Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mart '07

 
Kategori
Kültürler
 

Can Erzincan

Can Erzincan
 

Asırlardır acıların yenemediği, mücadelenin hiç bitmediği güzel Anadolu Şehri Can Erzincan. Bir Erzincanlı olarak sizinle paylaşmak istiyorum memleketimi, insanlarımı, suyunu, toprağını kokusunu. Zaman zaman duydunuz Erzincan'a bazılarınız gitti ve gördü, küçük, şirin, yeşil bir memleket. Görmeyenler, bilmeyenler, yaşamayanlar için yazıyorum.

Doğduğum bu toprak, bir başkadır, bir başka durur orada. Sekiz kez yerle bir olan bu topraklar, yaşadıklarına rağmen küsmemiştir, dimdiktir, dipdiridir. Bu yörenin tarihi de, coğrafyası da, doğal güzellikleri de sıradışıdır. Yöre insanı zaman içinde çok acılar çekmiş, aç kalmış, evsiz kalmış, yokluklarla çok yaşamış ama birçoğu terketmemiştir bu toprakları ve bağlı kalmayı hep bilmiştir. Acılarını, dertlerini türkü yapıp, bu zamana kadar dillerinden düşürmemiştir . Etrafı dağlı ortası bağlı Erzincan.

Tarihini kitaplarda çokça okuyabilirsiniz ama kısaca değinmeden geçemeyeceğim. Erzincan sırasıyla, Hayaşalılara, Hititlere, Hurilere, Perslere, Urartululara, Romalılara, Mengüceklilere, Akkoyunlulara ve birçoklarına daha ev sahipliği yapmıştır.

Erzincan'a vardığımda kendimi denizde gibi hissederim. Halbuki deniz yok ama sanki okyanusta gibi Özgür hissederim kendimi, gülümserim dolaşırken. Kavakların boy boy uzadığı geniş bir ovada kurulu bu şehir bir özgürlük abidesidir bana göre.

Türkiye'nin en büyük Atatürk Portresi Erzincan dağlarına yapılmıştır. Öyle böyle değil tam 7500 metrekarelik dev bir portredir. Etrafını çevreleyen dağların her yanından görünür sanki.

Mevlana Konya'ya gelirken yedi sene yolculuk yapmış, bu sürenin en uzun safhasını Erzincan'da dört sene kalarak bu toprakları onurlandırmış. Bu toprağın güzel havasını içine çekmiş ve buz gibi pınarlarından su içerek bu topraklarda yaşamıştır.

Çok fazla büyük bir mezarlığı vardır. Neden büyük açıklamama gerek yok zannedersem, İsmi Terzibaba. Yatanı kadar ziyaretçiside bir o kadar çoktur. Çünkü Erzincan'lı geçmişini hiç bir zaman unutmamıştır.

Trenle giderseniz Erzincan'a taştan bir tren garı karşılar sizi, çok eski, depremlere dayanmayı bilmiş, duvarlarından tarih fışkırır. Gezmeye Altıntepe den başlayabilirsiniz, eğer arkelojiye meraklıysanız. Urartular'dan kalan heykeller ilginizi mutlaka çekecektir. Tercan'da Mamahatun Türbesi ve Kervansarayı ile Mercan'a yakın Üçpınar Kilisesi, dikilitaşlar, Pekeriç Kalesi ve meşhur Otlukbeli ovası (burda traverten gölü), Kemah'ta Sultan Melik Türbesi görülmeye değerdir.

İlçeleri, köyleri bir başkadır Erzincan'ın, hepsini ayrıdır yeri, görünce anlarsınız. Kemah, Kemaliye gibi bir çok ilçe özellikleri ile hafızanızda izler bırakacaktır. Evleri o kadar güzeldir ki örneğin. Her biri size bir şeyler anlatır gibi gelir insana. Bu arada Kanyonda bir gezinti yapmayı sakın unutmayın.

Cirit oyunu yıllara meydan okunurcasına zevkle oynanır bu topraklarda. Erzincan'da doğa ve kış sporlarını yapanlar çok iyi bilirler, bu topraklar bu imkanı en iyi şekilde sağlamaktadır.

Erzincan'da unutmadan bahsetmek istediğim iki büyük projeyi halk kendisi hayata geçirmiştir. Bunlar meşhur Başpınar Köprüsü (Halk ismini Recep Yazıcıoğlu Köprüsü koymuştur.) diğeri ise Taş Yolu Tünelleridir.

Erzincan'ın başka neyi meşhur diye sorarsanız; Bakır işlemesi, Döner kebabı, Suyu, Munzur dağları, mesire yerleri, üzümü (cimin üzümü), domatesi, unu, Fırat Nehri, Ekşisuyu (yörenin şifalı maden suyu, mesire yeri), Girlevik Şelalesi, Kanyonu, güzel ilçeleri, eski taş evleri, bahçeleri, şirin Köyleri, dut ağaçları, cevizi , ketesi, un çorbası ve daha aklıma gelmeyen bir çok şeyi ...

Yolunuz bir gün bu topraklara düşerse ne kadar haklı olduğumu göreceksiniz.

Fotograf : Hemşerim, Büyüğüm, Sayın Lütfi Özgünaydın.

 
Toplam blog
: 17
: 2332
Kayıt tarihi
: 21.12.06
 
 

"İlk- Orta- Lise ve Üniversite yıllarım Anadolu da geçti. Sonra iş hayatı; mağazacılık, inşaatcılık ..