Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Nisan '10

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Büyüteçle bakmalı (1)

Türkiye'nin de bu yıl onur konuğu olduğu 60'ıncı Frankfurt Kitap Fuarı başlamış bulunuyor. Bu Fuarda, Nobel Ödüllü Yazarımız Sayın Orhan Pamuk'ta, bir konuşma yaptılar. Sayın Pamuk, yaptıkları konuşmada ilginç tespitler de bulundular.

Öncelikle, Sayın Orhan Pamuk’u tanımayanlar için söyleyelim; Sayın Orhan Pamuk, yukarıda da belirttiğimiz üzere, Nobel ödüllü, küresel üne sahip bir yazardır. Dünyanın saygın üniversitelerinden Columbia’da dersler vermektedirler. Ünlü yazarın yaklaşık 58 dilde yayınlanmış ve 7 milyondan fazla satmış başarılı eserleri vardır.

Sayın Pamuk; 'Son yüz yılda kitapları yasaklamak, yakmak, yazarları öldürmek, hapse atmak, onları vatan haini ilan edip sürgüne yollamak, basında hep bir ağızdan yazarları aşağılamak, Türk kültürünü zenginleştirmedi, tam aksine fakirleştirdi. Devleten yazar ve kitap cezalandırma alışkanlığı hala devam ediyor. Benim gibi pek çok yazarı susturmak, sindirmek için kullanılan Türk Ceza Kanunu'nun 301 numaralı maddesi yüzünden, yüzlerce yazar ve gazeteci şu anda mahkemelerde yargılanıyor, mahkum oluyor' dediler.

Yine Sayın Pamuk, bu yıl yayımladığı roman için çalışırken, eski Türk filmlerini seyrettiğini ve eski şarkıları dinlediğini belirtirlerken, 'Bu işi kolayca, Youtube ile yapmıştım, ancak aynı şeyi şimdi yapamam. Çünkü, Youtube ile birlikte yüzlerce yerli ve uluslararası web sitesine girmek siyasi nedenlerle Türkiye'de yaşayanlara yasak. Siyasi iktidar sahipleri tüm bu baskılardan memnun olabilirler, ancak biz yazarlar, yayıncılar, sanatçılar, Türkiye'nin kültürünü yaratan ve onu izleyen herkes, kültürümüzün, edebiyatımızın dünyaca tanınmasından bu baskıları anlamıyoruz' diye konuştular.

Yine, Sayın Pamuk, sorunlara karşın Türkiye'deki yazarların hevesinin kırılmadığını, son 15 yılda, Türk yayıncılığının şaşırtıcı bir hızla büyüdüğünü ifade ederken, Sayın Pamuk günümüzde her zamankinden daha fazla kitap yayınlandığını, İstanbul kitapçılarının zenginliğinin de şehrin çok katmanlı, çok kültürlü tarihini temsil ettiğini kaydettiler.

Sayın Pamuk, 'Biz Türkler, özellikle son yüz yılda dünyaca kötü tanınmaktan o kadar şikayet etmişizdir ki, bu düşünceyi ulusal kimliğimizin bir parçası yapmışızdır' demiş, Sayın Pamuk, Batı'nın geliştirdiği eşitlik, kadın hakları, demokrasi ve düşünce özgürlüğü gibi idealleri 'yabancı' bulmanın herhangi bir milli kimliğe uymayacağını da yine sözlerine eklediler.

Frankfurt Kitap Fuarı'na ilk katıldığında heyecanlandığını, ancak 'Burada Türk yazarlarını kim tanır? ' şeklinde düşündüğünü anlatan Sayın, Pamuk, 'Ancak artık Türkiye'nin genç yazarları, içlerine dönüp kendilerini ilginç bir yazar yapacak iç seslerini buldukları v akit, 'Kimse Türk bir yazarla ilgilenmez' diye karamsarlığa kapılmayacaklardır' dediler.

Frankfurt'a gelip te böyle bir duyguya düşmeyecek bir yazar olamayacağını söyleyen Pamuk, 'Yalnız kitapların kalıcı, bizlerin geçici olduğunu hissettirdiği için değil, tüm kitapların, insanlığın tüm hafızasının, tüm seslerinin yanında bizim yerimizin ne kadar küçük olduğunu hissettirdiği için de, Frankfurt'ta bulunmanın, tıpkı bir camide, bir kilisede, bir tapınakta bulunmak gibi insanı alçak gönüllülüğe davet eden bir yanı var' şeklinde konuşmuşlardı.

Bu yukarıda bahsettiğimiz fuar en üst perdeden, saygın kimselerin bulunduğu dünyaca ünlü bir fuardır. Yine o büyük organizasyonda yapılacak her türlü etki, tepki, çaba ve başarıda yine aynı şekilde önemli boyutlarda ve ses getiricidir.
Yine düşündürücü olan Aydın, Sanatçı, Yazar kesimi vs. temsil görevini üstlenen Nobel ödüllü yazarımız, Sayın Orhan Pamuk’un, yine o organizasyondaki temsil muhatabı da tesadüf müdür bilinmez, ülkemizin cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül, olmuşlardır.

Yani hem yıllardır geciken tepki en üst perdeden verilmiş ve yine aynı tepkinin muhatabı da en üst perdeden olayın vahamiyetini duymuş, ve zannediyorum anlamışlardır.

Tabi burada zannediyorum sizler de anlamışsınızdır, Sayın Pamuk'un sırasıyla yaptığı tüm konuşmadan en önem arz eden bölümünü işlemeye çalıştığımızı.
Özellikle ünlü yazarın yasaklara ilişkin tespitlerine ülkemizdeki hangi gerçek aydın karşı çıkabilir ki.

Sonuç olarak yukarıda işlenen konulara ilişkin bir an önce gerekli adımlar atılmalıdır. Ve hatta bunda çok geç bile kalınmıştır…

Sinan Adıgüzel
15/10/2008 - 19:04

 
Toplam blog
: 64
: 435
Kayıt tarihi
: 20.04.10
 
 

Sinan Adıgüzel, sanatçı yazar, 08.10.1977 tarihinde Adıyaman’da dünyaya gelmiştir. İlköğre..