Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mayıs '07

 
Kategori
Felsefe
 

Çakralar

Çakralar
 

Çakra kelimesi Sanskritçe'de "çark" , “dönen disk “ veya "disk" anlamına gelir ve bedendeki yedi temel enerji merkezini tanımlar. Çakraların herbiri omurilikten branşlara ayrılan ana sinir merkezlerine tekabül eder.

Çakralar aynı zamanda bilinç seviyeleri, yaşamsal aşamalar, renkler, sesler ve beden fonksiyonları ile de bağlantılıdırlar. Çakralar fiziksel bedenimizi besleyen enerjinin giriş kapılarıdır.

Çakra, Hinduizmde ve bazı ilgili Asya kültürlerinde, insan vücudunda bulunan metafiziksel bağlantı noktası olarak düşünülmüştür. Chakra, Sanskritçe’de “tekerlek” anlamına gelmektedir. İnsanda bulunan bu enerji merkezleri girdap şeklinde dönen enerji alanından oluştuğu için onlara bu isim verilmiştir. . Türkçe'de de çok benzer bir kelimeye sahibiz: Çark. Ruhsal, zihinsel, duygusal ve fiziksel olarak sağlıklı bir bedende tüm çakralar işlevlerini tam olarak yerine getirirler.

Hepsi omurgamız üzerinde başımızın tepesine doğru sıralanır. Enerji dediğimiz yaşam enerjisidir. “Prana” ya da “Chi” adı verilen ve evrende devinim halinde bulunan saf enerjiden bahsedilir.

Hint inanışına göre insanın, frekansları giderek yükselen 7 enerji bedeninin, bu enerjileri çekip almalarını sağlayan merkezlerine çakralar denir. Bunlar insanın şuuruna yön veren merkezle olduğuna inanırlar.

İlk 3 çakra ego çakralarıdır ve realitelerindeki insanlar alma, edinme, sahip olma, diğerlerine üstün gelme ve bunların sonucunda mutluluğa ulaşma gayreti içindedirler. Sonraki üç şakra gerçek insanlığın ve mutluluğun hissedildiği, sevgide derinleşme, beklentisizlik ve vericilik, her şeyi ‘bir’ ve ‘ben olduğum’ sezgisellik ve yüksek şuurluluk halinin yaşandığı yüksek duyguların çakralarıdır. 7.çakranın devreye girmesiyle insan, aydınlanma denilen bir hale ulaşır.

İlk üç şuur seviyesi ego bağımlı ve kişisel hayatta kalma ve tatminle ilgilidir. Dünyada yaşanan sevgisizliğin, şiddetin nedenini buralarda aramak gerekir. İlk üç çakra kişisel unsurlar ile ilgiliyken, 4. ve 7. çakralar kişilik ötesidir.

Sırayla bu yedi çakrayı inceleyelim…

Kök Çakra: (İhtiyaçlar) Kuyruk sokumunda bulunur ve kırmızı renktedir. Fiziksel olarak hayatta kalma - yiyecek bulma, barınma, korunma. Dünyadan bedenimize enerjinin girdiği kapıdır. Dolayısıyla bizi dünyaya bağlar ve maddi alemle ilişkimizi belirler. Bu bedensel bilincin seviyesidir. Omuriliğin alt ucunda yer alan bu çakra, çakra sisteminin temelini oluşturur. Dengeli çalışması, bedensel sağlık, güvenlik duygusu ve yaşama sevinci olarak tezahür eder. Bağlantılı olduğu element "toprak"tır ve yaşama içgüdüsü, bedene ve fizik plana bağlılık eğilimi ile alakalıdır.

Olumlu: Fiziksel realitede güvende ve dengede hissetmek, yaşama sevinci.

Olumsuz: Güvensizlik, güvence arayışı ve buna bağlı yoğun korku, intihar eğilimi, aşırı hak arayışı, kızgınlık; beden bazında ise hemoroitler.

