Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mart '12

 
Kategori
Deneme
 

Çağları değiştiren yazılar / nefis

Çağları değiştiren yazılar / nefis
 

Ne kadar yanlış bir yazı! Bunu okuyan çorba bile içemez!


Nefs dini bakımdan tam olarak açıklanamamış bir konu. İnternette okuduğum yazıda “Peygamberler ve veliler hariç herkesin nefsi çok kötüdür” deniliyor. Yazıda bu öngörü ayet ve hadislerle de desteklenmiş. Kaynağı belli hadisler ve şüphesiz ayetler üzerinde tartışma olmaz. Nefs esas itibarıyla nimetlere karşı duyulan istek. Bu istek bizi günaha götürüyormuş. Madem öyle nimetler niye yaratıldı ki?

Pis nefis.

Nefis kötü.

Nefis şeytandır.

Nefsinizi köreltin.

Nefsinize hâkim olun

“Peygamberler ve veliler hariç herkesin nefsi çok kötüdür”

Yani herkes aslında mal gözmüş, paragözmüş, pisboğazmış, aç gözmüş… Arzulamak, istemek bu kadar kötüyse, arzulayan, isteyen hayvan gibi görülüyorsa nefsi yasak edelim; nimetleri istemeyelim, almayalım, yemeyelim,açlıktan ölelim! Nefis benim nimetlere ulaşma vasıtam değil mi? Allahın yarattığı nimetlere karşı içimde bir istek olmazsa, onları alıp yemezsem, kullanmazsam nasıl yaşarım ben ya! Ağız yarat, yemeyeceksin de. El yarat almayacaksın de. Kalp yarat sevmeyeceksin de. Hepsi nefis sayesinde oluyor bunların. Nefis olmasaydı onları özlemez, istemezdik ve hanımlarımız “ Ey Allah, ya aşkı yarat ya beni öldür” diye bağırırlardı. Nefsi bize şeytan vermedi ki; neden bu kadar kötü olsun? Hem bu kadar kötüyse içimizde ne işi var? Nefsimiz neremizde? Kıçımızda mı? Ruhumuzda, kalbimizde. Demek ki yüreğimizde yılan besliyormuşuz.

Âşık Veysel’in “Güzelliğin on para etmezdi/Bu bendeki aşk olmasa…” dediği gibi ey Allah’ım nimetlerin on para etmezdi içimizdeki bu arzu ve istek olmasaydı. Nefsi olmayan canlı olur mu? Nefsi olmayan insan bile olamaz. Valla ben yaşadığım bu dünyada bir şeyleri elde edip sahip olmayacaksam niye yaşıyorum ki? Biz niye geldik dünyaya? Nefsini körelt diyor bana. Nefsimi köreltince gül bahçelerinde ne işim var? Hayat durur, hayat. İşlemez valla gönül trenleri. Nefs yoksa arzulamayacaksak, istemeyeceksek dünyanın güzellikleri neye yarar? Hatunlar sarayında hadım erkeklere döneriz. Nefis yoksa cennet bile boş.

Bir hikmeti sebebi olmalı. Yaratanın kullarına öğüdü bunlar. İnsan olarak yaratılan ama hayvan gibi yaşayanlara… Bir adamın sekiz karısı on sekiz cariyesi olur mu? Ama benim saf Müslüman kardeşim ne yapıyor? Allah benim istekli olmamı doğru bulmuyor diyor. Ya Allah sana demiyor ki bunu. Azgınlara diyor azgınlara! Ya be Allah’ın şaşkın kulu, sen bu kafayla nefsime uyuyorum diye nikâhlına bile sarılamazsın. Bakire gider garibim! Anlaşılmıştır ve tasdik edilmiştir ki Korkut’tan koca, sakallıdan hoca olmaz. Sakalına kurban olduğum doğru bilgi ver! Adam zaten cahil. Nefsini terbiye et diyorsun harama bakmayacak ya anlamıyor helale de bakmıyor. Yemiyor, içmiyor, dokunmuyor, sevmiyor, kaçıyor, nefsim uyanır diye korkup ilahi bile söylemiyor. Dünya hayatını yaşamadan ahirete gidemezsin.

