Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ağustos '08

 
Kategori
Tarih
 

Çanakkale direnişi, Lenin ve Mustafa Kemal

Çanakkale direnişi, Lenin ve Mustafa Kemal
 

Çanakkale direnişi Bolşevik Devrimi hızlandırmıştır. Bu da bizim işimize yaramıştır.


Mustafa Kemal Atatürk'ün tarihi ve siyasi kişiliği aslında dünya tarihini, coğrafyasını ve sistemlerini de değiştirmiştir. Bizler ne yazık ki bunların ayrımında değiliz. Bir Atatürk düşmanlığı gözlerimizi kapamış etrafımızı göremiyoruz. Bu nedenle de dünyada ne kadar "Kemalist düşmanı" varsa hepsini baştacımız yapmış durumdayız. Kendi elimizdeki büyük değeri küçümseyerek.

Balkan Savaşları ve hemen ardından başlayan Birinci Dünya Savaşı sonucunda Osmanlı İmparatorluğu çökmüş durumdaydı. Elbette bu enkazdan yeni bir Türk devleti çıkacaktı. Yalnız, Mustafa Kemal olmasaydı "Misak-ı milli" sınırları bugünkü gibi mi çizilirdi, yoksa Sevr Anlaşması'nda bize bırakılan İç Anadolu bölgesinde yeni bir devlet mi kurardık bilemiyorum. Ya da Mustafa Kemal olmasaydı bir başka kurtarıcı çıkar mıydı? Ama, şurası kesin ki bizi yenen devletler, bir daha başımızı kaldıramayacak kadar ufak bir coğrafyada bizlere "devletcilik" oynatacaklardı. Çünkü, bizleri hepten "yurtsuz" bırakmaları ileride başlarının büyük derde gireceği anlamına gelmekteydi.

1912-1913 yılları arasında ortaya çıkan Balkan Savaşları'nda Osmanlı İmparatorluğu 700 000 bin askerini yitirmişti. 6 milyon Türk sivil ise yaşamını yitirmişti. Dahası, artık Osmanlı'nın Batı Trakya'da ve dolayısıyla Avrupa'daki egemenlikleri sona ermiştir. Bu, İmparatorluğun büyük bir hızla çöküşüne neden olmuştur.

Balkanlardaki bir türlü bitmeyen kargaşa sonunda Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasına da neden olmuştur. Birinci Dünya Savaşı'nın bir aşamasında Osmanlı İmparatorluğu da belki bu savaşa dahil olacaktı. Fakat, Enver Paşa'nın hiç kimseye danışmadan iki Alman gemisine Boğazlardan geçiş izni vermesi ve geçen bu gemilerin Osmanlı "alametleri" takarak Rus limanlarını bombalaması, Osmanlı'nın bu savaşa hazırlıksız girmesine neden olmuştur. Nitekim, Padişah V. Sultan Mehmed Reşad ve Sadrazamı Kavalalı Prens Said Halim Paşa "savaşa fiilen girdik" haberini aldıklarında şaşkınlıklarını gizleyememişlerdir.

Enver Paşa, o zaman bütün dünyanın "Almanya bu savaşı kazanır" görüşüne güvendi. Balkan Savaşları'ndan yenik çıkan Osmanlı ordusu için bu büyük bir fırsattı. Almanya'nın yanında yer alacağız ve Almanya ile birlikte kazanacağız ve zaferi birlikte kutlarken, dünyanın paylaşımını da birlikte yapacağız... Ama, Enver Paşa yanılıyordu. Çünkü, kendi İmparatorluğunun da içinde yer aldığı İttifak Devletleri Almanya, Avusturya-Macaristan, Osmanlı ve Bulgaristan'dan oluşuyordu. Fakat, bütün devletlerin sömürgeleri de dahil nüfusu 168 000 000 kadardı. Oysa, karşılarında büyük bir kitle duruyordu. İtilaf Devleri denen bu kitlenin toplam nüfusu 1 000 000 000 kadardı. Bu nüfusu oluşturan devletler Rusya, İngiltere, Fransa, İtalya, ABD, Sırbistan, Japonya, Romanya, Belçika, Yunanistan, Portekiz ve Karadağ'dı. Yine, İttifak Devletleri'nin asker sayısı 22 900 000 iken, İtilaf Devleri'nin asker sayısı 42 700 000 idi. Bütün bu rakkamlar daha başında Enver Paşa'nın nasıl bir hata yaptığının göstergesiydi.

