Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mart '07

 
Kategori
Haftasonu
 

Çanakkale geçilmez..

Çanakkale geçilmez..
 

Bu hafta sonu Hürriyet Meleklerimizi ziyarete gittim. 17 Mart Cumartesi günü.

Sabah 8 de Gelibolu yarımadasından rehberimiz eşliğinde başladı gezimiz. 3 otobüs ard arda koyulduk yola. İlk istikamet Eceabattı ordan Kilitbahire geçtik. Kilitbahir kalesi yonca biçiminde yapılmış tarihi bir kale. Otobüsümüzün boyu yüksek olduğu için ana kapıdan geçemedik ve sağdaki köyün içinden geçen yoldan ilerledik. Güzergahta Sol tarafta Koca Seyit sırtında 215 kiloluk top mermisiyle heybetli görünüşüyle karşımızdaydı. İlerlemeye başladık yine sol tarafta Havuzlar Şehitliği bulunmaktaydı. (Kerevizdere’de Fransızlara karşı savaşırken 21 Haziran 1915’te şehit düşen ve buraya gömülen 2 subay ve 8 erin anısına dikilmiştir. Anıtın giriş kapısında büyük, asırlık çınar ağaçları da bulunmaktadır.) Yol boyunca öyle çok şehitliklere rastladık ki tek tek anlatmaya kalksam sayfalar yetmez. Ama ben bunlardan birkaçını size anlatmak istedim.

Aslında 2. gidişimdi ama sanki ilk kez gidiyormuşum gibi hissettim. Çok duygulu anlar yaşadım, üzüldüm, gözlerim doldu bazen güzel duygular hissettim kazanılan zaferlere sevindim. Anlatmakla bitmeyecek bir geziydi benim için. Aranızda gidenler olmuştur mutlaka, orda olup ta şehit olmayı istemeyen yoktur sanırım. Çok güzel bir mertebe. Ölmek insanı korkutur genelde yada bu benim düşüncem ama şehit olabilmek için her şeyini feda eden insanların hikayelerini dinledim, okudum, gördüm ki çok güzel bir şey. Anlatırken bile insanın içi titriyor, gözleri yaşarıyor. Ne sıkıntılarla kazanıp bize emanet ettikleri toprakların değerini, bir kez daha anlıyorum. Savaş bu bir şeye benzemiyor, anlatılmıyor, sadece yaşanıyor. Öyle bir savaş ki; çocuğunu bebekken bırakıp yıllar sonra savaşta karşılaşan askerin hikayesi, kolunu kaybedip tekrar savaşa koşan askerin hikayesi ve beni en çok etkileyende 6. Tümen 17. Alay Komutanı Kaymakam (Yarbay) Hasan Bey’in hikayesi. Yarbay Hasan Bey Temmuz 1915’te Kerevizdere Muharebelerinde Fransızlar’a karşı savaşırken şehit düşmüş.

Kısa olarak hikayeyi anlatayım sizlere. Kerevizdere Muharebelerinde Fransızlarla yapılan çatışmada iki tarafta çok kayıp vermiştir. Öyle bir çatışma ki yaralı askerlerini bile kurtaramadan ard arda asker yaralanıp ölmekte savaş alanı kan gölüne dönmektedir. Bunun üzerine iki tarafta savaş meydanından askerleri kurtarmak için kısa bir ateşkes kararı alır. Bu ateşkes süresince komutanlar askerlerini arar bulur ve alandan taşımaya başlarlar. İşte bunlardan birinde Yarbay Hasan bey alanı gezerken Fransız ölüleri arasında bir kıpırtı görür, oraya yönelir. Yerde yatan bir Fransız neferinin üzerine eğilerek omzundan tutup çevirdiğinde Fransız elindeki kasaturayı Yarbay Hasan Bey’in göğsüne saplar. Göğsü kan içinde kalan Yarbay Hasan Bey’ in ise "Allah şahidim olsun ki, Fransız’a kötü bir niyetle yaklaşmadım." dediği duyulur. Alay imamı, başında Kuran okumaya başlar ve Yarbay Hasan Bey "Beni ayağa kaldırınız." der. Tabur komutanları ayağa kaldırdıklarında, "La İlahe İllallah Muhammedün Resulallah." deyip İleriye bakarken yüzünde bir tebessüm belirir ve yüksek sesle "NİÇİN ZAHMET BUYURDUNUZ YA RESULALLAH!" diyerek ruhunu teslim eder.

Olay böyle meydana gelmiş. Gerçekten iman dolu vatan sevgisiyle yoğrulmuş insanların zaferi bu zafer. Son nefeste Peygamberle beraber olmak herkese nasip olmaz. Birde 57. Alay Şehitliğin de gördüğüm bir kitabede insanın yüreğini kabartan içten ama gerçek olan Hadisi Şerifle kesinleşen şu sözler;

"Şehitler Allah’ tan şunu istediler. –Yarabbi bizi dünyaya tekrar gönder ve senin uğrunda bir kere daha şehit olalım." Hz.Muhammed (SAV).

Bana anlatılan ve benim araştırdığım yazılarda bu satırlar mevcuttu. Eğer yanlış naklettiysem Allah affetsin.

Öyle hikayeler duydum ki, gerçek olur mu hiç denen türden. Ama gerçek kanıtları da mevcuttu. Şehit gül kokar derler ben o kokuyu duydum gerçekten. İçten derinden alınan bir nefesin sonunda hissedebildim o güzel gül kokusunu. Benim izlenimlerimden bir kaçıydı bu yazdıklarım ve sizlerle paylaşmak istedim.

Çanakkale Gelibolu yarımadası gerçekten görülmeye değer bir yer. İmkanınız olursa mutlaka görmenizi isterim. Hatta çocuklarımızın daha ilkokula başlarken görmesi, geçmişinden ders alması, nasıl büyük sıkıntılarla kazanılan bu cennet vatanın her karış toprağının değerini anlamaları sağlanmalı. Çanakkale’nin gerçekten geçilmez olduğunu gösteren şehitlerimizi bir kez daha saygıyla anıyor ve Allah’tan rahmet diliyorum. Güçlü bir imana sahip şehitlerimizin kazandığı bu vatan parçası bize emanet.. Emanet edilen bu toprakların hesabı mutlaka sorulacaktır çünkü.

Geçmişimize ve geleceğimize sahip çıkabilmeyi bilen bir zihniyete ve iman dolu yüreklere sahip olmamız tek dileğim.

NOT: Resim gezi sırasında çektiğim bir fotoğraf.

 
Toplam blog
: 82
: 1963
Kayıt tarihi
: 13.10.06
 
 

Müzik ve amatör fotoğrafçılıkla ilgileniyorum. Yazma isteği içimde vardı. Mutlaka bir gün düşünce..