Referans din olduğu zaman akan sular duruyor. Bakmadan, dinlemeden, okumadan, araştırmadan benim vatandaşım inanıyor. Ulema “Nefsini körelteceksin” diyor, seninki “Eyvallah” diyor. Ama tabi ne dediğini bilmiyor. Nefsini körelteceksin demek löp löp iskender kebap yemeyeceksin demek. Barlar, pavyonlar, tiyatro, sinema, piknik, mangal, külah külah dondurma, kat kat elbise giymeyeceksin demek. Nefsini köreltmek lüks arabalar, cillop gibi hatunlar, Mayami’de tatil yapmayacaksın demek. Nefsini köreltmiş birinin nasıl yaşadığını doğrusu ben merak ediyorum.

Ayetler uyarıcı; azgınlık sınırını aşanlar için… Seninki aç kalırsa Allah’a daha yakın olacağını sanıyor. Allah’ı bilmem ama mezara daha yakın olduğun kesin! Din sadelikten yana diye renkli gömlek giymiyor. Sanki renkleri Allah yaratmadı. Ekonomiye de zararı var bunların. Yemiyorlar, içmiyorlar, giymiyorlar. Alamıyoruz, satamıyoruz; sakallı diyarında ticaret nanay. Korkmayın, kutsalın yeşil bahçelerine girin. Dini anlatmak için dindar olmanız gerekmez. İnanan inanmayan kavgası bitecek, Kerim Korkut inananlarla inanmayanların arasına köprüler kuracak.

Israrla diyoruz ki sınırları aşarsanız nefis kötü. Adam istiyor da istiyor; dünyayı versen yemem demiyor. Gözü doymayınca da zorla alıyor, çalıyor. Yaratan bunun için nefsinize hâkim olun diye öğüt veriyor. Bir avuç hurma ile yaşa demiyor ki. Öyle olsa bu kadar nimeti niye yaratsın. İnanmış kişiler de okumuş olsa bile artı bir cahillik oluyor. Okuduğuna duyduğuna düşünmeden, sorgulamadan körü körüne inanıyor. Allah hiç insana yemeyin içmeyin der mi?

Peki de ölçü nedir? Bazı Müslümanlar bir heybe bir hırka yaşamamız gerektiğini düşünüyor. Nefsi terbiye etmek için oruçlar tutuyorlar. Dünyanın nimetleri ne olacak o zaman? Allah “Nimetlerimden israf etmeden yiyin” diyor. Ahana buraya yazıyorum, ulemalar, âlimler, dervişler dâhil, inananların yarısı İslam’ı bilmiyor.

Nefis hayattır; nefsi öldürdüğün zaman yaşayamazsın. Tanrının ayetleri azgınlara, azmışlara öğüttür. Saraylarda, villalarda toplanıp muhkem sofralar kuranlar nefsini terbiye etsinler. Barlarda, pavyonlarda içip sı… lar nefsini terbiye etsinler. Adam fasulye tarlasını alıp gidiyor, sen bir tabak kuru fasulye yemekten korkuyorsun. Hint fakirleri, Medine dilencileri cennette mi sanıyorsun?

Nefsimizi körelteceksek planlara, programlara ve ülkenin gelişip kalkınmasına da gerek yok. Ağrı Dağı’nın eteğine çadır kurar bir avuç hurma ile yaşarız. İşte bu yanlış bilinen, ayetlerin saptırıldığı “Bir lokma bir hırka” anlayışıyla bugün Müslüman ülkeler ekonomide geri kalmışlardır. Gözlerini yere indirme kardeşim; insanların yüzüne bak. Onlar da sana baksınlar; merak etme yemezler. Aleniyette kötü niyet olmaz; kötü niyet gizlidir.

 

 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..