Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Aralık '15

 
Kategori
Sinema
 

Çağan Irmak'tan "Nadide Hayat"

Çağan Irmak'tan "Nadide Hayat"
 

"Nadide Hayat", elli yaşından sonra yarım bıraktığı üniversite tahsiline geri dönen bir kadının hikayesi.

 Filmi izlerken yirmi beş  yıl öncesi fakülte dönemimde bizimle birlikte aynı sıralara oturan 55 yaşındaki sınıf arkadaşımız olan kadın öğrenciyi  hatırladım. Adını tam olarak anımsamasam da Nesrin Hanım olarak belleğimde kalmış. Nesrin Hanım kızıyla birlikte aynı üniversitenin farklı bölümlerine, hem de Ankara'nın otuz kilometre ötesinde Beytepe Kampüsü'ne geliyorlardı ve Fransız Dili ve Edebiyatı gibi zor bölümü başarıyla devam ettiriyordu. Nadide Hanım benim için Nesrin Hanımdı.

    Yetkin Dikinciler ve Demet Akbağ gibi usta oyuncuların rol aldığı filmde adını yeni duyduğumuz genç oyuncular da film karelerinde yerlerini almış. Genel itibarıyla film;su altı görselleriyle, Antalya koylarının  güzelliği ve konuşan kaplumbağlarıyla biraz sıradışına çıkmış gibi görünse de hikaye lezzetinin tam kıvamını bulmadığını söylemek isterim. Hikayede benim ilgimi çeken kısım ise ,kaptanın(Yetkin Dikinciler) dile getirdiği "kaos teorisi" idi. Neydi bu kaos teorisi? Bu teoriyle tanışmam Kaos teorisinin Türkiye'deki mimarı olan fizikçi  bilim adamı  Gediz Akdeniz sayesinde  oldu. Sanat okulum olarak gördüğüm Gümüşlük Akademisinde Gediz Akdeniz bu teoriden söz ettiği zaman ilk önceleri  teoriyi anlamamış ve şaşkınlıkla karşılamıştım. Daha sonra akademide konuyla ilgili filmler izleyip, Akdeniz'in kitaplarını (Kara Kefali, 7 Hariç, Düzenden Kaosa Zuhur) okuyunca teoriyi daha iyi anlamıştım. Onun kuramına göre insanlığı özgürleştireceğini düşündüğü kalkışmanın düzensiz simülasyonları karmaşıklığın kaotik farkındalığında saklıydı. Şimdi filme uyarlayacak olursak, Nadide'nin düzenli karmaşıklık içinde hayatını sürdürürken kocasının ölmesiyle bu karmaşıklık hiyeraşisinde bireysel olarak düzensiz insan duyarlılığı ile kendi hayatında kaotik bir farkındalık yaratmak istemiştir. Yani en basit anlamıyla  Nadide'nin düzeni yaşama ortam sağlarken, bunu rededip kendi çevresinde yarattığı kaosla hayatı zenginleşmiştir. Ancak film bu teorideki karşılığını çok basit ve yüzeysel olarak bulmuş, Kaos teoremini anlamak için meşhur "Siyah Kuğu" filmini izlemek gerekiyor. "Tabanca" da yine konuyu en iyi anlatan filmlerden biri. 

 Diğer taraftan beni şaşırtan kuşakların nasıl hızla değiştiği idi. Kendi öğrencilik yıllarımızdaki bizim Nesrin Hanım'a bakış açımızla, Filmdeki öğrencilerin Nadide Hanım'a bakış açılarındaki büyük fark idi. Biz Nesrin Hanımla dalga geçmeyi bırakın, ona son derece saygı duyardık, onu takdir ederdik. Tabii ki Nesrin Hanımla biz gençlerin arasında bir mesafe vardı, O Nadide gibi çılgın değildi(çılgınlığı belki de içindeydi, biz onu anlayamamıştık) dört dörtlük bir öğrenci prototipiydi. Çalışkan, hanım hanımcık, alçak sesle konuşan, hiç bir çıkıntısı olmayan biriydi.    "Nadide Hayat"da gördüğüm öğrenci tipi  umursamaz, hayatı günü birlik yaşayan, sorumsuz öğrenci tipleriydi ancak onlarla  iletişim kurmayı becerdiğin zaman bir o kadar da içinde iyiliği taşıyan ögeleri vardı. Nitekim Nadide bu iletişimi onlarla kurmayı sabırla başarmıştır.

Sonuç itibarıyla bu duyarsız hiyeraşi içinde  yaşamayı rededip, başka bir hayat biçimiyle farkındalık oluşturan "nadide" kadınlara saygı duyuyoruz.

Gençliğimizde Selda'dan sıkça dinlediğimiz ve  çok sevdiğim "ne günlerdi o günler" şarkısı,  bu filmin bizi geçmişe götüren en önemli ögesiydi. 

"Ne varsa her şey hatırımda/ sanki dünmüş gibi/senden gelen senin olan /ne varsa her şey hatırımda/ Ah o günler o günler/ şimdi yabancı gibiler/ bir ömür mutluluğa/ bir ömür alıp gittiler/ bir daha dönülse/ şu yalancı dünyaya/ bir ömür verirdim ben seninle bir günlük mutluluğa.....

 
Toplam blog
: 71
: 1292
Kayıt tarihi
: 10.08.11
 
 

Hacettepe Fransız Dili ve Edebiyatı mezunuyum. Öğretmenim, şu anda yurt dışında görev yapıyorum. ..