Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mart '10

 
Kategori
Yoga / Meditasyon
 

Çakralar

Çakralar
 

Çakralar


Çakra, Sanskritçe’de tekerlek anlamına gelir, ateş çarkı da denir. Bedenimizin içerisinde çakralar olarak bilinen yedi temel enerji merkezi hormonal salgı bezlerinin ve büyük sinir ağlarının üzerinde ya da çok yakınında olup belirli noktalarda omurgayla kesişirler.

Kadim metinlerde “Yedi Mühür” ya da “Yedi Kutsal Salgı Bezi” olarak bilinir. Yoga asanalar ve nefes teknikleri ile çakraları harekete geçirir. Çakraları açmak ve enerji akışını artırmak demek o kadar sağlıklı olmak demektir. Sistemdeki bir hastalık, enerjideki dengesizlik ya da enerji akışının engellenmesinden kaynaklanır. Ancak çaba göstermeksizin ve olgunlaşmadan açık kalmaya psikolojik olarak hazır değiliz. Onun için öncelikle kendimizle uğraşalım diyoruz.

Her çakra, varlığımızın-büyüme ve sağlığı da kapsayan-çeşitli fonksiyonlarını kontrol eden hormonal sistemdeki bir salgı bezi ile bağlantılıdır. Bu salgı bezlerinin fonksiyonlarındaki ağırlaşma; hayata bakışımız, ruh halleri, davranışlar ve mücadele yeteneğimiz üzerinde etkiler meydana getirecektir. Salgı bezlerinin durumuna bağlı olarak;sıkıntılı. öfkeli, korkulu, kötümser ya da mutlu, huzurlu, güvenli ve iyimser hale gelebiliriz. Salgı bezleri beyine ve buradan da varlığımızın duygusal, zihinsel ve spiritüel yönlerine bağlıdır. Bu çakraların fiziksel bedenimizde bulundukları yerlerdeki kısımları, kendileri ile ilişkili olan (duygusal-zihinsel) hallere bağlayan iletkenler gibidir.

Çakraların içerdikleri yetenekleri hayatımızda kullanmak için amaç;her çakradan yayılan enerjinin farkına varmak ve gerektiğinde o çakra üzerinde çalışmaktır.

Bedenimiz büyük oranda sudan oluşur ve tıpkı bedenimizde sürekli bir akışın olması gibi çakralar ve onlara yüklediğimiz yetenekler arasında da bir akışın olduğunu bilmeliyiz.

Çakraların psikodinamik işlevi, auranın 3 bedeni ile ilgilidir, yani bedenin dünya planında fiziksel, duygusal ve mental etkileşimleri ile ilgili katmanlarla. Birinin kalp çakrası olması gerektiği gibi işliyorsa, o kişi sevme işinde başarılıdır.

Auranın her katmanı bir çakra ile ilişkilidir. Auranın incelenmesi, tıp ile bizim psikolojik kaygılarımız arasında bir köprü görevi görebilir. Fizik beden üzerindeki 7 ana çakranın yerleri vücudun o bölgesindeki ana sinir ağları ile uyum gösterir. Bunun yanında enerji çizgilerinin kesiştiği 21 çakra bu 14 noktaya denk düşer. Bu girdap noktaları Çin tıbbının uyguladığı akupunktur noktalarına denk gelmektedir.

Aurik beden çakralarının 3 ana işlevi vardır:

* Her aurik katmanı, dolayısıyla fiziksel bedeni canlandırmak,
* Ben şuurunun farklı unsurlarının gelişmesini sağlamak(her çakra belirli bir psikolojik işlev ile ilişkilidir),
* Enerjiyi aurik düzeyler arasında iletmek. Her katman fiziksel bedenin aynı bölgesinde yerleşmiş 7 ana çakranın özelliklerine sahiptir.

Yapmış olduğumuz bütün yoga asanaları ve nefes egzersizleri çakralarımızı aktive eder.Bazı sistemler çakra konsatrasyonlu çalışmalar yaptırmaktadır.Bu tip bir çalışma kişinin kendi tercihine kalmıştır.Ama sonuç olarak yapılan her egzersiz ne nefes tekniği zaten sistemi olduğu gibi harekete geçirir ve uyarır.

Sevgilerimle.

1. ÇAKRA (Kök çakra) MULADHARA

İnsanlardaki kabullenme yeteneğini denetler. Fiziksel enerji miktarı ve fiziksel gerçeklikte yaşamak için gerekli irade ile ilgilidir.

RENK: Kırmızı

YETENEK: Kabullenme

ÇAKRA ALGILAMASI: Dokunma, hareket ve varlık, kinestetik,
BİLGİNİN YAPISI: Bedeninizdeki kinestetik his: denge, titreşim, tüylerin diken diken olması, enerji akışı, fiziksel acı ya da zevk alma hisleri.

MEDİTASYON PRATİĞİ: Yürüme, meditasyon, dokunma, derin gevşeme

GÖLGE DUYGU(LAR): Kızma, gücenme, sertlik, psiko ruhsal özlemler, maddi, bedensel istek ve özlemler.

ELEMENT: Yer ( toprak )

YERİ: Boşaltım organlarının bulunduğu apış arasında, omurganın en altında, bağırsakların ve anüsün birleştiği güç merkezinde bulunur. Alışkanlıkların, yaşamımızı sürdürmek için otomatik davranış ve derin içgüdüsel, kalıplaşmış hareketlerimizin vatanıdır. Burası zekamızı, konumumuzu ya da yaşımızı hiç önemsemeden hepimizde derinlemesine yer etmiş olan bilinçsiz merkezimizdir.

Yaşam iradesi ile bütünleşen bu fiziksel yeterlilik hali, kişiye güç ve canlılık ‘’mevcudiyeti’’ sağlar. Bu kapalı veya bloke edildiğinde fiziksel canlılığı sağlayan şeyler de engellenmiş olur ve kişi fiziksel dünyada var olma isteğini yitirir. Fiziksek aktiviteden kaçar, enerjisi düşüktür ve kendini ’’hasta’’ hisseder.

