Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Temmuz '07

 
Kategori
Haber
 

Çalıyı dolanmayalım...

Çalıyı dolanmayalım...
 

En son anketlere göre AKP seçimden yüzde 48 oy alarak çıkacaktı, yüzde 46.54 aldı. Geçen dönemde 360ın üzerinde milletvekili vardı, bu defa 341de kaldı…

Gibi…

Benzer istediğiniz kadar örnekleri sıralayarak seçim sonuçlarına olan memnuniyetsizliğimize bir kılıf bulmaya çalışalım, faydası yok.

AKP, 22 Temmuz 2007 Pazar günü, yüzde 84.41 katılım oranına ulaşarak -ki bu oran çok iyi bir orandır ve “Ülkenin tümünü temsil etmiyorsunuz” söylemini de geçersiz kılmıştır- seçimi “BABA” gibi kazanmıştır.

Buradan AKP’nin (Bize göre) olumsuz gördüğümüz her tarafını yazdık. Hiçbir şey kalmadı yazılacak.

Ekonominin gidişatından tutun da başbakanın milleti azarlamasına, oğlunun aldığı “Gemicik”e kadar ne gördüysek hepsini bir tamam yazdık ve ortaya koyduk. Sonra de “EY MİLLET, DURUM VAZİYET BU MERKEZDE, EĞER OYUNUN AKP’ye VERİRSEN GELECEĞİN ÇÖRTEN” dedik…

Peki dedik de ne oldu?...

Olan bir şey yok. Daha dorusu değişen bir şey yok. Demek ki vatandaşın sıkıntısı yokmuş. Her şey, umduğundan da istediğinden de daha iyi gidiyormuş. Tüccardan iflas edeni, kepenk kapatanı, hele Karadeniz’de fındığın, Çayın fiyatını beğenmeyeni yokmuş.

AB konusunda çok iyi durumdaymışız, Irak’ta her hangi bir sorun yokmuş. Terör hiç can almıyormuş…

“Muş” da “muş” muş, “miş” de miş miş…

Bunların hepsi “Miş”li “Muş”lu ifadeler(miş) ve hiç birinin de aslı esası yok(muş) ki yüzde 84, 41 katılımın olduğu bir seçimde, bu kadar şikâyette bulunduğumuz parti, iktidarını, hem de oy oranını 34, 4 den 46, 54 çıkartarak yenileyebiliyor.

Dahası…

Seçimden hemen sonra bu partinin bir üyesi ki bu üye kendi memleketinde bir seçmene dün “Terbiyesiz” diyor ve bakın bugün neler diyor…

“Bu halkın muhtırasıdır. Halkın muhtırası derken, halkın seçimdeki cevabını ve davranışını söyledim. Muhtıra birilerine hatırlatmaktır. Demokrasinin balans ayarının seçimde ve sandıkta olduğunu söyledim. Demokratik ülkelerde halka gidersiniz. AKP iktidarına hukuk dışı davranışlarla çıkanlara halkın verdiği cevabı hatırlatmak isterim. CHP böyle bir akıbetle karşılaşacaktı. Bunu kendilerinden başka herkes biliyordu. Bir iktidara iş yaptırmamak için bugüne kadar hep olumsuz yolu seçen bir partinin başkalarından medet umarak AKP ile mücadelesini biz garipsiyorduk. Sosyal demokrat bir parti olduğunu ispat eden CHP'nin kendisine çeki düzen vermesi gerekir. Bunu CHP tabanı çözecektir. DYP'nin böyle bir sonuca ulaşacağını da Sayın Ağar'dan başka herkes biliyordu. Biz DP'nin yüzde 5'te olduğunu biliyorduk. DYP'ye bu cezayı müstahak gören halk, meclisteki demokrasi dışı davranışlarından vermiştir. Onlar sivil idareyi değil, başka güçleri tercih ettiler, seçimi bu gün değil o gün kaybettiler.”

Yani?...

Bu söylem, daha ilk günden sorgulanır ama bunu yapmayalım… Bu kişinin söylemi, gerek Türk Silahlı Kuvvetlerine, gerekse Anayasa Mahkemesine ve gerekse diğer kurum ve kuruluşlara açıkça şimdiden cephe alıyor tarzındadır.

Ama biz, sandıktan çıkan sonuçların getirdiği heyecan ile söylenmiş sözler olarak algılayacağız ve bir kenara da “Not” edeceğiz bu sözleri.

Diğer taraftan, muhalefet partisinin bir üyesi, sonuçlardan sonra “Eğer siz sıkıntı çekmenize, açlık çekmenize, her gün hükümeti eleştirmenize rağmen, gidip iktidar partisine oy veriyorsanız, bu işte mantıkla açıklanmayacak bir şey var demektir'' demiş…

Evet, mantık ölçüleri içinde açıklanamayacak tarafı var da, sizin göreviniz, o açıklanamayacak tarafı açıklayabilecek kadar ileri görüşü olmanız gerekiyordu, demek ki sizde de öyle ileri görüş yok. Demek ki sizde bırak iktidar olmayı “muhalefet” olmak gibi de bir çaba da ne yazık ki yok.

İşte bu nedenle…

İktidarın dümen suyuna giren ve bunun da farkına varmayan muhalefetteki "Yetkili" kişilerin oturup sorgulama yapmalılar kendileri açısından bir kara vermeleri gerektiği de bu sonuçlarla bir kez daha ortaya çıkmıştır...

Sadece “Laf” üreterek demek ki “Muhalefet” olunmuyormuş. Muhalefet olarak milleti ikna edemezseniz, sonucun da bu olması elbette kaçınılmazdır.

Şimdi bu “Muhalefet” için “Vay yavrum vay…” gibi kısa bir cümle kurmaktan başka yapacağımız bir şey, ne yazık ki yok…

23 TEMMUZ 2007

Not: Bu konuya elbette bundan sonra daha devam edeceğiz…

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..