Çanakkale Boğazının günahı ne?

İstanbul,  

Dünyanın en güzel kenti,  

Derken bile, içim buruluyor. 

Kentler doğası, tarihi, kültürü ve en önemlisi sundukları yaşam kaliteleriyle ölçülüyor. 

Doğal bir Boğaz İstanbul. 

Yıllar yılar öncesinin harika bir gravürü var İstanbul'un. 

Nehir gibi kıvrılan, tüm kıyılarına tepelerden inen yemyeşil bir örtüyle bezenmiş. 

Yelkenli, buharlı gemiler, tekneler güzelliğine güzellik katmış İstanbul'un. 

Ya bugün! 

O yeşillikler seçiliyor neredeyse. 

Bazılarınınsa gözü var o yeşilliklerde. 

2B mi yoksa İstanbul'a "C E" mi diyor birileri, bilinmez! 

6/7 Eylül dür İstanbul'u yok eden, edecek olan düşüncenin İstanbul'a yerleşmesi. 

6/7 Eylül İstanbul'un tecavüze uğradığı tarihtir. 

Ve o günden bu yana her an, her dakika ırzına geçilmiştir İstanbul'un! 

Adeta güç gösterisinin arenasıdır İstanbul! 

Küçükşehir, Büyükşehir aldatmacalarıyla, o belediyeden, bu belediyeye taşınan İmar planlarıyla İstanbul hançerlenmiştir neredeyse! 

O gökdelenler, siyasiler, bürokratlar ve arsız, doymak bilmeyen para babalarınca birer birer göğsüne saplanmıştır İstanbul'un. 

Ne getireceği trafik yükü, ne alt yapı, ne de insan faktörü hiç ama hiç düşünülmemiştir. 

Şimdi anlı şanlı Belediye Başkanları, korumalı, eskortlu arabalarından bir zahmet inip halkın arasına, bir karışsalar, metrolarda, tramvaylarda, otobüslerde üstüste bir yerden bir yere gitmeye çalışan yığınları görecekler. 

Kaldırımlarında bile yürümenin zor olduğu, hele hele alt ya da üst geçitlerin, herhangi bir panik halinde toplu katliam yerleri olduğunun bile farkında değiller, bu anlı şanlı Belediye Başkanları! 

Eminönü alt geçidinden hangisinin yürüyerek geçtiğini çok merak ediyorum! 

Böylesi rezillikleri İstanbul yaşayanlarına layık gördükleri için herbirine teşekkür ediyorum! 

Sonra.... 

Sonra Başbakanımız çıkıyor; 

Kanal İstanbul diyor! 

Neymiş Boğaz korunacakmış? 

Neymiş yıllar yıllar önce Boğazdaki tanker yangınından çok etkilenmiş! 

Sayın Başbakan,  

Korumasız, eskortsuz, sade bir vatandaş gibi ne olur, Boğazın her iki yakasında isterseniz yürüyelim, isterseniz arabayla gidelim! 

Bakalım neler görürüz. 

Ne kaldırımlarında, ne yollarında yürümenin mümkün olmadığı bir kente ikinci bir boğaz öneriyorsunuz. 

O kanalın her iki kıyısına gökdelenler, oteller. 

Ne o,  

Boğazdan geçen gemi yükü azalacak!...... 

Orada yapılanacak yeni kentin 

İstanbul trafiğine,  

yaşamına 

etkilerini geçtim,  

etrafı gökdelenlerle dolu yeni kanal içinden geçecek tankerler daha mı az tehlikeli? 

Ya Çanakkale? 

İstanbul bu rezil haldeyken, bana göre ülkemizde tertemiz kalabilmiş tek Boğaz olan Çanakkale'nin günahı ne? 

Hani okutulmamış, aydınlanmamış insanımızın oyları sayesinde hep iktidarsınız,  

Bari Karadeniz den Ege' ye kanal yapın. 

Çanakkale ye kıymayın, Marmara'yı da kurtarın. 

Ama düşünce ya da hayalin sadece ve sadece seçim söylemi olduğu öyle belli ki, herkes cambaza bakıyor! 

Kanal manal olacağına hiç inanmıyorum! 

Ama İstanbul elden gidiyor, ona üzülüyorum! 

Bari Çanakkale kalsın tertemiz!