Gerçekten kabul etmek için, kendi insan doğamızla barış yapmamız gerekir. Eğer kendimizi kendi bedenimizde desteklenmiş, kök salmış ve rahat hissetmezsek, bu çakranın gölge duygusu olan kızgınlıkla dolarız.

Acı ve öfke ile dolu olan insanlar acınacak haldedirler, fakat yine de kendi zavallılıklarına sıkı sıkıya bağlı kalırlar, çünkü en azından bu duygu onlar için tanıdıktır.

Birinci çakranın enerjisi uyarılıp bedene dağıtıldığında kendimizi yenilenmiş hissedersiniz. Sonra yer elementi, yani bedeninizin boğa gibi güçlü, cesur yanı canlanır. Buna ihtiyaç duyduğunuzda tek yapmanız gereken zihinsel olarak bu bölgeyi sıkmaktır. Sonra kendi zirvenize çıkarsınız. Çakranız size bu konuda yardımcı olur.

Yere kök saldığımızda, önemli bir duygusal iş olan kabullenme kapasitemiz daha fazla olur. Kabulleniş, yargılamanın tersidir. Kabullenme zarafet dolu ve saf bir lütuf gösterme hareketidir.

Kabullenici olmak için önce taklit edin ve sonra gerçekten yapmaya başlarsınız. Harekete geçin, duygu ve iyileşme bunu izleyecektir. Eğer birisini kabul etmek için mükemmel zamanı beklersek bu zaman hiç gelmez. Eğer birinin davranışlarının bizi artık sıkmayacağı anı beklersek hiçbir kabulleniş olmaz. Korku ve güvensizlik duymadığımız zaman kabullenme kapasitemiz artar.

Pek çok insan, kabullenmenin bize büyük yararlar sağladığında fikir birliği etse de, sürekli olarak gücenme ve yargılama içinde yaşamayı seçtiğimizde ödenmesi gereken bedensel bir bedel olduğunu anlamamaktadırlar. Yargılamak ve aklımızı bu yargıya takmak bedenimizde oluşan hastalıklar şeklinde kendini gösterir.

Eğer kendinizi kabul eder ve kendinizi eleştirmemeyi öğrenirseniz bedensel, zihinsel ve ruhsal anlamda gerçek sağlığa ulaşırsınız.

Sindirim ve boşaltımla ilgili sorunlar, pek çok insanın kendini tam anlamıyla sağlıklı hissetmesine engel olan çeşitli endişelerden kaynaklanan nedenlerdir. Düzenli bedensel çalışma, yoga ve meditasyon yaparak olumlu bir zihinsel tutum geliştirerek, bol meyve ve sebze yiyerek kişi sağlığına kavuşabilir. Yedikleriniz 18 saat içinde boşaltılmazlarsa bedeniniz zehirlenir.

Empati duymak sempati anlamına gelmez. Sempati ‘’senin gibi hissediyorum’’ derken empati ‘’nasıl hissettiğini biliyorum’’ der. Empatinin en iyi yanı sağlıklı bir ayrılığa olanak tanımasıdır. ’’Senin acını hissetmeye ihtiyacım yok, sadece benim de senin gibi acı çektiğimi hatırlatmaya ihtiyacım var’’ der. Empati hepimizin ayrı fakat aynı zamanda birbiriyle bağlantılı olduğumuzu anlamamızla ilgilidir.

Kendinizi sevin, hayatınızı sevin ve geçmişi bırakın. Geçmişin acıları size sadece acı verir. Kendinize zarar vermek zorunda değilsiniz.

BİRİNCİ ŞAKRA İÇİN ŞİFA YÖNTEMLERİ:Vucutla tekrar bağlantı kurmak, fiziksel aktiviteler yapılması(yoga , aerobik, yürüyüş vs.) , Bio enerjil topraklanma, Masaj, Nefes teknikleri…..(pranayama çalışmaları)

Sevgilerimle.

2. ÇAKRA (Kuyruk sokumu çakrası) SVADHİSTHANA

Kişinin ikamet ettiği yer anlamına gelir. Dalak, pankreas ile bağlantılıdır. Bedende bulunduğu bölge cinsel organlardır. Bedendeki şuursuz faaliyetler, cinsel dürtüler ve düşük seviyeli ilişkiler ile ilgilidir.

YETENEK: Yaratıcılık

RENK: Portakal rengi

GÖLGE DUYGULAR: Aşırı uca gitme, suçluluk

ELEMENT: Su

ÇAKRA ALGILAMASI: Duygusal

BİLGİNİN YAPISI: Duygusal his;neşe, korku, öfke, başkalarını küçük görme, olmadık her şeye göz yummak, güven duygusu eksikliği, acımasızlık.

MEDİTASYON PRATİĞİ: Esenliğin rahatlatıcı duyusu üzerine meditasyon

Aurik düzeylerde şuurun ifade edilişi: Duygusal düzey

Şuur ifadesi: Kişisel duygular

Affirmasyon: Duygusal olarak hissediyorum

2. çakra, arzu, ihtiras, ikicilik, kutupsallık, hareket, değişim ve yaratıcılık ile ilgilidir. İçimizdeki pek çok çekişmeyle ilgilidir. Bu merkezdeki titreşimler olumlu olduğunda yaşam renkli, canlı ve derin bir anlama sahip olur. Tıkalı olduğunda yaşamı da neşesiz, boştur ve dünya ona yorucu ve sıkıcı gelir. Dünyada geçirdiğimiz bu sınırlı zamanda ne yapacağımız hakkındaki kararımız, yaratıcılık konusundaki yapabileceğimiz en büyük çalışmadır. Bu kararı her gün, hayatımızın her anında tekrar gözden geçirmemiz gerekir. Genelde insanlar yaratıcılığı sanatçılarla bağdaştırırlar;gerçekte ise, yaratıcılık herkesin doğuştan gelen hakkıdır.

Şimdi ve burada yaşamak, sizi neyin mutlu ettiğini bulma ve sonra da yaşam yolunu izleme eylemidir.

