- Kategori
- Şiir
Çalınan hayatlar
Dünyanın ilk renkli resimlerinden 1912 Rusya
Her doğan gün bir umut vaadediyor,
Attığım her adım ayırmıyor
Yeniden kavuşmamız için
Ayrılmak geçici bir seçim
Kalbim seninle ve kızımla
Uzaklarla nikahlansam da
Gökyüzünde yalancı güneş ışıldasa da
Bulacağız aydınlık günleri
Yağmurlu Hollanda'da
*****
Kanımızla silahlarını yağlıyorlar
Canımızı alarak hayat buluyorlar
Kanla besleniyor banka hesapları
Ve şirket kasaları
Dolmadı henüz hala
Dolmaz da asla
Tanı onları
Bak ekranda
Onların barış için savaşan mavi kravatları
Önlerinde Ebu C&L siyah mikrofonları
Gürlüyor
Sahte Alaycı Zeus sırıtmaları
Parlak vaad eden süslü sözleri
Kandırmasın senin acılı gönlünü ey Mülteci
Sen yürümene devam et
Arkana bakma şimdi sabret
Güvenmek zorundasın her doğan güne
Seni bekleyenlerin al al sevgisine
Evde bıraktığın eşin Rojin'e
Güneşi görmeyi bekleyen Berfin'e
Kolların taşımak zorunda görenekleşen yükü
Yüreğin kaldırmak zorunda
Bülbülü bombalanan
Bu dikenli örselenen gülü
İstesen de istemesen de
Sen taşıyacaksın
Bin kiloluk petrodolar yeşil tonlu
Kızıl ve sarı hüznü
Yazılmışsa imtihan
Yanacaksın
Donacaksın da ama
Sabredip çileyle yılmadan koşacaksın
Çığlığın karanlığı yarıp
Gözlerin yolu aydınlatıp
Arkadan gelenlere fener olmalı
Hayallerin ellerinde
Özgür alabildiğince
Kimse alamaz senden
Umutla bulanmış düşlerini
Çileyle yoğrulmuş ve denenmiş sevgini
Zira
Bizi Biz yapan
Kazandığımız zaferler değil
Kaybettiğimiz kızıl ve yeşil fetihlerdir
Öyleyse
Vaadedilmiş komutan olmasa da
Ne mutlu hala Fethi düşleyebilene
Ulubatlı olmasak da
Ne mutlu umudun sancağını surlara
Kanlı emekçi ellerle dikene
Cesurca fikrini söyleyenden korkusuz kim var?
Çatalın ve bıçağın havalandığı limandan
Uçuşan çatal dilli alkışlara acıyan
Yürek sürgünde
Öldü artık
Adil yüreklerde yaşasa da
Hasretle yandı o
Ama anlatamadı
Faşizmin kalın sağır duvarlarında yankılandı
O tok ve cesur ses
Hüzünle aramızdan ayrıldı
Sevdiği yurdundan, yarinden
Koptuğunu bilemeden yarından
Çatal dilli leş kargaları konmuşlar
Aşkın, hüznün ve evrensel telgraf direklerine
Tünemişler alkış tutarak bekliyorlar
Hayatları Çalınanların etlerini
Yemeyi
Alışık onlar zaten, mısra ve do-si çalmaya
Sol anahtarını cebe atmaya
Sağa para kasasını koymaya
Hak hukuk tanımamaya
Allah yokmuş gibi yaşamaya
Kim öğretecek çıngıraklı yılanlara
Mazlumu sokmamayı
*****
Göz yaşları duayla çelikleşir
Güvenin ışığında yansır
Sonra gözler kamaşır
Görünmeyen orduların kılıçlarından
Işığın alımlı yalımlarıyla
Kim indirecek ve hakkını verecek
Zulmün kellesine hasret adaletin kılıcına
Ya insanlık kazanacak sonunda
Ya da söndürecek zulmeti
İsrafil'in üfleyen Nefesi...
( Değerli Sanatçı Ahmet Kaya'ya ve tüm Mültecilere Adanmıştır)