- Kategori
- Şiir
Çanakkale destanı
Çanakkale zaferinin 95. yıl dönümü münasebetiyle:
Çanakkale destanı
Yıl 1915,
18'indeyiz Mart'ın,
Bir dünya çullanmış üzerimize.
Topuyla, tüfeğiyle,
Uçak ve zırhlılariyle,
Bir dünya çullanmış üzerimize...
Ne çıkar bundan,
TÜRK olarak gelmişiz dünyaya.
İsterse felek,
" Her türlü cefasını toplasın, gelsin."
Biziz cefaları serecek yere...
Yıl 1915,
18'indeyiz mart'ın,
Tanrı'm bize mi doğuyor
Kanlısırt ufkundaki gün?
Tanrı'm bize mi doğuyor?
Düşman!
Kendine gel biraz.
Pek tekin değildir, ÇANAKKALE'nin suyu,
Asla geçilemez, BU BOĞAZ!..
Bizi,
Ne topun yıldırır, ne tüfeğin.
İşte şimdi başladı, seninle,
ÇANAKKALE'de cengimiz..
Yurt savunmasında bizim,
Yoktur dünyada dengimiz...
Sen misin MUSTAFA KEMAL'im ileri diyen,
Hemen fırladık siperden.
Sırtına yükledi kahraman SEYİT,
276 kiloluk mermiyi.
Koşuyor bataryasına ateşler arasından.
Bu mermi denizlere gömecek;
Elizabet'i, Buvet'i...
Yıl 1915,
18'indeyiz Mart'ın.
Yanıyor Anafarta'lar bugün, yanıyor.
Düşman zırhlıları yan yatmış,
Batıyor...
TÜRK'ÜZ ve güçlüyüz.
Hep yiğit olarak doğarız anamızdan.
MUSTAFA KEMAL'in dediği gibi:
"Bağımsızlık bizim karekterimizdir"
Bir karış toprak uğruna,
Kimimiz ŞEHİT oluruz,
Kimimiz GAZİ.
Hiç değişmez bu yazı.
Dünyada her BOĞAZ geçilir belki,
Lâkin geçilemez;
BİZİM BU,
ÇANAKKALE BOĞAZI...
Fahri ERSAVAŞ