Yaratıcı bir hayat yaşamak için yanlış yapma korkumuzu yenmemiz gerekir. Yaratıcılıkla ilgili olan 2. çakramızı geliştirmenin iyi bir yolu bedensel çalışmalardır. Beden uyumlu çalıştığında huzur vardır. Fakat bedenin herhangi bir parçası bedenin ritmini bozacak biçimde uyumsuz çalışıyorsa o zaman rahatsızlık görülür. Rahatsızlık, bedenin uyumsuz bir biçimde çalışmasından, ritmi kaybetmesinden başka bir şey değildir.

2. çakradaki rahatsızlıklar: regl döneminin sorunlu gedmesi, kısırlık, böbrek ve mesane ile ilgili sorunlar, prostat kanseri, yumurtalık kanseri, hormonal dengesizlikler.

Suçluluk, ’’ben şundan daha değersizim’’ düşüncesi ile özetlenebilir. İnanç, birisinin size söylediği, suçluluk ise sizin kendi kendinize söylediğiniz bir şeydir.

İlişkilerde en sık rastlanan sorun para ve cinselliktir. Para ve cinselliğin yuvası olan 2. çakrada gereğinden fazla suçluluk duygusu vardır. Paranın hayatımızda doğal bir şekilde akmasına olanak tanımamızın ne kadar önemli olduğunu kendinize hatırlatmanın pratik bir yolu bolca su içmeyi hatırlamaktır. Eğer kendinizi para ile ilgili olarak korku ve suçluluk hissederken bulursanız, yeterince su içtiğinizden emin olmalısınız. Her şey yaratıcı tarafından yaratılmıştır: paramız, ailemiz, her şey. . .

Eğer zenginliği her şeyin bol olduğunu düşünmek olarak görüyorsanız, hayatınızın her gününde zengin olursunuz.

Yaratıcılığımızı kullanarak çevremizde bizi saran imajları seçmek farkındalığımızı geliştirir. Çevrenizin farkında olun. Cinselliğiniz konusunda farkındalık eylem size kalmış bir şeydir, suçluluğunuzu arkanızda bırakın, bunun yerine kendinizi inceleyin.

Suçluluğun bir amacı vardır, tıpkı öfke, korku ve acının kendine özgü yeleri olması gibi suçluluk duygusunun da bir yeri vardır. Suçluluğun size bize uyarı olmasına izin verin, eğer uyarı olarak kullanmazsak içimizde iltihaplanmaya başlar ve bizi yaratıcılığımızdan yoksun bırakır.

Yoğun suçluluk ve keder duygusu, kendinden nefret etmenin uç aşamasıdır. Bu, asla yeteri kadar çekici, yeteri kadar akıllı, yeteri kadar iyi olmadığımızı söyleyen bir sestir.

Hayatınız boyunca yaratıcılığınızı kullanma şansı bulabileceğiniz pekçok şeyle karşılaşacaksınız, hiç bir zaman başlamak için geç değildir, seçim size kalmıştır.

Sonuç olarak üreme organlarımızın bulunduğu bölgede yer alan 2. çakra içimizdeki yaratıcılık yeteneğini bulduğumuz yerdir.

İKİNCİ ÇAKRA İÇİN ŞİFA YÖNTEMLERİ:Hareketlilik terapisi, yaratıcılıkla ilgili çalışmaları yapmak ve nefes teknikleri(pranayama çalışmaları)

Sevgilerimle.

3. ÇAKRA (Göbek çakrası) MANİPURA

‘’Mücevherler şehri’’ anlamına gelen Manipura da denilir. Hükmetme, ben merkezci duygular ve kendi kendine eş koşmayla ilgilidir. Akli ve zihinsel süreçler duygusal hayatın düzenleyicileridir.

Solar pleksusu adı da verilen bu çakra kalp ile cinsellik arasında bir blok görevi görür. Yaşamımızdaki kavramsallaşmayı, hayal gücümüzü sağlayan ve tamamlayan bir itici güçtür. Bir şeylere inanıp onu yapma kararlılığını gösterme gücünü burada buluruz.

RENK: Sarı

YETENEK: Kararlılık

GÖLGE DUYGULAR: Öfke, açgözlülük, hırs

ELEMENT: Ateş

Aurik düzeylerde şuurun ifade edilişi: Zihinsel düzey

Şuur ifadesi: Düşünme

Affirmasyon: Düşünüyorum

ÇAKRA ALGILAMASI: Sezgi

BİLGİNİN YAPISI: Spesifik olmayan bir şeyi bilmenin belirsiz duyusu;mutlak bir ölçü, şekil

duyusu ve duyusal olmayı isteme

MEDİTASYON PRATİĞİ: Zihnin tek noktalılığı

YERİ: 8. Toraksta, göbek deliğinin üstünde

Güneş sinir ağı ve böbreküstü bezleri, karaciğer, bedendeki tüm sindirim sistemini kapsar. Adrenalin bezleriyle ilişkilidir.

HEDEF MERKEZ GÖBEKTİR.

Meditasyon pratiğinde zihnin tek noktalılığı sağlanmalıdır. Ana rahminde göbek kordonu yoluyla besleniriz, doğduktan sonra da güçlü bir enerji merkezi olmaya devam eder. Etkin duruma gelince kendimizi daha canlı ve güçlü hissetmemizi sağlar.

3. Çakra ateş elementi tarafından yönetildiği için mum alevinin ucunun rengi olan sarı(1 ve 2. çakranın devamında kırmızı-turuncu=sarı) varoluşumuzun içinde yanan bir alevi oluşturmaktadır.

3. Çakra üzerinde çalışmalar size anı ve sonsuzluğu deneyimleme becerisi kazandırır.

Sigarayı bırakmak veya rejim yapmak isteyen bir kişinin 3. çakra enerjisini uyarması ve bu enerjiyi hayatına daha fazla sokması yararlıdır. Çünkü bu çakranın, insanın eylemleri üzerinde denetimi vardır ve göbek deliğindeki ateşin, tüm alışkanlıkları, davranış tarzlarını yakıp kül etmek ve bunlardan arınma için kullanılabilmektedir.

İlk 3 çakra tıpkı bir ağacın kökleri ya da bir binanın temeli gibidir, enerji bedenimizin olduğu kadar fiziksel bedenimizin de temelini oluştururlar.

Göbek çakrasının ilginç işlevi de aslında kalp çakrasının görevi olan solunumdaki rolüdür. Akciğerler kalp merkezinde olsalar da diyafram, akciğerlerin altında olan kaslar göbek bölgesinde yer almaktadır.