Nitekim, bu savaşın sonucu hepimizin bildiği gibi Osmanlı'nın da içinde bulunduğu İttifak Devletleri'nin yenilgisiyle sonuçlanmıştır. Ancak, yine de bu savaşın unutulmaz cepheleri olmuştur ki, bu cephelerin en kahramancası ve fakat yine en acısı Çanakkale'de yaşanmıştır. İngiliz Başbakanı Lloyd George "Osmanlı'nın Çanakkale direnişi savaşı iki yıl uzatmıştır" derken, asıl Çarlık Rusya'sında büyük olayların çıkmasına neden olmuştur. Çünkü, Boğazlardan geçip bir türlü Osmanlı payitahtı İstanbul'u işgâl edemeyen devletler bir türlü Karadeniz'e de çıkamadılar. Oysa Çarlık Rusya'sının onlara gereksinimi vardı. Çünkü, Çarlığa karşı büyük devrim başlatılmış ve Bolşevikler iktidarı ele geçirmek üzeredirler. Çanakkale'de Mustafa Kemal önderliğinde direnen ve hemen tamamı Osmanlı'nın aydın kesimi olan yedeksubaylardan oluşan ordusu aslında bilmeyerek hem Rusya'daki Bolşeviklere yardım ediyordu hem de gelecekte kurulacak olan Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulma yolunu hazırlıyorlardı.

Çanakkale'de süren olağanüstü direniş sayesinde İtilaf Devletlerin askerleri de, gemileri de Boğazlardan geçemedi. 1917 yılının ekim ayında Çarlık Rusya'sında Büyük Ekim Devrimi yapıldı ve Lenin yurduna dönüp "Bolşevik" yönetimi kurdu. Bu Osmanlı için büyük bir rahatlamaydı. Mustafa Kemal, Rusya'daki gelişmeleri çok dikkatli izliyordu. Çünkü, Rusya'da yapılacak Bolşevik devrim Rusya'nın Birinci Dünya Savaşı'ndan çıkması demekti. Nitekim çok geçmeden Lenin, Birinci Dünya Savaşı'ndan çekildiklerini açıkladı. Şimdi, Mustafa Kemal derin bir nefes almıştı. Çünkü, hiç değilse doğudaki sınır komşusu Rusya, artık düşman olmaktan çıkmıştı. Yani, bir cephe kapanmıştı.

Eğer, Mustafa Kemal önderliğinde Osmanlı ordusu Çanakkale'de büyük direniş göstermeseydi Lenin'in önderliğindeki Bolşevik hareket Rusya'da Büyük Devrimi'ni yapamayacaktı. Bu büyük devrim, ileride bütün dünyanın çehresini değiştirecek olaylara da imza atacaktır. Bütün bu gelişmelerin başlangıc noktası Çanakkale Savaşı'nda düşmana izin vermeyen Osmanlı ordusu ve onların liderleri Mustafa Kemal olacaktır.

1914 yılında başlayan Birinci Dünya Savaşı, 1918 yılında sona ermiştir. 30 Ekim 1918 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu Mondros Mütarekesi'ne imza atarak savaştan çekilmiştir. Fakat, savaş rüzgârları henüz dağılmamıştır. Çünkü, 30 Ekim 1918 yılında imzalanan Mondros Mütarekesi'nin 24. maddesi yalnız Osmanlı'ya özgüdür ve Osmanlı'nın işgâli için ortaya konan bir oyundur. Şöyle der 24. madde: "Altı vilayet adı verilen yerlerde bir kargaşalık olursa, vilayetlerin her hangi bir kısmının işgâli hakkını İtilat Devletleri haiz bulunacaktır."

Elbette bu maddenin gereği fazla zaman geçirilmeden yerine getirildi. İtilat Devletleri, Yunanistan'ı maşa olarak kullanarak 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir'i işgâle başladılar. İşgâl, Osmanlının payitahtı İstanbul'da dahil hemen hemen bütün Osmanlı topraklarını içine almaya başladı. Eğer Mondros Mütarekesi imzalanıp herkes sınırlarına dönseydi bugün herşey bambaşka olabilirdi. Fakat, Çanakkale direnişi nasıl Lenin'in Bolşevik Devrimi'ne yaradıysa, şimdi Lenin'nin Bolşevik Devrimi de Mustafa Kemal'in emperyalizmle savaşımına yarıyordu.

