Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ağustos '08

 
Kategori
Ramazan
 

Buyurun riyakarlık zamanı...

Buyurun riyakarlık zamanı...
 

başka yokki


Klişe cümle: On bir ayın sultanı "ramazan"... Hoş geldi, bereketiyle geldi...

Koca bir yılın en güzel ayı bel ki, bolluk, bereket, rahmet ve manevi zenginliği yönünden. Tabi inananlar ve hakkıyla ifa edenler için. Ben sanırım ilk kez lise ikinci sınıfın yaz tatilinde can çekişe çekişe tutmuştum ilk orucu. Gece annemiz sahuru hazırlarken gizlice çay bardağına konan kaşığın sesine uyanır pusuda beklerdik. Oruç tutmadığımız halde ilkokulun o güzel yıllarında bi güzel yer siler süpürürdük ne varsa köyün bereketli sofrasında.

Şimdilerde durum farklı, büyüdük, hatta yaşlanır olduk. Ne hazzı kaldı ne de özelliği "ramazan"ın.

Asıl değinmek istediğim konu bunlar değil. Ramazan fırsatçılığı yapanlar. Din adına vampirellalık, insanımızın duygularını istismar eden basit mahlukatlar.

Dikkat edelim, artık her akşam peygamber hayatlarını konu edinen eski yeni filmler; basit ve alalade hazırlanmış dini proğramlar; bir zamanların siyah-beyaz tv zamanındaki çekilmez pazar konseri gibi "ilahi"geçitleri...

Kötü mü peki? Değil elbet. Ne var ki hiç bir konuda dini ve ahlaki bilgileri hazmetmemiş, kavramamış ve o şuura ermemiş dimağlara bu tarz şeyleri göstermelik ve formalite olarak sunmak yanlış.

Zayıflamak için tutandan tutun da, iş olsun diye tutan, tutmazsam etraf ne der diye tutan, iftarı yapar yapmaz alkole veya eğlence mekanına koşanlarımız bile yok mu aramızda?

Demek ki o şuuru almamışız. Ben üniversite yıllarımdayken, yani seksenli yılların başında "the message" yani "çağrı" filmi çekilmişti, sinemeda izlemiştik. Koyu solcusu bile gelip izlemişti o günün şartlarında, hatta akademik ünvana sahip kişiler bile.. O güzelim eser, şimdilerde kabak tadı verir oldu. Başkaca çeken yok, olsa da taklitleri var. Sanki islam, islamın yayılması olayından ibaret. İşin içine ticaret, rant, sömürü girince herşeyin tadı kaçar.

Bir de tabi bu ayı dert ayı açlık ayı olarak geçirenler de olacak, görsek, duysak belki uzanacak yardım elleri yettiğince gücümüz ama, onlar halis inanan, gururlu insanlar olduğu için ulaşmak, görmek de zor.

Kısacası, yardım ederken reklamsız, gösterişsiz, sömürü duyguları ile hareket etmeden; tutarken orucu, sadece Allah için ve borcumuz olduğu için; tüccar isek fırsatçılık yapmadan; inanmayıp tutmuyorsak deşifre olmadan, tahrik etmeden basitleşmeden; zorlanıyorsak, gereğini yerine getirip fidyesini vererek geçirelim bu güzel ayı... Baksanıza devlet ricali çok halisane niyetle yapsa da bir yerde reklamı oluyor yapılan fiilin. Aç ve açık çok bu ülkede. Giderek de çoğalacak. Ya ramazan davulcusuna ne demeli reklama değinmişken...? İlk günden el ilanı, " davulcunuz biziz ha, paralar bize verile"... Ardından 4. gün gencin biri para topluyor, "hayrola ramazan davulcusuyum"!! buyrun riyakarlık ve sahtekarlığın sofrasından alın... Tek bir gece ramazan davulunca uyandığım da yoktur ya...

Gönül, yeni filmler, dolu dolu ve derinliği kalitesi olan proğramlar, herkesin gönlünü okşayan büyük ve değerli şahsiyetlerin hayatlarını izleyerek dolu dolu bir 30 gün geçirmek ister... Herkese gönlünce bir ramazan ayı daha doğrusu geriye kalan gün ve haftaları geçirmelerini dilerim. Riyasız ve yalansız samimi ibadetlere ....

 
Toplam blog
: 45
: 766
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

Yazmak bir yetenek işinden çok,duygu işi olmalı. Arada yazdığım oldu ama öylesine...Yıllar sonra ba..