Akciğerlerinizden nefes almayı bırakıp karnınızdan nefes almaya başlayın. Çünkü nefes alış-verişinizin uzunluğu ve derinliği sizin ruhunuzun karşınızdaki insan üzerindeki etkisini belirleyecektir.

Başlangıç için aşağıdaki egzersizi kendinizi zorlamadan yapın.

* Ayakta dik durun, kalın, sert kapaklı bir kitabı karnınıza, göbek deliğinize bastırırcasına açık olarak tutun.
* Nefes alırken karnınız kitabı ileri doğru itsin.
* Nefesinizi verirken karnınız boşalacak ve sırtınıza doğru kitabı içeri itin.

Bu egzersizi günde 3 dakika yapabilirsiniz, daha sonra da farklı tekniklerle birleştirebilirsiniz.

3. Çakranın diğer duygusu da öfkedir. Çok öfkeli birisi için ‘’çok aksi’’ veya ‘’safra ile dolu’’ gibi tabirler kullanırız. Safra, öd . çakradaki karaciğerin ürettiği bir maddedir. Kızdığımızda sinirden karnımıza ağrı girer veya midemiz bulanır.

Annemizin kalıplaşmış pekçok bedensel ve duygusal alışkanlığı ana rahmindeyken bize geçer. Bu arada onun nefes alış-verişini de doğduktan sonra taklit ederiz. Bu yüzden yoga ve nefes teknikleri üzerinde bilinçli olarak kendimizi eğitip, karından nefes alıp vermeyi yaşadığımız her ana geçirmeliyiz.

Teknik bilmiyorsanız;dakikada 50 kez nefes alıp verirsiniz. Eğer 10 kez ise canlanırsınız, 5 kez ise akıllı olursunuz. Dakikada 1 kez nefes alıp verirseniz yenilmez olursunuz.

Sadece nefes ve yoga çalışarak kronik sırt, boyun, beden ağrılarından kurtulanların sayısı az değildir.

Kararlılık yeteneğinizi geliştirmek için yoga da esneme duruşu vardır. Bunu günde 1 dakika ile başlayıp 3 – 4 dakikaya çıkarabilirsiniz. Burada hareketin yanında burnunuzdan ateş solunumu (burun deliklerinden çok hızlı nefes alıp vermek) yapmaya başlamaktır. Bu solunum sinir sisteminizi güçlendirir, kanı temizler, enerji verir ve kendinizi canlı ve parlak hissedersiniz.

Öfkenin bedende kendini ilk gösterdiği yer karaciğerdir. Karaciğer endokrin bezidir ve kanımızdaki zehirleri atmak için iyi bir filtredir. Siroz, alkol veya uyuşturucudan olduğu gibi hissettiğiniz abartılı acı ve öfkeden de oluşur. İş stresi nedeniyle karaciğerin kötü çalışması sonucu hepatit oluşabileceği gibi.

Karaciğer için pancar ve pancar yaprağı ya da pancar suyu (günde 50-6- cl), her tür turptan, özellikle Japon turpu yemek, yogi çayı içmek önerilmektedir.

BASTIRILMIŞ ÖFKE KENDİNİ HASTALIK OLARAK DIŞA VURUR.

3. Çakrada bulunan adrenalin bezleri ‘’öfke-stres döngüsü’’ dediğimiz süreçte büyük rol oynar. Bedende ‘’savaş ya da kaç’’ karşısında tepki vermek için adrenalin ve kortizon salgılayan bu bezlerdir.
İnsandaki her yeteneğin diğerleri üzerinde tıpkı bir domino taşı gibi etkisi vardır. Eğer azminizden küçük düzeyde bile onurlandırmaya başlarsanız, hayatınızda gelişme ve iyileşme olduğunu göreceksiniz

ÜÇÜNÇÜ ÇAKRA İÇİN ŞİFA ÇALIŞAMALARI:Topraklanmak ve duygusal bağ kurmak, Derin gevşeme teknikleri, Yoga asanaları, mekik çekmek, psikoterapi çalışmaları ve nefes teknkleri (pranayama çalışmaları)

4. ÇAKRA (Kalp çakrası) ANAHATA

Şifa sürecinde kalp dünya planına ait enerjileri ruhsal plana ait enerjilere, ruhsal plan enerjilerini de dünya planı enerjilerine dönüştürür. Fiziksel dünyadaki davranışlarımızın merkezi burasıdır. Ego iradesi ya da irade ile ilgilidir.

YETENEK: Sevecenlik, şefkat, sevgi, muhabbet.

RENK: Yeşil, pembe

GÖLGE DUYGULAR: Korku, bağımlılık


ELEMENT: Hava

Aurik düzeylerde şuurun ifade edilişi: Astsal düzey

Şuur ifadesi: Ben-Sen duyguları

Affirmasyon: İnsani seviyorum

ÇAKRA ALGILAMASI: Sevme

BİLGİNİN YAPISI: Bir başkasını sevme duyusu

MEDİTASYON PRATİĞİ: Sevginin gül pembe ışığı, bir çiçeği sev

Psikolojik işlevi: Diğer insanlara karşı sevgi duyma, yaşama açık olma

Bedenin en güçlü çakrasıdır. Kanınız, bedeninizdeki her organı beslemek için bu merkezden pompalanır. Olaya ruhsal bakarsak, gökyüzü ya da cennet ve yer bu merkezde birleşir. Kalpten duanın gücü bundandır.

Bu farkındalık merkezi sayesinde, ’’BEN’’ kavramının ‘’BİZ’’ e dönüşümü mümkün olmaktadır. Kalp, sevginin çeşitli ifadeleri olan pekçok duyguyu yayar; sıcaklık, sevecenlik, ihtiras, iyilik, nefret. Dünyadaki her duygu kalp merkezinden yayılır. Hayata, zenginlik, derinlik ve anlam veren bu merkezdir. İhtirası denetler. Kişinin sezgileri ile denetlenmediği zamansa, yıkım getirir. Kalp çakrasının titreşimi ve ritmi o kadar güçlüdür ki saklamak ya da belli etmemek gibi bir şey mümkün değildir. Nasıl konuşacağınızı, ne tür titreşim yayacağınızı bilirseniz, ’’ben’’ ve ‘’sen’’ değil, ‘’ biz’’diyen titreşimler yayarsınız.

