Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Haziran '12

 
Kategori
Tarih
 

Çanakkale geçilmez

Çanakkale geçilmez
 

Tarihin yazıldığı yer


Çanakkale savaşları bize iki önemli zaferi ifade eder. Birincisi 19 Şubat 1915’te başlayarak 18 Mart 1915’e kadar süren büyük Deniz Savaşı zaferimiz, diğeri ise 25 Nisan 1915’ten başlayarak aralıklarla devam eden 10 Ağustos 1915’e kadar süren Anafartalar-Conkbayırı kara savaşları zaferleridir.

İngiliz Deniz Bakanı Churchill’in önerisi ile İngilizlerin önderliğinde hazırlanan “Çanakkale Boğazını geçip Rusyaya yardım amacındaki” tasarıyı gerçekleştirmek üzere 16 parçadan oluşan, İngiliz ve Fransız kuvvetlerinin Boğazdan geçiş günü 18 Mart 1915 olarak belirlenmişti. Bu geçişi kolaylaştırmak için savunma bataryalarımızı bombalayarak, dış hatlara asker çıkardılar. Boğazdaki mayın tarama ve temizleme işini hızla yaptılar. Ancak kahraman Yüzbaşı Hakkı komutasındaki Nusret Mayın gemisi gizlice Boğaza yeniden mayın döşemişti. Müttefik Devletlere ait savaş gemileri 18 Mart 1915 günü Boğaza girerek tabyalarımızı ateşe tuttular. Ancak, durum istekleri ve yararları yönünde gelişmedi. Kısa bir süre sonra Nusret Mayın Gemisinin döşediği mayınlara çarptılar. Bir yandan da topçularımızın kahramanca atışları ile bozguna uğradılar. Yeryüzünün Avustralya, Asya ve Avrupa anakaralarından toplanıp güçlü silahlarla donatılan emperyalist orduları 18 Mart 1915’te geri çekilmek zorunda kaldı. İşte o gün Türkler tarihe “Çanakkale Geçilmez” sloganını yazdı.

Çanakkale Deniz Zaferimizle, Dünya Denizlerinin egemeni en büyük iki donanma yenilgiye uğrarken, sulara gömülen yalnız zırhlıları, gemileri değildi. Umutları da gururları da denize gömülmüştü. “Emperyalizm mazlum ulusa” yenilmişti.

25 Nisan 1915 günü Mustafa Kemal emrindeki 57.Alayla birlikte Kocaçimen Tepesine, oradan da Conkbayırına gider. Kimi erlerin kendi birliğinden olmamalarına karşın, kaçtıklarını görüp nedenini sorunca, düşmanın geldiği cevabını alır. Gerçekten de düşman 261 rakımlı tepeye yaklaşmıştır. Askerlere düşmandan kaçılmayacağını söyleyerek, süngü taktırıp, yere yatırır. Düşman kuvvetleri de aynı şekilde süngü takarak, tuttukları yerde mevziye girerler. Ve sabahın saat onunda çevresine topladığı subaylara o tarihi unutulmaz saldırı emrini verir. “Size ben taaruz emretmiyorum; ölmeyi emrediyorum… Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimizi başka güçler ve başka kumandanlar alabilir…” der.

57.Alayın tamamı şehit düşer. En çetin koşullar altında dişe diş, gırtlak gırtlağa geçen bir savaştır bu. Mustafa Kemalin Arıburnu savaşını yönettiği yere “KEMALYERİ”, düşmandan geri aldığı yere de “CESARETTEPE” adı verilmiştir. Çanakkale Boğazını geçemeyeceğini anlayan düşmanlar, şanslarını karada denemişlerse de ölüm kalım savaşını yine kaybetmişlerdir.

Sanki, Kurtuluş Savaşının denemesi, sınaması niteliğinde yapılan bir savaştır bu. Mazlum ülkelerin, emperyalist saldırılarını göğüsleyebileceklerine ilişkin çok büyük, önemli bir ders…

Müttefik Kuvvetleri genel komutanı General Sır Ian Hamiltonın dediği gibi “Bu savaşı yazı ile tanımlamak olanaksızdır”

Mustafa Kemal Atatürk, Söylevini bitirirken; “Bugün ulaştığımız sonuç, yüzyıllardan beri çekilen ulusal yıkımların yarattığı uyanıklığın ve bu sevgili yurdun her köşesini sulayan kanların karşılığıdır.” Demiştir.
Yine bu zaman, Ulusumuz ve yarınlarımız ve çocuklarımız için dikkat ve uyanıklık zamanıdır…

Nizamettin BİBER
Uzman İnşaat Mühendisi

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..