Büyülü ses!
Chamamyan dünya üstündeki tüm dilleri kendi sesinde toplamış gibiydi

Yeşiller giyip gittim
Yeşil, yaşamı, yenilenmeyi, ümitleri simgeler
Yeşil bir mont
Yeşil ve lacivertin en dost oldukları tonlarının bir arada kullanıldığı vektorel desenli bir bluz
Ve siyah bir pantolon
Üzerimdeki parçaların arasında en yeni olanı bluzumdu.
Moda ve trendler sürekli değişir ama sevdiğiniz parçalar hep sizinledir.
Onları, moda olan beğendiğiniz bir parça ile kombinleyebilirsiniz.
Böylece geçmişe sadık,  güne ait,  modaya uygun giyinmiş olursunuz.
Gelen insanları izledim…
Geçmiş, bugün ve yarının yükleri ile geldiler.
Tek gelenler, grup halinde gelenler,  kol kola gelen yaşlı çiftler,
Koyu renkler hâkimdi.
Trend parçaları taşıyan gençler de vardı, en demode halleri ile gelenler de,
Çok şık giyinenler, tepeden tırnağa hüzünle gelenler…
Ekim sükûttur, hüzündür bilirim.
Kabuğa çekilme, eve sığınma halleri…
Ekim yeşilin her tonunu mucize gibi Kasım’a hazırlar acı kahvelerle birlikte hardal sarılarınıda yanına alır.
Yeşil yapraklar sarıya, kırmızıya, turuncuya ve hatta mora dönmeye başlar.
Tasarımcının mevsimlerden, içinde bulunduğu zamandan etkilenmemesi imkânsızdır.
Çünkü nefes alır moda…
Yaşadığı dönemin acılarını çizer,  tasarlar,  sizinle buluşturur tasarımcı, müzisyenlerin şarkıları ile buluşturması gibi…
Salona girdim, yerime oturdum izlemeye devam ettim.
Işıklar kapatılmamıştı
Hala gelenler vardı
Bilmediğim bir dil konuşuluyor, ama sesler samimi yakın geliyordu.
Dinledim, izledim…
"Coğrafya kaderdir" İbni Haldun
En uzun kara sınırımız olan ülkenin hüzün içinde geçen son yıllarını eminim en derinden yaşayanlarda vardı gelenlerin arasında.
Orkestra yerini aldı
Büyülü ses, siyah üzerine kırmızı yedili penç motifini andıran desenle bezenmiş,  bel kısmı taşlı bir kemerle bütünleşmiş Anadolu kadınlarının eteklerinden esinlenilmiş, üst kısmı modern kesimli uzun elbisesi ve tarihte sultanların gerdanlarında görmeye alıştığımız tarzda gerdanlığı ile zifiri gece karanlığını aydınlatan ay gibi sahneye doldu.
Ermeni asıllı Suriyeli müzisyen Lena Chamamyan; caz, folk, oryental, fado, sufi, Afrika ve Latin müziğinin ahenkli birleşmesiyle oluşan müziğini 22 Ekim gecesi bizlerle buluşturmak üzere  Zorlu PSM'de yerini almıştı.
Fairuz ve Ümmü Gülsüm’e geç kalmıştım.
Onları sahnede canlı dinlemem imkânsızdı.
Benim için onların halefiydi Lena Chamamyan
Sesi kalplere dokundu,  yaraları sardı,  dualar etti barış için,
Eşlik ettik dualara,  şarkılara…
Geleneksel doğu melodilerini batı klasikleriyle bir araya getiren müzisyen Chamamyan dünya üstündeki tüm dilleri kendi sesinde toplamış gibiydi.
Müzik evrenseldir sözünün yanına Chamamyan’ı dinlerken ‘müzik kutsaldır’ sözünü de eklemek istiyor insan.
“Yeni eski, eski yeni olur” modaysa… Başlıklı yazımda, “Savaşlar, açlık, sefalet, yokluk, hastalıklar bir başka renk verir insanoğlunun gözlerine, yüzündeki ifadeye ve üstündeki çula, böyle zamanlarda hüzün giyer dünya ve hüzün giydirir modacı.”demiştim.
Chamamyan’ın konserinde izledim herkesi oturduğum yerden…
Onca acının arasında mümkün mü ruhunuzun en canlı renklerle üzerinizi örtmesi,  yüzünüzde mutluluk dolu bir gülümsemenin olması?
Moda içinde bulunduğu zamanı çizer, moda hisseder ölümlerin ardından yükselen feryatları…
Tasarımcı kalemi ile kâğıdın üzerinde yeni tasarımlar yeni yolculuklar için dolaşırken tüm tabelaları aynı yönü gösterir…
Vicdan!
Renkler koyu olacak bu kış, aralarda hardal sarıları koyu kırmızılar acı kahveler olacak yeşil olacak, umudu temsil edecek, kesimler yorgun ruhları rahatlatmak için daha salaş daha özgür olacak.
Dik kafalı keskin çizgileri olan vektorel desenler inatla, ritmi, dengeyi korumak için tasarımlarda yerini alacak.
Moda ile müzik dosttur
Bazı melodiler tepeden tırnağa hüzün rengidir bazı melodiler ise umudu çizer usta ressamlar gibi…
Handan KOLTUK