Korku duygusu, kalp çakrasında başa çıkılması gereken karanlık yandır. Bu korku, sevgi duyduğumuz şeyi kaybetmekten korkmaya, bir başkasını fazlaca korumaya ve onun ihtiyaçlarının sizinkilerin üzerine çıkmasına izin vermeye kadar varır.

Karşınızdaki kişinin siz olduğunuzun farkına varmak işinizi kolaylaştırır. Minnettarlık duymayı günlük hayatımıza geçirmek zorundayız. Günün her saatinde, evde, işte, çarşıda kısaca nerde olursak olalım, düşmanca duygularımız uyandığında nefes egzersizi (burundan al-ağızdan ver, burundan al-burundan ver) yapalım.

Kalp rahatsızlıklarının, akciğer hastalıklarının ve göğüs kanserinin bu bölgede olduğunu bilirseniz korku ve bağımlılığın neden olup insanı nasıl öldürdüğünü anlarsınız.

Hayatta işe yarayan iki güç vardır: Sevgi ve Korku, bir madalyonun iki yüzü gibidir. Korku duyduğunuzda bununla baş etmeniz gerekmektedir. Korkudan minnettarlığa geçiş için ruhsal ve bedensel çalışmalar yapmak, hayatınızı ve sağlığınızı daha iyiye gidecek şekilde değiştirecektir.

İnsanlığın en büyük korkusu ölüm ve ölme korkusudur. Herkesin yüzleşeceği bu deneyimden korkmak aslında aptalcadır. Ölümün getireceği acı ve belirsizliktir bizi korkutan.

Size güç veren nedir? DÜŞÜNCELERİNİZ

Sizi uyandıran nedir? DÜŞÜNCELERİNİZ

Sizi mahveden nedir? DÜŞÜNCELERİNİZ,

DÜŞÜNCELER sizi geliştirmek içindir.

Endişelendiğinizde, bedende gerginleşen ilk kasınız dilinizdir. Gerildiği an nefesinizi ve kalp merkezini karıştırır. Nerede olursanız olun hemen dilinizi dışarı sarkıtıp, çenenizi gevşetip, burundan nefes alıp ağızdan verin. Minnettar olmayı düşünün, omuzlar gevşemiş, kalp merkezinin arkası açılır, akciğerlerin genişlemesi için yer açılır, kalp atışları yavaşlar, tansiyon düşer.

Bu endişe sırasında bu bana ne kazandırır?ne kadar önemlidir?sorularını sorun.

DÖRDÜNCÜ ŞAKRA İÇİN ŞİFA ÇALIŞMALARI:Dogayı yaşamak ve içinde olmak, ses terapisi, eft teknikleri, renk terapisi , aromaterapi, Gögus bölgesi ile ilgili yoga asanalar, sevgi enerjisini açmak için yapıulan çalışmalar, reikive nefes teknikleri, (pranayama çalışmaları)

. ÇAKRA (Boğaz çakrası) VISHUDDHA

Gırtlak bölgesindeki 5. çakra, bedenimizde sesimizi bulduğumuz, kişideki dürüstlük yeteneğini barındıran ve iletişim, ifade, yüksek düşünsel süreç ile ilişkilidir.

Bedende gırtlak bölgesinde, 3. omur hizasında, troid bezinin yakınındadır.


YETENEK: Doğruluk

RENK: Mavi

GÖLGE DUYGULAR: İnkar, yalanlama, sertlik

Aurik düzeylerde şuurun ifade edilişi: Esiri kalıp düzeyi

Şuur ifadesi: Yüksek irade

Affirmasyon: Yapacağım

ÇAKRA ALGILAMASI: İşitme, konuşma

BİLGİNİN YAPISI: Sesler, sözler ve müzik duyma, aynı zamanda tatmak ve koklamak

MEDİTASYON PRATİĞİ: Ses dinleme

ELEMENT: Eter(dünya atmosferinin ötesinde bulunan ince, göksel bir enerjidir).

Algılaması: İşitme ve konuşma

Duyuları: Sesler, sözler ve müzik duyma, aynı zamanda tatmak ve koklamak

Çakralar, yüksek zihinsel ve ruhsal diyarlara doğru yükseldikçe, ilerledikçe bu çakralarla ilgili elementler dünyasal olmaktan çıkar.

Gerçek sesimizin nasıl olduğunu, yaşadığımız sürece insanlara söylediklerimizin ‘’gerçekte’’ ne anlama geldiğinin farkına bu çakra ile varırız. 5. çakra boyun, omuzlar, ağız, burun ve kulakları, baş ve kalp arasındaki geçidi içerir.

KENDİN OL! Bu çakra ile mümkündür.

Özde kim olduğunuz gerçeğine ulaşmanın en harika yollarından biri, kendi sesiniz üzerinde çalışmak ve onu sevmekle başlar. Bu dünya sözle yönetilir ve sözü yüzeysel olan kişi de yüzeysel demektir. Sözler önemsiz değildir. Sözler gerçek güçtür. Tüm evren manyetik bir alandır. Eğer pozitif sözcükler üretirsek sevgiyi, negatif üretirsek nefreti hissederiz. Sözlerimizle olayları gerçek yaparız. Sözlerimizin gücünün ve nasıl konuştuğumuzun bedenimizi, zihnimizi ve ruhumuzu etkilediğinin gerçekten bilincine vararak, yaşantımızı sözlerin gücüyle değiştirebiliriz. Ruhun sesi, bir çan kadar berrak çınlar.

Olumsuz bir düşünceye kapıldığınızda, bunu olumlu bir düşünce ile yenin, olumsuzluğun tersini zikir gibi tekrar edin, en İYİ sonucu alacaksınız. Bir arkadaşıma ne zaman ‘’hayat nasıl gidiyor’’ diye sorsam hep ‘’gerçekten zor gidiyor’’ derdi: ona bu cümleyi 40 gün boyunca sözlüğünden silmesini sadece hayatında neler olup bittiğini görmesi için bunu denemesini istedim. Bu çok zor bir şeydi. Buna inanmıyordu, ama sonuç muhteşemdi.

