Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ekim '17

 
Kategori
Felsefe
 

Büyümüş de Küçülmüştüm

 Bugün kendim düşündüm  meğer ne çok şaşılası çocukluğum olmuştur.  Çocukluk diyorum ya ! bakmayın şimdi diyorum,  “çocuk” olduğumu  bilmiyordum . O zaman yaşıtlarımı beğenmez “ küçük” der , kendimden büyüklerle arkadaştım. Çocuk olduğumu hiç bilmiyordum . Çok düşünür düşünür , soru sorar ama hiç ikna edici cevabı alamıyordum, aklım asla tatmin olmazdı. Bazen aldığım cevaba anlık  “evet” der  fakat gene düşündüğümde başa geliyordum. Oyun oynamasını en fazla yedi yaşımın çok  altında bölük bölcük eksik bırakmışımdır. 

Çocukluğumda  yetişkin gibi düşünür, davranırdım . Nice yetişkinlerin mizacı gereği yapamadığı olumlu davranışlar sergilerdim. Olaylara olgun, barışcıl çözümleyici takdikler uygulayabiliyordum.  Gerek yapısal / genetik  ve gerekse aldığım dini eğitimi çok saf , temiz , özümsemiş,  pratize ediyordum.  Dini eğitimin yalnız olumlu yönlerini  görüyordum. Tanrı benim için yalnız sevgi idi.  İyi olmak, saymak, nezaket, başkasının kusurlarının görmemek , başkasının hayatı ile ilgili gizli poliscilik  oynamamak , sırları gizlemek, başkasının canı acıdı mı benim de acımalı (sorumluluk bilinci) ,  bir lokma ekmeğim varsa paylaşmalıyım ki keyif veriyordu . Bencillik aklımın köşesinden hayatım boyunca geçmediği gibi olanlardan da nefret ettim. Kıskançlık .. Ah kıskançlık !! bir insan hiç mi kıskanmaz  , bende zerresi olmadı .  Dedikoduyu sevmez gereksizlerin işi düşünürdüm. Hayat ; benim için iyimser olmak , okumaktı. Problemli insan ile ilgilenmek yani iyiliği aşılamaktı. İyiliği enjekte etmek  misyon edinmiştim.  Bildiğimi anlatmak sorumluluk gibiydi . Küçük yaşlarımda hamiciliği yüklenmiştim ve tabi hiç bitmeyen sancılı sorgulamalarım devam edecekti.  Bana göre inanan insan yalan söylemez, hatta 2004 yılın da  inanan birinin yalanı ile  karşılaştığımda hayatımın şokunu yaşamıştım aynı sohbet arkadaşım ve ikinci derecen akrabam . Nasıl olurdu ? Evet bal gibi de oldu , bu tamamen kişilik karekter meselesi ya peki profesyonelce nasıl yapılır onu hala anlamış değildim. Gözyaşları  inandırıcı silahmış . Bütün herkes onun yalanlarına inanmıştı. Sanırım fakirlik ve zenginliğin de etkisi vardı ve tabi sonradan anlıyorsun ya..  Sonrasında buna benzer hep görecektim  inanan veya inanmayanlardan .

Üniversite sınavı için (eğitim hayatım hep hengameli olacaktı ve uğrunda amaç edindiğim eğitim, canımı bir ömür acıtacaktı . Eksik ve kusurlu kalıp, istediğim gibi olmadı, hayat bu konuda cömert davranmadı)  Adıyaman’a canım ablam ile gittiğim de aile dostumuza gitmiştik. Oğlu Sinan sanırım 8,9 yaşların da büyükçe davranıyordu. İtici görünmüş, garipsemiş ve hatta “ bu çocuk neden çocuk gibi değil de  büyükçe davranıyor” demiştim. Ablamın arkadaşı ve tabi benim de arkadaşım Mensure (bu arada isimleriyle hitap ederdim  kendimden büyüklere)  : “ sen de öyleydin “ demesiyle fark etmiştim. Büyümüş te küçülmüş gibi davrandığımı .

Ya peki dargın olan iki aileyi nasıl bir araya getirdiğimi düşünüyorum da doğrusu kendime “pes !!”  diyorum ,karışık duygular  hissediyorum şimdi .  Gülüyor, şaşıyor, takdir ediyorum veya büyüklerin işine ne diye karışmışım. İşte bana göre aldığım dini eğitime göre insan , en iyi olmalı, aldığını uygulamalıydı,  dini eğitimin gereği  insan ; olması gereken insan modeline göre davranmalıdır diye düşünürdüm saf saf.. herkes   ama herkes eşittir. Statükoculuk olmamalı, Tanrı katında eşittir düşünüyordum  o küçük yaşta , büyük aklımı olumlu yönde kullanmıştım. İki aileyi birbirinden habersiz , onları  bir araya getirmiş , biri öbürünün evine davet ettirmiş ve bu şekil de aralarındaki buzları eritmiştim.  Henüz 14 veya 15 yaşındayım.

Şimdi düşünüyorum da olağan üstü aklımı şeytanlığa, hileye,  egoizme değil de olumluya kullanmışım. Tabi düşündükçe “aman tanrım !!..”  diye düşünmüyor değilim.

Sorgulamalarım hiç bitmedi ancak ölünce biter zira bu isteğimin dışında, nitekim hayatın içinde ağır bedeller ödetti ayrıca iyilik abidesi olmam da bana çok şey kaybettirdi  hem ekonomik, hem kariyer, hem eğitim de geri bıraktırdı .  Bu kötü ve kirli dünya  / insana karşı temiz olmak beni yalnız ziyanda bıraktı. Bencil olacaktım olamadım.  Can çıkar ama huy çıkmaz fakat her şeyin de farkındayım . İyi mi kötü mü ? ..

Sorularım dine karşı ve dinin anlattığı güce karşı bir duruş oluşturduysa da hala belirsizliğini koruyor.

İnsan mı ? Korkunç varlıktır.

Ve hayatım boyunca hep bir kurtarıcı aradım , hep bir arayış … Rüzgara karşı yeri geldiğinde savrulabildim.  Kurtarıcı kim ? Ne ?  Bilemedim ama  çocukluğumdan beri bir kurtarıcı aradım. Nedendir bilmedim , bilmiyorum…

…..

 

 
Toplam blog
: 31
: 169
Kayıt tarihi
: 22.04.16
 
 

Sorgulamakla meşgulum, her şeyi sorguluyorum. İzmir / Eğitim ..