Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mart '13

 
Kategori
Güncel
 

Çanakkale Şehitleri Anısına

Çanakkale Şehitleri Anısına
 

İnsanoğlu işte. Hepimizin dertleri, sıkıntıları var. Belki başımızdakilere sövüyoruz, belki hayat pahallılığından dem vuruyoruz. Belki de hastalıklarla, kaybedilenlerin acısıyla boğuşuyoruz. Ya da belki mutluluğun masmavi sarhoşluğunda, herşeye gülüp geçiyor, hiç bir şeye aldırmıyoruz. Belki evlenip boşanıyor, belki çoluk çocuğa karışıyoruz. Okullara gidiyor, ya da komşularda, kahvehanelerde vakit öldürüyoruz, Ama günlük olağan hayatımızı yaşayıp gidiyoruz işte.

Hayat insanlara bahşedilen en güzel hediye...

Biz de yaşamanın gerektirdiğini yapıyoruz işte. Öyle ya, istediğimiz yere gidebiliyor, istediğimiz şeyi yapabiliyoruz. Zor değil hiç bir şey sanıldığı kadar belki de. Çabalıyor, umutlanıyor, umutsuzluğa düşüyor, yere düşüyor ve tekrar ayağa kalkıyoruz. Çünkü hayatın akışı böyle.

Ama unutulan öyle bir şey var ki...

Acılarımız, kişisel dertlerimiz olsa da, özgürüz biz. Özgürlüğün ne demek olduğunu unutuyoruz. Bugünlere nasıl geldiğimize bakmadan, geçmişte yaşanılanları tam manasıyla anlamadan, bu bize şimdi çok olağan görünen hayatı bize getirenleri unutuyor, yeterince takdir edemiyoruz. Takdir edemediğimiz gibi, bir de çamur atmaya, karalamaya ve bazen de o günleri yok saymaya çalışıyoruz.

O günlerin, o ölüm-kalım mücadelesinin en büyük kahramanları, belki de Çanakkale harbine katılanlar ve orada hiç düşünmeden canlarını verenlerdi.

Ölmek nedir düşünmediler onlar hiç. Tutsaklığı kabul etmek istemediler. Onlar biliyordu özgür olamamanın ne demek olduğunu. Yüzyıllardan beri korunan topraklarını kaybetmenin ve başka ülkelerin boyunduruğu altına girmenin, öz benliklerini ve ruhlarını kaybetmek demek olduğunu biliyorlardı.

Çanakkale savaşı kazanıldıktan sonra belki herşey düzelmedi ve savaşta hala yenik konumundaydık. Ama aslında bu bir son değil, yepyeni bir başlangıcın sadece ilk adımıydı. Eğer Çanakkale savaşı kazanılmasaydı, belki kurtuluş savaşı da kazanılamayacaktı. Çünkü Çanakkale savaşını kazandıran, gencecik yüreklerin sahip olduğu yüksek ruhtu. Bu öyle yüksek bir ruhtu ki, iki adım sonrasında öleceğini biliyorlar ama yine de bile bile ölüme atlamaktan vazgeçmiyorlardı. 

Çanakkale şehitlerini anma günü, bana çok dokunan bir olayı hatırlatıyor. Yaklaşık dört sene önce, babam ve kız kardeşimle Çanakkale'ye, şehitlerimizi ziyarete gitmiştik. Dolaştığımız yerlerin birinde, toplasanız 10 metrekare etmeyen küçük bir alanda, baktım 15-20 cm. eninde bir taş yolu, insanlar tek sıra halinde yürümeye çalışıyorlar. Oysa o daracık yolun etrafındaki daracık toprak alanda da yürünebilirdi. Neden böyle olduğunu sordum kılavuzumuza. Kılavuzun verdiği cevap, gözlerimin aniden dolmasına neden oldu: 

'Çanakkale savaşı sırasında burası bir hastaneydi. Sadece türk değil, yabancı askerlerinde tedavi edildiği bir yer olmasına rağmen, yabancı hava uçaklarının burayı bombalaması sonucu yerle bir oldu. Uçakların attığı binlerce çivi, hastanede habersizce yatan hastaların, vücutlarının yüzlerce küçük parçaya ayrılmasına sebep oldu. Cesetleri derlenip toparlanamadığı için, işte şu gördüğünüz 10 metrekare alanın her bir santiminde onlar yatmaktadır. Hatta şu üzerinden yürüdüğünüz daracık taş yolun altında bile bulunuyor olmaları muhtemel.

Ortaokul yıllarında bir din öğretmenimiz bize gerçek bir hikaye anlatmıştı. Japonya'daki okullarda, öğrencilere ilk olarak Hiroşima bölgesini gezdirirler ve oraya 2. dünya savaşında atılan bombanın açtığı derin izleri gösterirlermiş. Öğrenciler, ülkenin geldiği durumu hep hatırlasın, hiç unutmasın diye.

Bizde de böyle bir uygulamanın olması gerekiyor. Öğrencilere ve çocuklara Çanakkale'deki şehitler diyarı gezdirilmeli ki, hatırlasınlar. O günleri ve o kahramanları. Ülkemizin, şimdi üstünden gamsızca geçtiğimiz toprağın altında, biz bu rahat günlere gelelim diye yatanları.

Sadece onlar değil, herkesin gitmesi ve hayatında en az bir kere olsun görmesi gerekiyor oraları. Çünkü bu duyguları ve şu an geldiğimiz durumun aslını, oraya gitmeden anlamanız çok zor. Anlarım demeyin, yaşamak, içinden geçmek lazım bazı şeylerin. Bazı derin anlamlar, yalnız okumakla ya da bilmekle değil, hissetmekle anlaşılır çünkü.  

Bizi bu güzel günlere getirmek için, bu vatan uğrunda ölmeyi hiçe sayan şehitlerimizin ruhları şad olsun...

 
Toplam blog
: 30
: 12123
Kayıt tarihi
: 30.01.13
 
 

Anadolu Üniversitesi Tarih 4. sınıfta okuyorum. Aynı zamanda İstanbul Üniversitesi İktisat 4. sın..