Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mayıs '08

 
Kategori
Tarih
 

Çanaklae destanının gizli kahramanları

Çanaklae destanının gizli kahramanları
 

Onlar Çanakkale askerleriydiler.


Çanakkale destanının gizli kahramanları

(Dardanos bataryası komutanı)

Çanakkale savaşlarında topçu bataryalarının kahramanlıkları tarihe geçmiştir. Türk milletinin gurur ve şeref sayfasına altın harflerle yazılmıştır. Tarihi yapan ve yazan kitlelerdir ama o kitlelerin tek tek bireylerinin kahramanlığının bir toplamıdır aslolan. Çanakkale esatirini evliyalarla, sihirle kerametle, ak saçlı nur yüzlü ermişlerle, hatta Peygamberle açıklamaya çalışanlara inat Dardanos bataryası komutanı Kilitbahirli Topçu Üsteğmen Hasan Hulusiler canlı tarih olarak bütün sis bulutlarından sıyrılarak tarihteki yerini almıştır.

Dardanos bataryası Çanakkale savaşlarında Birleşik Haçlı filosuna kan kusturmuş topçu birliklerinden biridir. 19 Şubatta başlayan Çanakkale savaşlarının ilk safhası, yani deniz muharebeleri aşamasında önemli başarılar kazanmıştır.

Dardanos’un komutasına getirilen Hulusi üsteğmen başarıları, çalışkanlığı, göreve aşırı ve kendini feda edercesine bağlılığı onu buraya atayanlarda haklı bir gurur kaynağı olmuştu. O kadar ki, üst komutanı Yüzbaşı Mithat Bey, kara savaşlarının başlamasının arifesinde öğrendi ki, üsteğmenin 20 gün önce bir çocuğu doğduğunu öğrenmişti. Büyük şaşkınlık içine düştü ister istemez. Zira üsteğmen izin bile istememişti. Yüzbaşının kendisi de bir babaydı ve durumu anlayışla karşılardı. Düşündü ki, üsteğmen için için kaynıyor olmalıydı. Hemen telefon ederek üsteğmene dedi ki:

“Sana iki gün izin veriyorum. Bugün git, çocuğunu gör, yarın dönersin.”

Yüzbaşı sandı ki, üsteğmen minnet duyguları içinde bu öneriye balıklama atlayacak, kırk takla atacaktır. Üsteğmen gayet sakin, mağrur ve heyecansız bir şekilde öneriyi nazikçe geri çevirir.

“Sağolun komutanım. Ben haber alıp duruyorum. İyilermiş. Buradan ayrılamam. Ben yokken burada bir şey olursa kahrolurum. Hele başımızdan şu bela bir gitsin. Çocuğu nasıl olsa görürüm.”

Bu görev duygusu, bu göreve bağlılık ve sorumluluk duygusu olağanüstü dönemlere özgü bir olaydır. Tabii ki, fevkalade dönemlerin böylesine olağanüstü tutumları, evlat sevgisini bile bastırabilecek derece üstün sorumluluk ve görev aşkı olacaktır.

İşte bizim gerçek evliyalarımız da üsteğmen Hasan Hulusi Beylerdir. Ve Çanakkale savaşlarını onların “feda olsun!” anlayışı, “yurdunu anası gibi, kadını gibi, çocuğu gibi seven, canından aziz bilen çılgın Türkler” kazanmıştır. (*)


(*) Turgut Özakman, Diriliş, s. 153

 
Toplam blog
: 510
: 505
Kayıt tarihi
: 04.04.08
 
 

"Cv" Dedikleri Özgeçmişim 1953 yılının karanlık günlerinde Haziran ayının 24. günü, ağaçların mey..