Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ağustos '07

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

Can damarım, sarı saçlım

Can damarım, sarı saçlım
 

Bu sabah kızımı uyandırmak için yanına gittiğimde, onu seyrettim önce. Mışıl mışıl uyurken ne kadar da güzeldi. Dünyanın bin türlü sorunlarından uzak melekler gibi uyuyordu.

Doğduğu gün aklıma geldi. Hastahanede yanıma ilk getirdiklerinde başındaki şapkasından sarı saçlarını görmüştüm. Altın sarı saçlarını. Bu dünya tatlısı şimdi benim canım mı diye düşündüm. Sevinçten gözlerimden dökülen yaşları, annem silerken ancak farkedebildim.

Ağlıyordum, çünkü şükürler olsun ki, sağlıklı bir bebeğim olmuştu. Ağlıyordum, çok tatlıydı ve benimdi.

Ben artık anneydim. Aslında annemi daha kızıma hamileyken anlamıştım. Canını verecek kadar seviyorsun ya, ondan başka hiçbirşey senin için bu kadar önemli olmuyor ya. Annelik buydu işte.

Nerdeyse 2 sene başka kimin için geceleri uykusuz kalırsın ki?Zor olmasına rağmen dayandım.Çareler aramadım mı?Aradım.Sonunda uykumuz düzeldi.Ama daha da uzun sürse gene katlanırdım.Çünkü ben bir anneydim.
En ufak bir hastalığında, geceleri kuru bir öksürüğünde bile"ne olur artık öksürme"diye dua ederken, bir yandan da kendimi teselli ediyordum "buna da şükür, beterin beteri var" diye...

İlk "ANNE" dediğinde, dünyaları bana verseler herhalde bu kadar mutlu olmazdım.Zaten ilk yürüdüğü gün, benim doğum günümdü.Bana en güzel hediyeyi vermişti.

Büyüdükçe, onun için en iyisini düşünmeye başladıkça, şu an onun yanında olduğum için, fazlasını yapabileceğimi düşünüyordum.Ama geleceğini düşündükçe, korkmuyor da değildim.Dünyamız bu kadar kötüye giderken, en ufak tökezlediğinde, ben yanımda olamazsam diye endişeleniyordum.
Ama bir gün, bir yerde OSCAR WİLDE'nin bir sözünü okudum:
ANNE, SİZE DESTEK OLMAKTAN ÇOK, SİZE DESTEKSİZ AYAKTA DURMAYI ÖĞRETEN KİŞİDİR.

Hemen yazıyı kestim ve buzdolabına yapıştırdım.Ne kadar da doğru idi.Önemli olan şu an yanında olup onu korumam değil, yanında olamadığım zamanlarda kendi kendisini korumasını öğretmemdi.

Artık bunu yapıyorum.

Ayakkabılarını ilk kendi giymek istediğinde dakikalarca bekleyip, seyrettim.Gayretine hayran kaldım.Yardım etmek istedim, sabrettim.Sonunda başardı.Kendi kendine başarması, benim ona yardım etmemden daha çok mutlu etti beni de, onu da....
İlk anaokuluna başladığında 4 yaşındaydı.Ağlayarak içeri girdi.Bu, 1 aya yakın sürdü.Kucağımdan zor içeri giriyordu.O ağlıyordu, benim içim yanıyordu.Eve dönerken, artık bende ağlıyordum.Ama dayanmalıydım.Onun iyiliği için dayanmalıydım.Pes edersem, onun yararına olmayacaktı.Ve başardım, başardık.Artık alışmıştı.Şu an bakıyorum da, kendine güvenen bir kızım var artık.

Şimdi birkaç ay sonra 6 yaşına girecek.Bakıyorum benim minik bebeğim, büyümüş.Nasıl geçiyor zaman, insan anlamıyor.Sarı saçları uzamış, yastığını kaplarken, gözlerini aralayıp bana bakıyor ve gülümsüyor.
İşte benim yaşam sevincim, can damarım....

"Günaydın" diyorum, "Günaydın anneciğim"diyor.
Benim için günler, sen doğduğun günden beri zaten daha bir aydınlık.Hiç karanlığı göremedim ki...
Sarı saçlarınla, ışıl ışıl bakan gözlerinle, sıcak gülümsemenle, elimi sımsıkı tutan minik ellerinle hep yolumu, dünyamı aydınlattın.
SARI PAPATYAM, MİNİK KUZUM.
SENİ ÇOK SEVİYORUM.

 
Toplam blog
: 8
: 1121
Kayıt tarihi
: 15.08.07
 
 

35 yaşında lise edebiyat mezunu, 5 yaşında kızı olan bir anneyim. Kendimi geliştirmeyi çok severim. ..