"Çanakkale direnişi oldu da ne oldu? 250 000 yedeksubay öldü fakat yine İstanbul dahil Osmanlı toprakları işgâl edildi" diyenler, aslında bu direnişin genç Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda nasıl önemli olduğunu görmüyorlar. Eğer o direniş olmasaydı, Lenin amacına ulaşamayacak, Rusya savaştan çekilmeyecek ve diğer İtilaf Devletleri ile güç birliğine giren Çar, Osmanlı'ya doğu cephesinden girecekti.

Mustafa Kemal, devletin içine düştüğü durumu görerek kurtuluş çareleri aramaya başladı ve bilindiği gibi 19 Mayıs 1919'da Samsun'da kurtuluş alevini yaktı. "Ya istiklâl ya ölüm" diyerek. Bu, sırada emperyalizmin baş düşmanı Lenin bir kartal gibi keskin gözlerle Osmanlı topraklarında olup bitenleri izliyor ve Mustafa Kemal'le haberleşiyordu. "Her türlü yardıma hazırım" diyordu, Lenin.

Bu sırada 10 Ağustos 1920 yılında Sevr Anlaşması denen Osmanlı'nın çöküşünün, batışının ve işgâlinin resmileştirildiği bir anlaşma imzaya açıldı. Bu anlaşmayı bit Yunanistan imzaladı. Böylece Sevr Anlaşması daha doğmadan öldü. Mustafa Kemal, büyük bir hızla işgâl edilen topraklarını kurtaracağına güveniyordu, inanıyordu, biliyordu. Bu nedenle de "İstanbul işgâl edildi" diyenlere "Geldikleri gibi gidecekler" diyebiliyordu.

Şimdi, Çanakkale büyük direnişinin sayesinde kurulan Sosyalist Rusya, emperyalizmle savaşan Mustafa Kemal'e, silah, altın ve her türlü yardımı yapıyordu. Çanakkale direnişi boşuna olmamıştı. Belki de hiç kimsenin farkına varmadağı bir dost eli bu direniş sayesinde Sosyalist Rusya'da oluşturulmuştu. Nitekim, bu dost elinin de yardımıyla Mustafa Kemal önderliğindeki Türk ordusu işgâl kuvvetlerini "Geldikleri gibi yolladı". Ve hepimizin bildiği gibi Lozan Anlaşması ile bütün dünya Türkiye'nin bugünkü sınırlarını kabul etti ve çok geçmeden 29 Ekim 1923'de de Türkiye Cumhuriyeti'ni kabul etti.

Çanakkale Savaşı'ndaki büyük direniş aslında Türkiye Cumhuriyeti'nin oluşumunda büyük yarar sağlamıştır. Sosyalist Rusya'nın Çanakkale direnişi sayesinde kurulması, Türkiye'nin de kurtuluşunu sağlamıştır.

Eğer, Çanakkale direnişi olmayıp, Çarlık Rusya'sı ortadan silinmseseydi, büyük bir olasılıkla bugün Türkiye iç Anadolu bölgesinde yaşamını sürdürecekti. Fakat, yine bu direniş sayesinde Sosyalizm'i pratikte tanıyan dünya siyaseti İkinci Dünya Savaşı'nda belki de Balkanların ve Avrupa'nın Sosyalistleşmesini hiç göremeyecekti. Bu direnişle doğan Sovyetler Birliği uzun yıllar belki de dünyanın dengede durmasını ve kapitalizmin, emperyalizmin sömürü düzeninin vahşice yayılmasını önlemiştir.

Kısaca, Çanakkale Savaşı'nın büyük direnişi hem Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu sağlamıştır hem de dünya siyasetine olmadık ve ummadık yararlar sağlamıştır.

 
Toplam blog
: 278
: 3275
Kayıt tarihi
: 26.05.07
 
 

İstanbul'un Kadıköy ilçesinde doğdum. Bir daha da Kadıköy'den ayrılmadım. İstanbul Üniversitesi, Ede..