Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Kasım '14

 
Kategori
Kültürler
 

Cami Harekete Geçerse

İlk insanlardan bu yana sözlü iletişimin önemli unsuru olmuştur. Sözlü iletişim, eski zamanlarda nasıldı, bilemeyiz ancak yapılan araştırmalara göre kalıcı etkisi açısından, diğer yöntemlere göre en az olan öğrenme modellerinden birisidir.

Doğal olarak kişi, sözlü anlatım yaparken, sesini, sesinin tonunu, vurguları, kullanılan dili, kısaca vücut dilini çok iyi kullanması gerekir. Kısacası iyi bir hatip olması ve bir hatipte olan özelliklere haiz olmalıdır. İyi hatip olmak, kişinin verdiği mesajların doğru algılandığını gösterir mi, genellikle hayır. Sebebine gelince kişilerin ortamının da duruma uygun olması gerekir. Misal olarak da, Cuma günü camiye koşan cemaat hocanın vaaz konusuna bakmaksızın dinlemeye hazır. Asıl o saatte orda olmayan, belki hiç bir zaman orada olmayacaklara anlatılası konuların camilerde  anlatması çoğu zaman, gereksiz yere zaman kaybı demek. O yüzden cami cemaatinin ihtiyaçları vaaz konusu olabilirse vaaz dahi daha verimli olur. Ancak günümüzde teknolojinin gelişmesi merkezi sistem vaazları bazen ince propagandaya, bazen de aleni propaganda yapılmasına dönüşüyor ki, bu durum üzücü durumlar yaşanmasına, insanların namaz çıkışı söylenmelerine neden olabiliyor.

Bu durumda verilmesi gereken mesajlar alıcılar tarafından yanlış yorumlanabiliyor. Bu yanlışlık kimi zaman tartışmalara sebep olabilirken, cemaatin cami değiştirmesi, hatta tamamen camiye uğramamasına neden oluyor. Bu durum İslam dininin evrensellik ilkesinden, kişi ve kurumların tekelinde geçişe sebep oluyor. Bölünme tartışmalara, tartışmalara neden olurken insanları birleştirmesi gereken İslam gereğini, gerçeğini, yaşayan insanlar arasına tefrika girmiş oluyor. Bir sıkıntılı durum da ülke aydını, cemaati, partileri, kamu kurumları kısaca herkes birbiri ile kavgalı, herkes bir birbiri ile küs. Birleştirmesi gereken ayrıştırırsa ayrıştıran olursa ki öyle bir görüntü var, millet nerde ülke nerde.

İslam devletleri en büyük fetihlerini silah kullanmadan, adalet dağıtarak yaptılar. Adalet anlayışları ile önce gönülleri fethettiler, sonra ülkeleri fethettiler. Yıkılırken ise önce gönüllerden çıktılar, sonra fethettikleri yerlerden çıktılar. Çıkarıldılar.

Türkiye'deki terör  olaylarından HALK çok çekti. Bunun birçok sebebi olabilir, ancak en önemli şey kuşkusuz, kocaman bir boşluk teşkil eden adaletsizlikti. Nasıl ki binlerce yıl bir bölgede ağalar ve ırgatlar yıllardır birlikte hoş mesut yaşarken, ne zaman makineleşme hız kazandı. İşsiz ırgat sayısı bir anda katlandı. Irgat Güneydoğuda ırgat iken, Karadeniz'de başka bir şey değil.  Orda da ırgat. Nasıl oluyor da insanlar % 99 oranında Müslüman’ın yaşadığı ülkede bir emirle insanlar sokağa inip bir sürü insanın ölümü ile sonuçlanacak olayların fitili bir anda ateşlenebiliyor ve bir sürü insan ölebiliyor ve insanlar ölürken bu durum bile birilerine kazanç sağlayabiliyor.

Ararsanız, çocuklarınız arasında da fark bulursunuz ama bu durum, çocuklarınızı birbirine karşı savaştıracağınız anlamına gelmez.

Camide verilen vaaz; dinlemeye hazır, zorunlu olarak dinletilen, edebi gereği ne verirseniz itiraz etmeyen terörle ilgisi olmayan belki de Türkiye Cumhuriyeti'ndeki en masum topluluktur. İlgililer, kafalarını çalıştırıp, emek verip dağdaki terör örgütü elemanlarına mesajlarını iletme yöntemi bulduğunda terör ile ilgili bir adım fazlasını yaparlar. Yapacaklarına inanıyorum. Unutmayalım ki insanlar aslında terörist doğmazlar...

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..