Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ağustos '16

 
Kategori
Sosyoloji
 

Çağımızın hastalığı aman Allah'ım ego

Çağımızın hastalığı aman Allah'ım ego
 

Ego sizi insanlıktan çıkarır


Üç harfin içine sığmış kocaman bir dünya. Yaratılmış olanın imtihan alanı… İnsanın hayvandan aşağı olabileceğinin kanıtı. Kişinin, her şeyin merkezine kendi benliği koyarak bu pencereden hayatı ve ilişkilerini yorumlaması. İnsanın küçük tepeleri yaratması yahut yaratmaya dahi tenezzül etmemesi. Yani ego, uçsuz bucaksız bir çöl; içine üfledikçe şişen, patlamayan bir balon. Körlerin, sağırları ağırlaması…

Ego insandır; insan egodur. Hayatın her noktasında insan, dolayısıyla egolar var. Hepsi bir çarpışma, yaralılar ve cengaverler her savaşta. Dizginleri bırakıldığında coşup, her yere koşan; daha sonra zapt edilmesi hayli güç olan atlılar… Yaşamı bozkıra, ilişkileri savaşa çeviren; en ufak boşluğu fırsat bilen bir canlı.

Çeşitli sesler yükseliyor içerden, ego dilleniyor adeta: “Haksızlık ediyorsun bana. Ben olmasam sen olamazsın. Seni zorlamasam ne kendini bulursun ne de bir ölçü tutturursun. Ben senin hayvandan aşağı, melekten yukarı olma sebebinim. Bu dünyada cehennemin, ahir zamanda cennetinim. Varlığım bir titreyiş, yokluğumsa serzeniş. Güç olan ise bana rağmen kendini bulman, acizliğinde yok olman.”

Bunları söylemez ama; egonun gerçeği aslında bunlar. Uçlarda yaşamak… Kendini bilmekle, kendini hiç tanımamak arasında… Kendini bilen, yaratanın sanatını müşahede eden, çöl içinde gül yetiştiren; suyla değil acziyle toprağı nemlenen. Kendini tanımayan, varlığına vakıf olmamış; özüne yönelmemiş oradaki iradeye ulaşmamış, hep güçlendiğini zannederken hep kaybetmiş… Günü dün ederken, ne düne bakmış ne bir mektup yazmış…

Saplantılar, kestirip atmalar, manaya yönelmeden maddeye boğulmalar; egonun en yoğun olduğu haller. Düşünmeden, tamamen egonun varlığıyla ortaya konmuş davranışlar. Nedeni bilinmeyen tavırlar, haklı çıkmak için neden bulma çabaları. İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batırma sanatı…

Meselenin özü: nefisle, vicdanın çarpışması. İnsanın cüzi iradesini, külli olana uydurması. Yahut aklın vicdanın rayından çıkıp; kendi olduğunu sanarak yok olması. Egonun yönetilmesi ise, vicdanın mevzuları ele alıp, irdelemesi; kendinden vazgeçtiği anda hakikate ermesi.
 Egoyu anlatıp alt ederken, ona teslim olan bir tutsak. Egonun paradoksuna kapılmış, kendi olmakla; egolu olmak arasında bocalayan bir gemi. Korsandan değil, yağmurdan korkan bir kaptan…

Egoyu anlatırken, her kelimemim egoyla yoğrulduğunun farkına vardım. Sonuç olarak hepimiz egolarımızla yaşıyoruz kimimizde az, kimimizde çok...

 
Toplam blog
: 19
: 567
Kayıt tarihi
: 23.04.10
 
 

Selçuk Üniversitesi Mezunu. Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı ve Anadolu Üniversitesi U..