Dalak Çakrası: (Arzular) Cinsel Çakra da denilir. Turuncu renktedir. ). Bu duygular seviyesidir. Karın bölgesinin alt kısmında yer alır. Dengeli çalışması, duyumsal yoğunluk, cinsel doyum ve değişimi kabul etme becerisi olarak tezahür eder. Kıskançlık veya nefret gibi önemli “negatif” duygu patlamaları bu seviyede tetiklenebilir. Bağlantılı olduğu element "su"dur ve cinsellik duyumları ile alakalıdır.

Olumlu: Dengeli bir cinsellik, üreme ve yaşamdan haz alma.

Olumsuz: Cinselliğe ilişkin sorunlar, ya cinselliğe aşırı ilgi duyma veya cinsel soğukluk, kıskançlık, sahiplenme, histeri krizleri; beden bazında ise idrar yollarında sorunlar, belin alt bölgesinde ağrılar.

Güneş Sinirağı Çakrası: (Güç) Güç Çakrası olarak da bilinen üçüncü çakra, ‘solar plexus’ denen bölgede yer alır. Kişisel güç, irade ve otonomi prensiplerinin merkezidir. Kişisel güç, erk, ahlak, karar, başkalarına karşı benliği ifade eder. Dengeli çalışması, enerji, verimlilik, çabuk karar verebilme ve güç faktörünü baskıcı olmadan kullanabilme yetisi olarak tezahür eder. Bağlantılı olduğu element "ateş"tir.

Olumlu: Yöneticilik erki, gücü ve iradeyi organizasyon adına kullanabilme

Olumsuz: Güçsüz veya aşırı güçlü hissetme, kişileri güç kullanarak yönetme güdüsü, güce odaklı bir yaşam; beden bazında ise ülser, şeker hastalığı, beslenme bozuklukları.

Kalp Çakrası: (Birlik) Çakra sisteminin tam ortasında yer alan kalp çakrası, sevgi merkezidir. Bu çakra insanda yer alan zihin-beden, dişil-eril, asıl-gölge, ego-vicdan gibi zıt öğelerin dengeleyicisidir. Benliği aşmaktır. O, denge noktasıdır. Sağlıklı çalıştığında, sevgi, şefkat, barış ve güçlü bir adalet anlayışı olarak tezahür eder. Zaman zaman duygusal çıkmazlarımızdan dolayı, tıkanabilir. Bağlantılı olduğu element "hava"dır.

Olumlu: Koşulsuz, yargısız, bağımsız sevgi hali, sevgide bilgelik.

Olumsuz: Sevgiye ve ilişkilere yönelik korku, aşırı romantizm, kara sevda, melankoli, sürekli dışsal sevgi arayışı veya sevgiyi tümden reddetme eğilimi; beden bazında ise astım, tansiyon düşüklüğü ya da yüksekliği, kalp ve akciğer rahatsızlıkları. Bilge olmayan iradesiz sevgi sonucu dışsal uyaranlarla yıkılmalar, depresyon. Akıl rehberliğinden yoksunluk.


Boğaz Çakrası: (İfade) Gırtlak bölgesinde yer alır. İfade ve sanatsal yaratıcılık merkezidir. İlham, iletişimle kendini ifade etme ve yaratıcılık seviyesidir. Bu çakrada evren, bir titreşimler alanı olarak sembolik düzeyde deneyimlenir. İfade edemediklerimiz, burada tıkanıklıklara ve hastalıklara neden olabilir. Bağlantılı olduğu element "ses" dir.

Olumlu: İfade yeteneği, sezgi kanallarının açılması, sanatsal yaratıcılık, eğitici ve öğretici potansiyelin açığa çıkması

Olumsuz: İletişim sorunları, sorunların parçası olma, kendini ifade güçlüğü, iradeyi tamamen kontrol edememe; beden bazında ise boğaz ağrısı, nezle, grip, tiroit bezinin düzensiz çalışması, duygusal yıkıma açıklık ve güçlükler karşısında sık sık ağlama.

