Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Kasım '16

 
Kategori
Çalışma Yaşamı
 

Çalışma hayatında hayallere yer var mı?

Çalışma hayatında hayallere yer var mı?
 

Sürüden ayrılmak ya da ayrılmamak. İşte mesele bu.


Kariyerinde yeni bir iş arıyordu. Hep bildiği alanda kendi alanının iyilerindendi ancak nedense aynı yemeği yemek artık ona pek bir tat vermez olmuştu. Kariyer değiştirmek istiyordu.

Bir arkadaşı vardı. Sevdiği, saydığı ve gönlen bağlandığı. Sözünü sayar, fikrini sorardı zaman zaman.

Yine bir gün sohbet ederlerken konu açıldı ve konuşmaya başladılar.

“Üstad ben artık kariyerimde farklı bir şey yapmak istiyorum” diye içindeki isteği dışa vurdu bizimkisi.

Seni uzun süredir bilirim” dedi dostu. “Acaba satışı hiç düşündün mü? Yıllardır Satınalma tarafındasın işin. Bir de masanın ötesi tarafına bak.”

“Yapabilir miyim acaba” diye düşündü bir an. “Sen bazen bunu söylersin. Çok da iyi yapabilirim aslında. Masanın diğer tarafında bulundum zaten. Hatta çocukken pazarlarda limon satarken sokakta satışı öğrenmiştim. Ancak kurumsal hayat bizi aldı başka yerlere götürdü.”

Belki de artık farklı bir şey deneme zamanı gelmiştir” dedi dostu. “Mevlana’nın dediği gibi bazen yeni kapılar açmak lazım hayatta

“Olabilir üstadım. Ben bunu yapmak isterim. Yeni bir alanda öğrenecek çok şey var. Hem iş için, hem de ruhen”

Lafını bitirdi ve kısa bir süre durdu, düşündü. Lakin aklında bir soru işareti belirivermişti.

“Peki yeni bir kariyer demek patronlarım için risk demek. Ne derler acaba? Bu riski alırlar mı satış tecrübem olmamasına rağmen?”

Sana yıllardır bulunmaz yeteneksin diyenler onlar değil miydi? Yetenek ise, yetenek olduğunu şimdi kanıtlama vaktin. Onlar da sana yetenek diyorlarsa sana farklı kulvarda güvendiklerini gösterecek o zaman.”

“Haklısın ama her zaman kurumsal hayat böyle işlemiyor. Hani varsayalım ki aldım işi ama sonra işler ters gitti. Satış bu. Kolay değil. Her şey kötü gitti mi kabak sana patlar elbet. Yanlış adammış demesinler sonra”

O ana dek kısa konuşan üstad dediği dostu konuşmaya başladı.

Bilenler susar, bilmeyenler konuşur üstadım. Biz bildiğimiz gibi yaşayalım. Seven seninledir, gerisi misafir demiş Hz.Mevlana. Yolda olalım yeter. Hakk’a yelken açalım yeter. Yüce Rabbim ellerini hayır duası ile açan insanın rızkını verdiği gibi, bizlerin de hakikate ulaşmak için açtığımız yelkenimizi doldurur elbet. İsteyelim, gönülden isteyelim yeter.

Niyetimiz kısmetimizden değil midir ki? Kader-i planımızdan beşer hayatımıza çağrışımlar değil midir niyetimiz? Kaderinde neyi varsa onu niyet eder insan. Varsın bilmiyor desinler.

Hz.Musa çöllerde gezerken de arkasından konuşmadılar mı?

Hz.İsa’yı hakikati söyledi diye çarmıha gerdiler, Hz.Muhammed’I taşlamadılar mı? Allah’ın elçileri tüm bu sıkıntıları çekmişler, sen “bilmiyor, yapamıyor” demelerinden mi çekiniyorsun üstadım

Dostu batıni bir dille de olsa kısa bir rehberlik etmişti. Dost işte, yalan mı konuşacaktı? Gördüğünü söylemişti. Zaten dostluklarının temelinde de bu hakikilik ve samimiyet vardı.

“Tam da damardan girdin üstad. Ama haklısın ve kim kimin hayaline gölge olabilir ki?

Sen kalbine bak önce. Hakikaten istiyor musun bir bak. Ne kadar çok istiyorsun? Eğer bir çocuğun istediği kadar saf, net, gönülden ve güçlü bir istek ise mutlaka istediğini hayatına çekeceksin.”

“Secret yap diyorsun yani…?”

 “Secret yap diyorum ama ondan önce ne istediğini bil ve kendine inan diyorum. Kalben istediğin şeyin sana geleceği için de düzene ve Yaradan’a inan diyorum.”

 “Güzel konuştun. Hz.İsa müridlerine “bir tohum tanesi kadar imanının olsa ve şu dağa kalk, git deseniz, dağ kalkar gider” dememiş miydi.“

 “Sanırım yapman gereken ne istediğini bulup, yola koyulmak. Sen yola baş koydun mu, evren seni tüm imkanlarıyla destekleyecektir. Sen razı oldun mu, sistem de sana razı olacaktır.

Yalnız sabır göstermeli ve sebat etmeyi bilmelisin. Zira, istediklerin hayatına sen istediğin zaman değil, sen hazır olduğunda gelecektir.”

O günkü felsefi ve inanç dolu konuşma ile yeni bir kariyer hayatına yelken açtı öykümüzün kahramanı ve zaman içinde satış konusunda büyük bir kariyer sahibi oldu.

Bir süre sonra artık para, pul, makam ve mevki ile işi kalmayıp çevresindekilerin hayatlarında olumlu katkılar yapmaya başladı. Tek bir söylediği şey vardı her zaman…

“YA HAYALİNİ BUL, HAYALİNİ İŞİN YAP…

ya da HAYALİNİ İŞİNİN PARÇASI YAP

Hayallerinizi bulmanız ve hayat amacınızı gerçekleştirmeye yelken açmanız dileğiyle.

 

Sevgiler,

Kenan

 

https://twitter.com/Naacel

https://www.facebook.com/public/Kenan-Kolday

https://instagram.com/naacel/

http://naacel.blogspot.co.uk/

http://www.felsefetasi.org/author/kenan-kolday

 

 

 
Toplam blog
: 245
: 1347
Kayıt tarihi
: 29.10.12
 
 

Çocukluğumdan beri kendimden büyük bir şeyleri arayıp durdum. Ve 1999 yılında yaşadığım şoklar il..