NE SÖYLÜYORSANIZ O’SUNUZ

Söylediğimiz sözler önemlidir ve bedenimizde güçlü bir şekilde etkileri görülür, hele kötü ya da sert iseler dokularımızda hücre tahribatına neden olur. Kendinizi kabullenme sevgiyle güçlendirmek isterseniz şu pratiği yapın: “istiyorum” ve “ben varım”.

Boğaz çakramızı açmak ve doğruyu söyleme yeteneğimizi geliştirmek için bu şekilde belirli sözcükleri tekrarlamak beynimize olumlu duyguları güçlendiren ve hücresel kodlanmamız içindeki eski yaralarımızı iyileştiren mesajlar göndermemizi sağlar.

Belirli bir sesi tekrarlamaya dünyanın her yanındaki kültürlerde rastlanır (bizde zikir).

Şifa veren sesler: bir doktorun sesi insan sesi veya müziğin tedavi edici gücü ve bedenin %70 i sudan oluştuğu ve ses suda kolayca iletildiği için su sesinin hücresel düzeyde iyileşme sağladığı iddia edilmektedir. Düzenli sesler meditasyon, yoga, nefes çalışmaları. Tüm bu yöntemler gerilimi azaltmada bedeni güçlendirmede ve kişiye huzur vermede işe yaramakta ve hayatları değiştirmektedir.

Size ne zaman susmanız söylense, boğaz çakranızın bir bölümü kapanır, burnunuzdan aldığınız her temizleyici nefesle boğaz çakranızda açılmaya ve iyileşmeye başlar.

Sağlıklı bir diyet işe zevki karıştırmaz;önemli olan dengedir. İyileşme ve gelişmenin zorlayıcı yanlarından biri olan denge yeteneği bedenimizde boynumuzdur. Başımız ve kalbimiz arasındaki dengeyi sağlamak hayat kalitemizin en önemli etkenlerinden biridir ve bu denge sevecenlik, iyilik olarak adlandırılır.

Dürüstlük bir şeydeki küçük gerçeklerden daha önemlidir. Bu, eyleme dönüşmüş dürüstlüktür.

Eğer 5. çakra hastalıkları ya da bağımlılıklarınız varsa ve bunlar hayatınızı etkiliyorsa, bedeniniz sizi uyarmak için bilgiyi tek dil olan acı ve rahatsızlığı kullanarak size bir dengesizliğin süre gittiğini söylemektedir. Bunlar kalıtsal hastalıklar değildir. Ruhunuzun kendi gerçeğini bağırarak söyleme gereksinim ile doğrudan ilişkilidir.

1. Köpek gibi solumak=köpek solunumu

-Ağzınızı açarak oturun, dilinizi olabildiğince dışarı çıkarın ve tıpkı bir köpek gibi hızla nefes alıp verin. Diyafram ve göbek deliğinin gücünü de bu nefese ekleyin. Nefes aldığınızda göbek deliği dışarı doğru çıksın, nefes verirken göbek deliği içe doğru gelsin.

-Karnınızı bir pompa gibi kullanın, 1, 5 dakika sonra soluk alış veriş sesinizin gırtlağınıza doğru inmesine izin verin.

-Bunu 3 dakika kadar yapın.

Bu sayede bedeninizde ve gırtlak çakranızdaki toksinler temizlenir, kendinizi yorgun hissediyorsanız canlanırsınız, virüsten kaynaklanan hastalıklardan kurtulmayı ve sezgi gücünüzü artırmayı başarabilirsiniz. En önemlisi de eski yalan ve korkularınızı temizlemenize yardım eder, sizi doğruyu söylemeye yönlendirir.

2. Şarkı söylemek
3. “İstiyorum ve ben varım” egzersizi
4. Boyun hareketleri

5. çakra boğazın önünde yer alır, kişisel ihtiyaçlar ile ilgili sorumluluk alabilme ile ilgilidir. Nasıl ki yeni doğmuş bebek annesinin göğsüne bastırıldığında beslenmek için emmek zorundadır. Bütün hayat boyunca geçerlidir. Kişi olgunlaştıkça ihtiyaçlarını gerçekleştirmek işi kendi omuzlarına binmektedir. Kişinin hayattaki eksiklikleri yüzünden başkalarını suçlamayı bırakıp, ihtiyaçlarını ve isteklerini yaratmak için harekete geçtiğinde iyi işliyor demektir. Bu merkez, kişinin kendisine doğru gelen şeyi almak açısından hangi konumda olduğunu gösteren yerdir. Bu da kişinin imgelemesi ile ilişkilidir. Kişi dünyayı olumsuz görüyorsa, verilen şeylere şüphe ve olumsuz bakış getirecek, düşmanlık bekleyecek, sevgi yerine vahşet ve aşağılanma bekleyecektir. Olumsuz beklentiler, evrendeki ‘’benzer benzeri çeker’’ yasası ile ona bu olumsuz girdileri çekecektir.

Bu merkezde, kişinin çok istediği bir şeyi yapmak için harekete geçmesine engel olan BAŞARISIZ OLMA KORKUSU da yer alır. Ayrıca kişisel arkadaşlıklar ve genel sosyal yaşam ile de alakalıdır. İlişkiden kaçınarak kişi kendini ortaya koymaktan kaçar ve bir yandan beğenilmeme korkusu, bir yandan da rekabet ve ‘’senden daha iyiyim, benim kadar iyi değilsin’’ türü bir gururu barındırır. Reddedilme hislerimiz içerden kaynaklandığından ve sonra biz onları diğerlerine yansıttığımızdan reddedilmekten kaçmak için diğer insanlardan kaçınırız. Arzuladığımız mesleğe girme şansını kullanmak, özlediğimiz temasları kurmak ve bu duyguları serbest bırakmak bu çakrayı açma yollarıdır.

