Çalıkuşu ölüme mahkum edildi, Paşa Gönlüm'e yol açıldı!

Kanal D'nin muhteşem yayın politikası sayesinde 2013-2014 sezonu "yayında katliam" devam ediyor.

Sezon başlangıcı yaparken Çalıkuşu yayın günü olarak Salı gecesi 20:00 de randevu verdi bizlere. Müthiş yayın politikası ile Kanal D, aynı gün ama farklı saatlere taşıyarak başlarda aldığı reytingi alamayacak hale getirilen Çalıkuşu, Salı gününde 22:00 ve 22:30 saatlerine taşındı. Çalıkuşu'nun haliyle de reytingleri çakıldı!

Reytingleri iyi giden programın önünden ya da arkasından yayına sokularak yer ve reyting garantisi sağlanmaya çalışılması bu sefer işlemedi. Çalıkuşu izleyenleri "önüm-arkam, sağım-solum sobe!" dedi, Kanal D'yi boykot etti ve dizisinin saatine kadar başka kanal izledi. İşte bu arada başka kanallara izleyenler kaptırıldı. Önünden- arkasından yayına giren diziler de tarihe gömüldü! Oysa izleyenler baştan tepki vermişti, ama kanal bu konuda hep sağır davranış sergilemeye devam etti.

Baktı ki olacak gibi değil, reyting düşüşünü sebep gösterip Perşembe 20:00 ye taşındı Çalıkuşu, ama dizi burada da baştaki reyting başarısını gösteremediği için Cumartesi saat 23:00 olarak değiştirildi. İşte şimdi son darbe geldi ve kanal canım diziye "altın vuruş" yaptırıyor.

Kimse yanlış anlamasın! Her zaman söylüyorum gene söyleyeceğim ben dizilerin yayından kalkması tarafı değilim! Hepsi iş yapsın, herkes kazansın, ülkem Dünya Dizi Sektöründe en üst sıralara yerleşsin, ülkeye döviz girsin, sektör canlansın... İstiyorum.

Ama ekrana bunca "Türk Komedi" türü dizi koyarak ancak izleyenleri sadece keyifli birkaç saate mahkum ederiz. Ne var bunda diyenlere açıklayayım; Türk milleti kendine komik gelen diziler yapıyor, tıpkı Fransız komedileri gibi sadece kendi toplumumuz bundan zevk alıyor, durum olarak bize komik gelen bir olay yurtdışında anlamsız bakışlarla karşılanıyor, söz oyunları bizim anlayacağımız düzeyde, çevir desen çevrilemez ki... daha anlatırım laf uzamasın.

Dolayısı ile biz bu dizileri yurtdışına satamayız!

"Satmayalım, biz keyif alıyoruz" diyen izleyici de "aman bana ne kanal para kazanıyor" diyen kanal sahipleri ve yöneticiler de bizi kazanılan milyonlarca dolardan yoksun bıraktığını fark etmiyor demektir. Eğer biz bu dizileri Dünya pazarına satamazsak; gelirimiz azalır, tekrar aynı pazarı edinmek için çabaladığımız onca yıl başa döner, Türk Dizi Sektörü parasız kalır, sevdiğiniz ünlüleri görmemeye başlarsınız....

Bilmem anlatabildim mi?

Bu tarz kültürel ve sanatsal dizilerin devam etmesi gerekiyor ki biz de hem görsel hem de kültür-sanat yönümüzle fark yaratalım!

Şimdi gelelim "Paşa Gönlüm"e!

Uzun zamandır fragmanları dönen dizi yayına girmeden yapılandırmadan geçirilip, ekrana reyting garantisi ile geldi. Kalabalık güçlü kadrosu ile karşımıza gelirken, yeni yüzlere verdiği önem de gözden kaçmadı. Sanki tam ortasından diziye başlamış gibi his ettim senaryoyu! 

Mesela, Türkan'ın halası ve eniştesi ile büyüdüğünü fark eden var mı? Paşa dedenin uzaktan akrabası Mesut ve Bahtiyar'ın aynı gün aynı saatte dakika aralıkları ile ayrı annelerden doğduğunu fark ettiniz mi? Açık uçlu bırakılmış senaryo geri dönüşler ve sözel olarak konuyu bize anlatmaya devam edecek gibi görünüyor.

Güldüm mü? Evet, güldüm ama reytingler tatmin edici oldu mu? İşim bu olmasaydı seyreder miydim? Hayır, bu tarz bir sürü dizi ekranda dönüyor!

Gördüğüm kadarı ile hiç de iyi başlangıç yapmadı "Paşa Gönlüm", dilerim çabuk ekrandan kalkmaz! Eğer durum aksi olursa Çalıkuşu dahil yazık oldu Abdurrahman Çelebiye!

Hayatta sizlere yazık edilmemesi dileği ile...

www.televzongazetesi.com

eceer6@gmail.com

https://twitter.com/eceer6
https://www.facebook.com/pages/Ece-Er-%C4%B0le-Ba%C5%9Fb