Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Kasım '08

 
Kategori
Siyaset
 

Cahit Yargıcı, ikinci kitabını çıkardı

Kimi insan boş vakitlerinde veya emekli olduğunda, balık tutmaya gider. Kimisi oturur kahveye, lokale; konken veya pişpirik oynar. Kimi seyahatten hoşlanır. Kimi balkona, kaldırıma oturur, gelip-geçen insanları seyretmeyi sever. Bazısı evin tamir işlerine merak salıp; benim gibi, evin her tarafını harpten çıkmışa döndürür. Bazısı her işe burnunu sokmaktan; akşama kadar eşiyle, torunlarıyla veya komşularıyla kavga ederek zinde kalmayı yeğler. Bazısı bulmaca delisidir; bazısı at yarışı, toto-loto-iddia oynarken, bazıları da sosyal etkinliklerden başını kaşıyamaz…

Ama, bazıları da vardır ki; duygu ve düşüncelerini, bilgi ve tecrübeleriyle harmanlayıp, çeşit çeşit şiir, roman, öykü ve araştırma kitapları yazarlar!.. Kimdir bu kategoriye girenler? Hemen ilk aklıma gelenler şunlar: Ünal Türkeş, Ünal Şöhret Dirlik, Yükselecek Demirel, İbrahim Ergin, H. İlker Altınsoy, Hamdi Topçuoğlu, Özcan Özgür, Muammer Özler, Bahattin Uyar, Orhan Bahtiyar, Tarcan Oğuz, Nevzat Çağlar Tüfekçi, Günür Karaağaç, İlknur Mersin…

Bu kervana son katılanlardan biri de; emekli Jeo. Müh. Cahit Yargıcı

2006 yılında yayımladığı “İçimdeki Irmak” şiir kitabından sonra, şimdi de “Martıların Çığlığı” adlı II. Şiir Kitabı’nı yayımladı.

Çok geç tanıdığım, ama kırk yıllık dostları kıskandıracak kadar samimi olduğumuz bu gönül insanı; çok sevdiği denizi, doğayı ve koca Fethiye’yi; güzel şiirleriyle bir kitaba sığdırdı ve ellerimize teslim etti… İçinde kâh memleketi Fatsa, köyü Gökçeli özlemi ile yanıp tutuşur. Kâh çocukluğunu özgürce yaşamak ister denizde, kırlarda, bayırlarda… Çiçeklerle, meyve ağaçlarıyla konuşur, onların da duyguları ve sezgileri olduğunu düşünür… Bazen alıp başını, yüce dağlara çıkmak ister, bazen güneşte yanıp, Kara Kış soğuklarında titremek ister…

Olmuyor” şiirinde şöyle diyor: “Türkülerimi söylerken/ Doruklara çıkar coşkularım/ Niçin gözyaşlarım boşalır bilmem/ Bazen neşelenir, bazen hüzünlenirim/ Karışmam gözyaşlarıma/ Özgür kalsın isterim/ Ama bazen de/ Yok olur duygularım/ Gözyaşsız, coşkusuz/ Zorla da türkü söylenmez ki…”

Ağaç Yüreği” şiiri şöyle: “Her canlı bir yürek taşır/ Sevgi doludur onlar/ Yayılsın diye dünyaya/ Ağaçların da yüreği var/ Olmasa yürekler/ Nasıl kokardı çiçekler/ Nasıl olurdu meyveler/ Kendi yüreğinle/ Onların yüreğini görebiliyor musun?”

Martıların Çığlığı” şiirinde, ‘deniz-martı-mutluluk’ temasını şöyle işliyor:

“Kasım güneşi sarmış denizi/ Maviliği berrak koyulaşmış körfezin/ Çığlık çığlığa martılar uçuşur/ Şöleni var martıların/ Dalgaları kıprar denizin, sessizce/ Küçük tekneler gezişir maviliklerde/ Denizi incitmeden/ Mavi mavi gülümser deniz kıyılara/ Martılar öpüşür denizle/ Deniz sakin/ Balıklar oynaşır maviliklerde/ Sevinç çığlıkları atıyor martılar/ Güneş, sevinçle kucaklar denizi/ Dillerde mutluluk türküleri/ Fethiye Körfezi’nde mutluluk yaşıyor insanlar/ Kardeşlik ve özgürlük türküleri yankılanır buralarda…”

Her yiğidin bir yoğurt yiyişi olduğu gibi, her şairin de bazı hayalleri ve özlemleri vardır: Nazım Hikmet, köyünün mezarlığında bir Çınar ağacı altında ebedi uykusuna çekilmek isterdi. Orhan Veli, rakı şişesinde balık olmayı yeğler; Âşık Veysel, ‘illâ gara toprak’ derdi... Mehmet Akif şehâdet mertebesine çıkmayı düşlerken; Ümit Yaşar ise, çılgınca yaşamaktan yanaydı! Cahit Sıtkı ölümü işlerken; Şair Eşref ’le Neyzen, harımı yarmakla meşgullerdi…

Bizim Jeoloji Mühendisi de, kalkıp Beşkaza’ya yerleşince, ‘ırmak-deniz-martı’ kara sevdasına mı yakalandı, ne? Aksi halde bu güzel şiirler; başka türlü bizim ellerimize nasıl gelir de, gözlerimizden dillerimize ve nasıl gönüllerimize düşerdi ki? Yüreğine, dimağına, ellerine sağlık üstadım… Sakin KOŞAR

 
Toplam blog
: 191
: 753
Kayıt tarihi
: 09.08.08
 
 

16/07/1951 Bozüyük / Yatağan / Muğla doğumlu, 1970 Isparta - Gönen mezunu, 1986 Anadolu Üniversit..