Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Haziran '11

 
Kategori
Deneme
 

Büyümek

Büyümek sancılı bir süreçtir ve er ya da geç hepimizin başına gelir. Fizikselliği tartışılmaz, yani her canlı gibi insan da doğduğundan itibaren itibaren büyüyecektir. Ancak ruhi büyüme , diğer tabirle olgunlaşma, her insanın becerebildiği bir şey değildir.

Sizlere geçmişteki ANIL’ın düşüncelerini de gönderiyorum arada-sırada. Okudukça aynı kişinin ben olup olmadığı konusunda şüphe uyandıracak kadar farklı olabiliyor yazan kişi. Çünkü o yazan benim geçmişteki kopyalarımdan başka biri değil. Sizler ilk kez kan verdiğim günü bile öğrenmiş oluyorsunuz böylelikle. Ben bile o yazanları okurken faklı bir bireyi okuyormuşçasına hissediyorum kendimi. Nitekim şimdilerde bambaşka bir insana büyümüşüm.

Daha sizinle henüz ilk şiirlerimi, ilk yazımlarımı, paylaşmadım. Öyle ki benim ilk yazdığım eser, 9 yaşında bestelediğim rock’n roll formatında bir şarkıydı:

Ver onu bana,

Güzelimi ver,

Sevdiğimi ver,

Bir tanemi ver

Ver onu bana,


Vermezsen onu sen

Gelir alırım onu ben

Ver onu bana…


Ve daha sonra, orta okulda yazıp çizdiğim Daygon Robot çizgi romanım ki tarih o zaman 1984 Ağustos’unun gösteriyordu. Ve arkasından 1985 yılında yazdığım diğer bir şarkı: “She is the one”. Asıl yazmalarım 1986-87 sezonu ve ilk şiirlerim:
İZLERİN


Kafam

Komple karışık

Üzgünüm

Özlüyorum seni

Gün ve gün

Sanki

Alışık değilim

Nerelerdesin

Bilinmez

Bomboş sokaklar

Loş odam

Ve sen

Yoksun

Rüzgar kulağımda

Buz gibi

Deniz karşımda

Kayalarda dalgalar

Çarpışıyor

Şiddetli

Bir aşk gibi

Denize

Ayaklarımı sokuyorum

Kaskatı kesiliyorlar

Son kez gördüğüm

Vücudun gibi

Gözlerim kararıyor

Tekrar açıldığında

Karşımda

Gözüm rengi

Gökyüzü

Martılar peşisıra

Özgür ve

Hür

Sesleri de

Gür

Cılız cılız

Haykırıyorum

İsmini

Cevap yok

Yürümeye karar veriyorum

HAZİRAN 86

ETİMESĞUT / ANKARA

Bu şiir o dönemde yazdığım 10 şiirin en iyisi ve çok sevdiğim diğer bir kıta başka bir şiirden:
SEN


Şu cihan denen yerde

Bir tek sen yoksun

Ateş gibi yanan yanağıma

Bir öpücük uçup konsun

Ama lütfen bu öpücük

Senden olsun

1986

ETİMESĞUT / ANKARA

Ne kadar yol kat etmişim. Dere tepe düz gidip nerelere varmışım. Ama bu yolda Ataol Behramoğlu, Can Yücel, Ahmet Telli gibi hocaların şiirlerinden ders almışım. Özellikle Ataol Behramoğlu’ndan yazım stili kapmışım ve kendime göre onu okuma bazlı geliştirmişim.

Evet, yıllar geçtikçe başımıza gelen her olay ve yaşadığımız tüm hayal kırıklarımız, yediğimiz her türlü okkalı kazık, öpemediğimiz o sevgili, evlenemediğimiz o aşkımız ve oturtamadığımız her türlü duygumuz, bizi bugünlere olgunlaştırarak getiriyor. Çok iyi hatırlıyorum, ben 26 yaşındayken şair ve sanatçı olmak istiyordum. Bu düşüncem bir sanatçıyla sevgili olana kadar devam etti. Ama tanıdığım ve sevgilisi olduğum o kişi ve onun anlattıkları ve onun yaptıkları, beni kararımdan hemencecik vazgeçirdi. Sebep ise gayet basitti: Ben normal bir insan olmak ve normal bir hayatım olsun istiyordum. Yani kısacası aile olmak. Bunun dışındaki her şey bana uygun değildi. Bugün de halen fikrim değişmiş değil. Yani benim mesleğim mühendislik, yazarlık kesinlikle değil!

Halihazırda sadece bugüne büyümüş durumdayım ama yarınlarım da olacak. Ve umarım yarınımı ve daha yarınlarımı sizlerle paylaşıyor olacağım. Bakalım yarınlar bizlere neler getirecek; büyümek için sabırsızlanıyorum…


Saygılarımla,

ANIL... 

 
Toplam blog
: 631
: 293
Kayıt tarihi
: 10.04.11
 
 

Eric'i külden yarattım. Tamamıyla benim eserim. Söyleyeceği çok sözü, söylemek istediği az sözü. ..