Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ocak '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Çanakkale'nin Hurafeleri

Çanakkale'nin Hurafeleri
 

Aşağıdaki hurafelerin birini internetten aldım. Diğerlerini ben yazdım. Her yazının altındaki internet sitesi adresi de uyduruktur. İnancı bütün insanlar, Çanakkale'deki savaş alanlarında aşağıdaki hurafelere benzer hikayelerle kandırılıyorlar. Savaş alanlarında, gerçekleri anlatmıyorlar. Ziyaretçileri ağlatmayan alan kılavuzları da çok fazla  tercih edilmiyor.

Bu gün öğrendiğimiz yanlış tarihi bilgilere hayretle bakan ve tepki gösteren insanlar az değil. Bu durumu televizyonlardaki tarihi programlarda da görmek mümkün. "Nöbetteki Asker" hurafesi internetten alınmıştır. Diğerlerini ben yazdım.

Ben bile bir kaç okumadan sonra kendi yazdığıma inanabilirim. Aşağı mahallede yalan atan, yukarı mahallede kendisi de inanmış ya. Durum böyle.

Çanakkale Anafartalar’da nöbet tutan askerin inanılmaz hikâyesi.

Mevzilerde nöbet tutan askerlerden birisi, mevziden çıkıp abdest bozmak için bir çamın arkasına geçiyor. Karşı mevzide bulunan bir İngiliz askeri askerimizi fark ediyor. Nişan alıp ateş edeceği sırada, Türk askeri bir çam fidanı oluyor. İngiliz askeri ayağa kalkıp tekrar tekrar bakıyor askerin olduğu yere, şaşırıyor. Türk askeri bir çam fidanı olmuş. İngiliz askeri May Gart! May gart! diye bağırarak, mevziden çıkıyor. Karşı mevzide bu olayı gören Türk askerleri, İngiliz askerine ateş etmiyorlar. Zavallı İngiliz bağırarak kaybolup gidiyor. Bizim abdest bozmaya giden asker, hiçbir şeyden habersiz mevzisine dönüyor. (Belirti.Net)

*

Yeşil Kuşların Getirdiği Azık

Conk Bayrı’nda bir mevzinin içinde, topuğundan yaralanan askerimiz, çaresiz ölümü beklerken, karşısındaki çalılara yeşil kanatlı bir kuş konuyor. Kuş askerimize bakıyor, bakıyor. Bir çığlık atıp uzaklaşıp gidiyor. Beş on dakika sonra, bir sürü yeşil kanatlı kuş askerimizin üstünde uçmaya başlıyor. Bir top halinde uçan kuşlar, askerimizin önüne bir çoban torbası bırakıyorlar. Asker torbayı açtığında, ekmek peynir ile birlikte, sargı bezleri ve ilaçlar buluyor. Ekmeği yiyip suyu içen askerimiz, ayağını da sarıp ölümden kurtuluyor. Bütün bu işleri yaparken yeşil kanatlı bir kuş, bir ağacın tepesinden askerimizi gözlüyor. Askerimizin iyileştiğini gören kuş çığlıklar atıyor. Görevini yapmanın sevinciyle, askerimizin başı üstünde birkaç tur atıyor, sonra da başka bir yöne doğru çekip gidiyor. (Saygı.Org)

*

Nöbetteki asker

Çanakkale Gelibolu'da askerlik yapan bir kişinin anlattığı inanılmaz olayın hikâyesi şu:
Askerlerden biri gece 2-4 nöbetine çıkıyor. Nöbet sırasında yaşlı, bembeyaz elbiseli bir teyze askere yaklaşır ve “oğlum sen git temizlen ben senin yerine nöbet tutarım” zamana kadar diyor ve silahı alıp askerin yerinde duruyor. Uykusuzluk ve yorgunluğun da etkisiyle, önce bir şey fark etmeyen asker, koğuşa geldiğinde birden aklına geliyor “o yaşlı teyze buraya nasıl geldi nerden geldi?” gibi... Sonra bu olayı yanındaki koğuş arkadaşına da anlattıktan sonra yıkanmak için banyoya gidiyor. Bu sırada askerin nöbetinde olup olmadığını kontrol etmek için bölük komutanı kontrole gidiyor, ama askeri yerinde göremiyor, daha da yaklaşınca silahın yerden yüksekte tutulur bir vaziyette görüyor, başka bir şey görmüyor, silahı almaya çalışıyor, yapamıyor, gücü etmiyor. Birkaç denemeden sonra silahını çıkarıyor ve tüfeğe doğru 2 el ateş ediyor, tüfek yere düşüyor. Sonra sinirle o askerin bulunmasını istiyor, koğuşta bulunamayan asker, kısa bir süre sonra banyoda karnına 2 kurşun yarası olarak ölü bulunuyor. (Yorumla.Net)

*

Askerin matarası 

Askerimizin birisi matarasında kalan birkaç damla suyla, namaz kılmak için abdest almaya başlıyor. Besmele çekip abdest almayı bitiriyor. Sonra da kana kana matarasından su içiyor. Ayağa kalktığında, matarasının iyice dolu olduğunu fark ediyor. Hemen Allahına şükrediyor. “Allahım mataramda iki yudum suyum vardı. Şimdi mataram dolu. Sen her şeye kadirsin” diye dua ediyor.  Asker savaşı unutup, siper almadan yürüyor. Bu sırada düşman askerlerinden birisi askerimizi fark ediyor. Askerimizi vuruyor. Vurulup yere düşen askerimizin elindeki ağzı açık matara yere düşüyor. İçindeki sular bir çeşme kurnasından akar gibi akmaya başlıyor. Askerimizin düştüğü yerde bir çeşme oluşuyor. Askerimiz şehit olduğundan, görünmez oluyor. Bir gün bir şehidimizin felçli kardeşi, savaş alanlarını gezerken bu çeşmeden su içiyor. Birden bire ayaklarında bir canlanma olduğunu hissediyor. Yanındakilere, arabasını iteleyen akrabalarına durumu anlatıyor. Bir tas daha su içiyor. İki saat sonra, tekerlekli sandalyeden kalkıp koşmaya başlıyor. Askerimizin düştüğü ve matarasının aktığı yerden çıkan suyun, çok şifalı olduğu anlaşılıyor.  Bu çeşmeden alınıp götürülen suyu içen birçok felçlinin düzeldiği biliniyor.

Bu gün, Conk Bayrında bulunan bu çeşmenin suyu, insanlara şifa dağıtmaya devam ediyor.(Keramet.org)

Nasıl, güzel kıvırmış mıyım?

 
Toplam blog
: 420
: 1641
Kayıt tarihi
: 19.12.08
 
 

1957 Çanakkale/Yenice doğumluyum. Öykü ,deneme, şiir yazarım. Yazdığım bir çok şiirin bestesini d..