BEŞİNCİ ÇAKRA İÇİN ŞİFA ÇALIŞMALARI:Ses terapisi, konuşma ile ilgili tıkanıkları açmak, şarkı söylemek, hikaye anlatmak, günlük tutmak, psikoterapi çalışmaları, yoga asanaları, nefes teknikleri, (pranayama çalışmaları)

6. ÇAKRA (Üçüncü göz çakrası) AJNA

Alın çakrası da denilen “ajna” kendi kendinin farkında olma, içsel vizyon, mutluluk, neşe ve zihin gücü ile ilgilidir.

Kendini iyi hissetmemizi sağlayan serotonin salgılayan hipofiz bezinin (1. omur ) bulunduğu yerdir. Üçüncü göz noktasına yoğunlaşmak, kendimizi yatıştırmanın, dikkati toplamanın en kolay ve etkili yollarından biridir.


RENK: Çivit mavisi

YETENEK: Sezgi gücü(fiziksel ve duyu dışı görme yeteneği)

YERİ: Yogilerin “üçüncü göz noktası dedikleri kaşların arasındaki noktada bulunur.

GÖLGE DUYGULAR: Zihinsel karmaşa, bunalım

Algılaması: görme – imgeleme şeklinde bilgi sembolik ya da düz anlamlı resimler görmek şeklinde olabilir.

Aurik düzeylerde şuurun ifade edilişi: Göksel düzey

Şuur ifadesi: Yüksek duygular

Affirmasyon: Evrensel seviyorum

ÇAKRA ALGILAMASI: Görme, imgeleme

BİLGİNİN YAPISI: Sembolik ya da düz anlamlı net resimler görmek

MEDİTASYON PRATİĞİ: Birlik şuuru

ELEMENT: Yok .

İLGİLİ SALGI BEZİ: Hipofiz

İlk temel titreşim açısından bakıldığında farkındalığın gelişimi yolundaki her adım yeni ve farklı bir titreşim kalıbı yaratır. Böylece saf eterik oluştan maddenin en yoğun haline kadar yaratılışın düzeyleri insan yaşamında belirir ve çeşitli titreşim düzeyleriyle birlikte çakralarla temsil edilirler. Bu gelişim, içimizde ve üzerimizde meydana gelir. Üçüncü göz, bilince ulaşmanın mekanı olduğundan, burada maddeyi belirleyip, ayrıştırabilirsiniz. . Fiziksel düzeyde yeni gerçeklikler yaratabilir, eskileri çözebilirsiniz.

Kural olarak: Bu süreç bizim yönümüzden otomatikman ve bilinçsizce gelişir. Yaşamımızdaki kararlı düşüncelerin çoğu çözümlenmemiş duygusal kalıplarla kontrol edilir ve kendimizin ve diğerlerinin fikirlerine ve ön yargılarına göre programlanır. O halde, zihnimiz çoğu kez, duygu yüklü düşüncelerimizin efendisi değil uşağıdır. Bu düşünceler yaşamımızda da ortaya çıkar çünkü dışarıdan algıladığımız ve yaşadıklarımız aslında öznel gerçekliğimizin belirtileridir.

Bilincimizi geliştirerek ve üçüncü gözü açarak, bu süreci daha iyi denetleyebiliriz ve hayal gücümüz de isteklere ulaşmak için gerekli enerjiyi yaratabilir. Aynı zamanda fiziksel gerçekliğin ötesindeki tüm yaratılış düzeylerine ulaşabiliriz. Bunun bilgisi bize, sezgi altıncı his ya da aşırı duyarlı işitme, hissetme şeklinde ulaşır. Önceden belirsizce şüphe ettiğimiz şeyler şimdi daha açık bir şekilde algılanır.

Altıncı çakra resimler ortaya çıkarır. Bunlar sembolik olabileceği gibi, hasta için çok kişisel bir anlama sahip ya da düz anlamlı da olabilir. Var olan şeylerin (çoktan mevcut olan bir şeyi almaktır)yansımasıdır. Burada resimleri almaktan söz ediyoruz, ALGILAMA=ALMA anlamına gelir.

İmgeleme ise farklı bir şeydir. İmgeleme süreci, aktif olarak yaratmayla ilgilidir. İmgeleme sırasında zihninizde bir imge yaratır ve enerji verirsiniz. Eğer bu imgeyi zihninizde net bir şekilde tutar ve enerji vermeye devam ederseniz, en sonunda yaşamınızda gerçekleştirebilirsiniz. Böylece o imgeye form ve madde vermiş olursunuz. İmge ne kadar net ve sizin ona yansıttığınız duygusal enerji çok olursa, onu yaşama o kadar iyi geçirebilirsiniz.

Kişinin evren ve gerçeklilik yani dünyayı nasıl gördüğü ve bunun ona ne ifade ettiği ile ilgilidir. 6. çakra sağlıklı olarak saat yönünde döner. Pandül ile bu uygulamalar yapılabilmektedir.

Ayrıca çakranın olumlu ve olumsuz çalışması ile de açıklamalar yapılabilmektedir.

Eğer 6. çakra saat yönünde ters hareket ediyorsa;kişinin zihinsel kavramlar hakkında kafası karışmış ve gerçeklik hakkında yanlış ve olumsuz demektir. Kişi bunları yansıtarak kendi dünyasını oluşturur. Eğer tıkanık ve zayıfsa çakraya enerji akışı az olduğu için kişinin yaratıcı fikirleri engellenmiş demektir. Eğer çarka güçlü bir şekilde saat yönüne tersse kişi olumsuz fikirler yaratma da yeteneklidir. Eğer bu durum başın arkasındaki yönetici merkezin güçlü işleviyle birleşmişse, bu durum kişinin yaşamında bir yıkım yaratabilir.

6. çakra önde iki kaşın arasında, başın arkasında arkaya açılım gösterir. Ön merkezin açık, arkanın ise kapalı olması özellikle hayal kırıklığı yaratan bir durumdur. Kişi yaratıcı fikirler ortaya atar ama bunları uygulamaya koyamaz. Bu duruma, genelde suçu dış dünyaya yükleme bahanesi eşlik eder.

Kişinin fikirlerini hayata geçirmek için adım adım yardımcı temel eğitim alması gerekmektedir.

Hayatımıza sezgi gücümüz olmadan devam etmek sanki yan ve dikiz aynaları olmayan bir otomobili sürmeye benzer. Tüm görebildiğiniz sadece önünüzdür.