Alın Çakrası: (Aydınlanma) Aynı zamanda ‘üçüncü göz çakrası’ olarak da bilinen bu çakra, iki kaşın ortasında yer alır. Bu merkez olmaksızın özgürlük söz konusu olamaz. Kendi kendisinin efendisi olmasını sağlayacak olan irade merkezine, irade gücüne sahip değilse kendi kendine emir verme gücü de yoktur; bedeni ve duyularının emirlerine uyar. Midesi aç olduğunu söylerse, açtır. Bedeni hasta olduğunu söylerse, hastadır. Beden emir verir ve o da uyar. Ancak irade gücü merkezi faaliyete geçtiği anda beden emir vermeyi bırakıp itaat etmeye başlar; tüm düzen tersine döner. . Bu merkeze ne denli farkındalık getirirsen kendinin de o denli efendisi olursun.


Soyut düşünce - entelektüel odaklanmadır. Bu bilgi seviyesidir. Başta muazzam bir basınç hissedilebilinir ve bunlar şiddetli baş ağrılara ve ani göz sancılarına sebep olabilir. Hem fiziksel, hem de sezgisel boyutta görebilme ile ilgilidir. Dengeli çalışması, hayatı daha geniş perspektiften görebilme yeteneğini artırır. Bağlantılı olduğu element "ışık"tır.

Olumlu: Kişinin ruhsal farkındalığını besleyen duyu ötesi algılamalar, zaman/mekanı aşan deneyimler. Yaşama sebebini algılayış, şekil değil öze önem veriş.

Olumsuz: Korku vizyonları, kötü rüyalar, odaklanamama, kabuslar, konsantrasyon eksikliği; beden bazında ise başağrıları, görme bozuklukları, huzursuzluklar.

Taç Çakra: (Yükseliş) Tepe Çakrası olarak da bilinen bu çakra, saf farkındalık olarak bilinen bilinç seviyesine karşılık gelir. Ruhsal odaklama ve ilahilik bilincidir. Kozmik enerji girişini sağlar. Bağlantılı olduğu element "düşünce"dir. Tepe çakrası, beş duyunun algılayamadığı, zaman - mekan ötesi birlik alemiyle bağlantı noktamızdır.

Olumlu: Birlik, bütünlük hali, kozmik bilinç, vecd duygusu.

Olumsuz: Yabancılık duygusu, depresyon, kendini boşlukta hissetme, yoğun yalnızlık hissi, bir anın bir anını tutmaması ve çok çabuk karamsarlık sarmalına düşme.

Sistemin özü şudur; aydınlanmak isteyen, bilinçlenen, kararlı ve cesur birey kendi içine dönecek önce kendini basamak basamak keşif edecektir. Bu ezoterizmde geçen “uyuyan yılan” (kundalini) tarifi gibi bu enerji uyanacak, gelişecek, yaşam basamaklarını birer birer çıkacak ve kendini gerçekleştirecektir. Aydınlanacak ve çevresine de ışık saçacaktır. Kimileri hazır olmadığı için bu ışığa bakamayacak, içlerinden biri ise hazır olduğu için; rehber olan bilgi ona yol gösterecektir.

“Ben” den “Biz” olmaya geçmek aslında “Bir” olmaya geçmektir ve bu elimizdedir. Zıtlıkları aşmak, tamamlayıcı olmaktır. Bilginin ışığı herkese açıktır, yeter ki bizler onu arayalım ve o yolda yürüyelim.

Berk Yüksel

 
Toplam blog
: 242
: 32770
Kayıt tarihi
: 09.03.07
 
 

21 Aralık 1973, Ankara doğumludur. Lisans ve yüksek lisansını “İşletme” alanında yapmıştır. Araşt..