Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ocak '18

 
Kategori
Anılar
 

Çan Çanlı İzmit

Çan Çanlı İzmit
 

    29 Aralık 1989 İzmit’e yaklaşık altı saatlik bir yolculuktan sonra sağ tarafında oldukça eski bir sanayi, Leyla Atakan caddesinin girişinde şehirlerarası transit yolcuların indirildiği bir cep. Daha otobüsten iner inmez çamurun içine indim. Şehir içinden geçen yol ise Arnavut taşları ile döşenmiş üstünde yürünmekten pırıl, pırıl parlayan taşlar. Otel mi? İki tane var ama birinde yer bulunmaz diğeri ise metruk bir halde. Akşam olunca yakılan kömürlerden sobaların simsiyah dumanı insanın genzini yakıyor adeta.

    En işlek caddesi Fethiye Caddesi. Tüm hatırlı mağazalar ve esnaflar orada toplanmışlar. Esnaf mı? Öyle gözü tok ki burnundan kıl aldırmıyor. Tam ortasından belirli saatlerde periyodik geçiş yapan kâh kömürlü, kah elektrikli banliyö treni, her geçişte trenler geçene kadar çan, çan sesleri eşliğinde DDY görevlilerinin acele ile kapattığı engeller. Acelesi olanlar hiç aldırmadan daha çan, çan kapanırken altından eğilerek geçer tehlikeye aldırmadan. İnsanlar artık kanıksamışlar treni. Şakır, şakır makaslardan çıkan gürültü, arada trenin düdüğü ile yapılan ikazlar İzmit’in adeta vazgeçilmezleri oldular. Adres verilirken birinci çan, çan, ikinci, üçüncü diye konum atılırdı. Şimdiki gibi konum at, yan gel yat yoktu. Tüysüzler kundura, Gebeşler, Orhonlar gibi iyi mağazalar var. Alışveriş genel de peşin. Taksit yapmak için ya Tüpraş, ya Petkim veya Tersanede çalışıyor olmak birde kefil bulmak şartıyla.

    Şehrin göbeğinde balık ve sebze hali tam bir Anadolu kasabasını andırıyor. Yanan tarihi tekel binası biçimsiz görüntüsü ile tren yolunun paralelelin de boy gösteriyor. En güzel yapılar Valilik binası, Asya Otel, Fevziye ve Yeni Cuma camileri. Birde akça cami, İzmit lisesi bunlar İzmit’in vitrinvari görselleri. Yeni yapılmış Leyla Atakan düğün salonu ise sosyal bir hizmet veren bir kompleks. Daha ne olsun. Kısa sürede yapılan yatırımlar, hızla gelişen teknoloji, İlk kez İzmit’e açılan Migros ve üzerindeki giyim ve beyaz eşya mağazası karanlık bir tünelden aydınlığa çıkan bir ışık huzmesi gibi gelmişti o yıllarda. Bir de İzmit ile özdeşleşen Halk evini de unutmamak lazım. Çocuk parkı ise en revaçta dinlenme yerleri. Sahil tarafı mı? Tamamen metruk ve bakımsız. Kolordu tarafı ise mistik havası ile başka bir dünya.

    Sadece bu iki ray üzerinde Cumhuriyet’ten bile eski olan yaşına rağmen Anadolu’dan Avrupa’ya, Avrupa’dan Anadolu’ya neler taşınmadı ki.

    Hatta o yıllarda bir Maga deri fabrikası var ki kokusu İzmit girişinde karşılıyor adamı. Allah’tan sonraki yıllarda kapandı da insanlar nefes aldı. Otoban yok tüm şehirlerin İstanbul ile bağlantısı buradan geçiyor. Yaklaşık 25 yılda İzmit’in geldiği noktayı fark etmek için zihinleri geriye doğru bir çalıştırınca anlayabiliyorsun şimdi. Bir yerde rastladığım 1990 yılına İzmit’e geldiğim yılda çekilmiş bir Fotoğrafı görünce canlandı hafızamda bütün bunlar. Tam bir nostalji yaşadım. Yazayım dedim içimden geldiği gibi hatırlananları. ÇAN, ÇAN, ÇAN…..

 

 
Toplam blog
: 58
: 542
Kayıt tarihi
: 10.11.17
 
 

TANIYIN BENİ Yaşım on üç idi resim çektirdim Şimdi aksakalımdan tanıyın beni Ayağımda kara lastik..