil peltekliği, altını ıslatan çocuklar, astım ve nefes darlığı, ruhi bunalım, baş dönmesi, sedef hastalığı, zeka gelişmesi...

Peki ne zaman gidiliyormuş şifa (!) bulmaya. Yani nasıl anlıyormuşsunuz size büyü yapıldığını... Onu da açıklamışlar.

Ruh halinizde bir değişiklik hissetmeniz, kendinizi tanıyamaz durumda olmanız, gece artarak devam eden sıçrayarak uyanmalar, korkunç rüyalar görmeye başlamanız, rüyalarınızda sık sık kedi, köpek gibi hayvanları görmeniz, kalp ya da midenizde ilgili rahatsızlığınız olmadığı halde göğüs kafesinizde ağrı hissetmeniz, aşırı yorgunluk, ensenizde ağrılar, saçlarınızda elektriklenmeler olması, gözlerdeki ağrılar, gölgenizin sizi izlediği izlenimine kapılmak, ayak tabanlarınızın yanma halleri başlıca belirtilerdir... Diyerek... "Derdinize" tanı koymanıza da yardımcı olmuşlar.

Ben korkarım "bilinmez"den... Aklımın ermediği işlerden. Hele ki geceleri evde yalnızsam eğer... Bir odadan diğer odaya gidene kadar, tüm lambaları yakan biri olarak... "Bilmesem daha iyi" diye düşünürüm. Çünkü ne zaman bu konuda bir yazıya rastlasam, ya da bir şeyler anlatılsa... Hele de birine "bilmemne büyüsü yapılmış" diye konuşulsa... Korkarım.... Çünkü bu konuşmaların devamı nedense hep "görünmezler"le biter. Hemen herkesin bir hikâyesi vardır bu konularda... Gizemli gizemli anlatırlar. Benim hiç yok. Mümkünse de olmasın. Dedim ya bu konulara hiç girmiyorum... Açıkçası merak da etmiyorum.

Ama çevremde konuşulurken... Belki de tepki olarak "dinlememek için"... Ortamdan ayrılır, düşünürüm. Hani "ne gerek var böyle yollarla bazı şeyleri elde etmeye" diye? Yani şimdi düşünün "Eşin sevgilisinden, dostundan ayrılması" için paralar harcandı... Büyüler yaptırıldı. Diyelim büyü tuttu. (Öyle diyorlar... tutabilirmiş) Peki... O saatten sonra dönen eşin sevgisinden nasıl emin olunacak? Veya nereden bilinecek hala yüreğinde bir başkasının olup olmadığı... Ya da ileride tekrar olmayacağı? Her seferinde büyü mü yaptırılacak? Ömür boyu bu yolda para mı harcanacak? Saygı-sevgi-güven üçlemesine oturması gereken "ilişki kavramında" bu "olmazsa olmaz"ların yerini büyü mü alacak?

Bu yola başvuran kişilerin yaşamındaki kadın veya adam... Hangisiyse artık... Ortak geminin güvertesinden sağa sola el sallayan... Kaçıp kaçıp başka güvertelerde sabahlayan... Bence onu "pembe panjurlu şirin yuvaya (!)" döndürmenin başka yollarını aramalı "illa da ayrılamayan"... Gemilerini yakmaya kıyamayanlar...

Elimde değil... Aklıma geldikçe gülüyorum... "Evlilik kısmeti bağlı, kız ve erkekler" konusundaki bu çeşit çözümlere... Düşünsenize bir... Bu yolla evlenmiş biri... Bahsederken hayatındaki kadından/adamdan... Hani der ya bazıları "rüyalarımın kadını/erkeği"... Onlar ne diyecek acaba? Şöyle bir cümle olabilir mi mesela?.. "Büyülerimin kadını/erkeği."

Not: Devam edecek...

 
Toplam blog
: 139
: 1916
Kayıt tarihi
: 12.04.07
 
 

Bana biri kendini anlat dese, susar kalırım. Her konuda çılgın bir istekle konuşan ben, işte o anda ..