Yoga, sezgi gücünü geliştirmek için çok değerli bir araçtır, çünkü her çalışma ya da meditasyon bize bedenimiz, zihnimiz ve ruhumuzla yaptığımız küçük bir araştırma olanağı tanımaktadır.

Kundalini yoga bilimi, bedenimizin her hücresinde bilgi ve farkındalık olduğunu söyler. Dünyadaki sözlerin hepsi birleşse, içimizdeki sezgi gücünü hücresel düzeyde uyandıramaz. Varlığınızın tamamı bedeninizin her bir hücresinde vardır. Bu kadim yoga bilimi de sizi hücresel düzeyde uyandırmak için özel olarak tasarlanmıştır.

Bedeniniz sizinle, simgesel anlamda ve çeşitli hastalıklar yoluyla, bu dili kullanarak konuşur.

Sezgi gücü gerçek güçtür. Hepiniz buna sahipsiniz.

Yoga ve meditasyonun, kandaki serotonin ve beta endorfin salgısını artırdığı bilimsel olarak da kanıtlanmıştır. Sezgi bize pek çok yolla fısıldar;bizimle konuştuğu en önemli yollardan biri de, rüyalar ve simgelerdir. Kendinizi çok basit yollarla sezgilerinize açarsanız, gerçekten büyük mesajlar da bulursunuz.

ALTINCI ÇAKRA İÇİN ŞİFA ÇALIŞMALARI:Görsel çalışmalar, meditasyon, psikoterapi, hipnoz, reiki, imajinasyon çalışması, nefes teknikleri, (pranayama çalışmaları)

7. ÇAKRA (Tepe çakrası) SAHASRARA

Zihnimiz ve bedenimizle direkt bağlantılı olan çakralar, varlığımızın fiziksel, duygusal, mental ve spiritüel yönleriyle ilişkilidir.

Taç çakrası da denilen bu çarka beynin işleyişinin yanında sinir sistemi, iskelet sistemi ve dolaşım sistemi de dahil olmak üzere bedenin tüm sistemini yönettiği söylenir.


RENK: Mor (soyluluk rengi), eflatun, menekşe

YETENEK: Sınırlandırılmamış olmak

ELEMENT: Yok

GÖLGE DUYULAR: Acı, ıstırap, keder

Aurik düzeylerde şuurun ifade edilişi: Ketherik düzey

Şuur ifadesi: Yüksek kavramlar

Affirmasyon: Biliyorum, benim.

ÇAKRA ALGILAMASI: Bütün kavramı bilmek

BİLGİNİN YAPISI: Tüm duyuların ötesine geçen bütün kavramı almak

MEDİTASYON PRATİĞİ: Sakinim ve Tanrı’nın benimle olduğunu biliyorum.

YERİ: Başın tepe noktası, bebeklerde bıngıldak dediğimiz nokta

EPİFİZ BEZİ ile bağlantılıdır

Bilim bu bezin, sağlıklı bir uyku uyumak için anahtar unsur olan melatonini salgıladığını keşfetti. . Melatoninin son derece güçlü bir antioksidan olduğunu ve beynimizin yaşlanmasının başta gelen nedeni yağ asitlerinin yarattığı tahribatın önlenmesinde yardımcı olduğunu belirtmektedir.

Tüm çakra enerjilerinin kaynağı ve başlama noktasıdır. Kişisel enerji alanımız evrenle bir olur.

Çakralar pek çok insanda kapalı kalmakta ya da minimal düzeyde işlev görmektedir. Şuurlu olarak geliştirilirlerse açılmaya başlarlar ve böylece daha yüksek şuurluluk seviyelerine ulaşmamızı sağlarlar.

7. çakra “sahasrara” diye de adlandırılır. İnsandaki sınırlandırılmamış olma yeteneğini denetler. Fiziksel bedenimizin ruhsal merkezidir. Bütünsel bir kavram biçiminde bilgi almamızı sağlar. Bu bilgi insanın sınırlı duyularının ve iletişim sisteminin ötesinde bir şeydir.

7. çakra kapalı ise, ruhsallığı ile deneyimsel bir ilişki kuramaz. Kişi o “kozmik his” ten uzaktır ve insanlar ruhsal deneyimlerinden bahsederken ne anlattıklarını anlayamazlar. 7. çakra açıksa, kişi bireysel ve kişisel formda ruhsallığını tanıyor demektir, kelimelerle basitçe açıklanamaz. Kısaca var olma hali, dünyasal gerçeklikten sonsuzluğa doğru bir aşkınlık halidir, denilebilir. (fiziksel dünyanın ötesindedir)

7. çakra açıldığında diğer altı çakra da kalan tüm tıkanıklıklar çözülür ve enerjileri mümkün olan en yüksek frekanslarda titreşmeye başlar. Her çakra, kendi düzeyinde, ilahi oluşun bir aynasıdır ve kendini mümkün olan en yüksek potansiyelle ifade eder.

Yogi dilinde elektromanyetik alan denilen alanı içerir. Bu bizim fiziksel bedenimizi çevreleyen auramızdır. Batı bilimi bu alanın varlığını fiziksel gerçek olarak kanıtlamıştır aydı. İnsanın aydınlanma ve ışıma yeteneği bu çakradadır. (

Bedenimiz sınırlıdır, ruhumuz ise sınırsızdır.

Çakra sistemini, hiçbir katın diğerlerinden daha önemli olmadığı bir binanın katları arasında hareket eden bir asansör olarak düşünebilirsiniz.

YEDİNCİ ÇAKARA İÇİN ŞİFA ÇALIŞMALARI:Spiritüel bağlantıyı yeniden kazanmak için yapılan çalışmalar, meditasyon, reiki, psikoterapi, derin bilgi sistemine ulaşmak için okuma ve inceleme, yoga çalışamaları ve nefes teknikleri.(pranayama çalışmaları)

Kaynak : http://www.yogaevim.com

 
Toplam blog
: 9
: 3050
Kayıt tarihi
: 27.02.10
 
 

Banu Değer , 1983 yılında dönemin Türkiye’deki tek yoga merkezi olan Ananda Marga’da yoga çalışmalar..