Buzda dans mı ?

Günlerce tanıtım reklamları geçen ve günlerce konuşulan program başladı nihayet. Yalnızca meraktan, ShowTv’de yayınlanmaya başlayan programın ilkini izledim. İlk düşüncelerimi sizlerle de paylaşmak istediğim için buraya not düşeyim dedim.
Program tanıtım reklamları dönmeye başladığında, “ karda, buzda yürüme özürlü olduğumuz biz Türkleri, ülkemiz için biraz da yabancı olan bu tipte bir sportif faaliyeti veya yarışmayı nasıl organize edecekler, hele bir de ünlüleri nasıl kaydıracaklar “ diye düşünmüştüm. Sırf bu meraktan ekran karşısına geçtim. Herhalde binlerce insanda bu sebepten dolayı geçmiştir ekranlarının karşısına.

Program yayına başlamadan önce sanırım sunucu olarak Pınar Altuğ’un adı geçiyordu ne olduysa yerine başka bir güzel geçmiş. Yarışmacılardan biri de Yağmur Atacan olacakmış. Ne Pınar Altuğ ne de sevgilisi vardı yarışmada. Olmamalarının sebebi de herhalde magazin sayfalarında ve ekranlarındaki görüntülerdir. Bunlar yoktu ama, Tuğba Ekinci ve Şebnem Schaeffer, Asena, Pınar Aylin gibi yine magazincileri peşinden koşturan şahsiyetler vardı. Tüm bunların ortak özelliğinin ‘dişiliğinin’ ötesinde sanırım işin magazinsel boyutunda rol alması ve ilgi çekeceği düşünülmesi. Program sunucusu olan güzelin seçimi de öyle değil mi ? Hem işe alınmayan hem işe alınan güzel bayanlar, magazin dünyasını günlerce meşgul etmediler mi ? Neyse konumuza dönelim.

Benzerlerinin başka ülkelerde izlenme rekoarları kırdığı, ülkemizde de showTV’de ‘Buzda Dans’ kod adı ile yayına başladığı bu ilk gün programında hayal kırıklığına uğradığımı itiraf etmeliyim ama medeni cesaretlerinden dolayı da bizim medya dünyasından tanıdıklarımız şahsiyetleri de ( Zeynep Tokuş, Şebnem Schaeffer, Asena, Okan Karacan, Yıldo, Tuğba Ekinci, Pınar Aylin, Mehmet Aslan, Alp Kirsan, Bülent Polat) cidden ve samimiyetle kutlamak isterim.

Yabancı ve bu alanda ödüllü olan hocalardan ders alarak yarışmaya hazırlanan bizim ünlüler, ilk defa buz pistine çıkmalarına rağmen oldukça başarılıydılar. Ben en çok Zeynep Tokuş’u beğendim. Zerafeti ve samimiyetinin yanı sıra ciddiyetle işe sarıldığı belliydi. Zaten en yüksek puanları da o aldı sanırım. Kilosuna rağmen Okan Karacan'ın ve yaşına rağmen Yıldo’nun başarısızlığı medeni cesareterinin önüne geçemedi, diğer erkek yarışmacılar da özellikle, Bülent Polat’ı da beğendiğimi itiraf etmeliyim, Şebnem hanım da gayet iyiydi ama Tuğba Ekinci’nin seviyesizliği ve jüri üyeleriyle olan atışması, geceye en büyük darbeyi vurdu.

Ciddiyetsizliği ve işin dalgasında olması, sürekli ‘sigortalattığı‘ ve “ kalçama birşey olursa ne yaparım, onun arkasında ordu var” dediği popolarını sallamasıyla belli oluyordu. İlk gün elenecek olanlardan biri olur diye düşündüm ama düşündüğüm olmadı. Finale kadar gidebileceğini de zannetmiyorum.

Yarışma Sonunda 100 bin YTL’lik ödül de varmış, bunun seyircinin değil de, gerçekten hak edenin almasını isterim. Buz pateni, buzda dans etmek gibi bir faaliyet ülkemiz için ancak televizyon ekranlarında izlenebilmiş bir yarışma dalıydı. Ülkemiz yukarıda da belirttiğim gibi, karda, buzda yürüyemiyorken buz patenine, hele ki buz üstünde patenlerle dans ettirmek, akılllara ziyan bir durum. Yapımcı Fatih Aksoy burada parlak zekasını çalıştırmış.

Yüzbin YTL hiçbirşey değil, zaten bunun kat katı sms'lerle ve reklamlarla elde edilecek amaç yarışma olmalı. Herşeyden önemlisi, bence bu ünlülerin yarışması da değil. Bu şahsiyetleri görerek, buzda yürümenin, dans etmenin cazibesi acaba ülkemizin daha genç ve dinamik nüfusuna nüfuz eder mi ? Etmeli.. Bu tarz organizasyonların böyle bir yapıcılığı olmalı. Bugün buz ve kayak gibi kış sporlarında herhangi bir başarımız yok. Neden ? Çünkü altyapımız yok. Alt ve üst yapı hazırlayacak zihniyetimiz de yok. Bu tür faaliyetlerle gençlere bu spor dalları tanıtılabilir ve hatta benim önerim bu ünlülerin yarışması bittikten sonra, halktan insanları ve mümkünse gençleri yarışmaya alsınlar ve eğitsinler, onları yarıştırsınlar, görün bakın nasıl populer bir spor dalı olacak. Nasıl yeni sporcular, yeni yarışmacılar yetişecek. Bakarsınız ileride derece alan sporcularımız bile olur.
Alt yapı hazırlama konusu ne olacak ? Siz üst yapı için kamuoyunu hazırlayın da, iş alt yapıya kalsın. Onu da yapan birileri çıkacaktır. Herşeyi devletten beklememek lazım. Her ilde açılacak buz pateni pistleri ile gençlerin önü açılabilir. Benim bildiğim, üç büyük ilde puz pistleri var. Bunlar neden artırılmasın. Netice de, çok büyük yatırımlar gerekmiyor. Ne kadar alakasız ve gereksiz yatırımlar yapıldığını gözlemlediğinizde bu devede kulak kalır.

Bu tarz organizasyonların, Tuğba Ekinci gibi şahsiyetlerin gölgelemediği ve ciddiyetini düşürmeyen türde organizasyonlar olarak artmasını temenni ediyorum. Ama ilk günkü gibi çirkin görüntülerin olması durumunda ancak magazinsel boyutlarda kalacağını da ilan ediyorum. Hafızalarda da yapmacık programlar olarak anılır. Böyle olduğu sürece de iki üst paragrafta çizdiğim de profil asla gerçekleşmez.

Birilerin akıllarını başlarına alması gerek. Bu halk hep kötü programlar izledi bugüne kadar. Onlar için iyi birşeyler yapmanın zamanı gelmedi mi ?