Canan Arıtman haklı!

Hastalık hallerimden kaynaklanan kaçırdığım nüanslar olabilir, beden yetersizken, beyin de zorlanıyor elbet; Canan Arıtman “Arap kadınları gibi olmak istemiyoruz” demiş, kaçırdığım bir şey varsa, ne olur hastalık hallerime verin…

Yani başka bir şeyler dedi de, ben mi takip edemedim, bilmiyorum, o nedenle açıklıyorum ya: Yani, ben de istemem Arap kadınları gibi olmayı!

İranlı kadınların yerinde olmak istemediğim gibi!...

Aslında var ya, Türkiye’de kadın olmak da zor be!

Yani, hangi kadın töreler, günahlar, edep ve adaplar arasında sıkışarak yaşamak ister?

Hangi kadın kadınlığından utandırılarak yaşamak, hangi kadın etrafında fır dönen erkeklere rağmen namusunu korumak zorunda olmak ister!

Fır dönen erkekler her türlü cilalı lafları söylerler, gariban kızlar babalarından görmediği yakınlığı, ilgiyi gördüklerinde içleri gider!

Hep utandıran aile bireyleri yerine, ilk kez güzel şeyler duymak her genç kızı, kadını etkiler!

Mahrum bırakan ebeveynler kahrolsun!

Ne uğruna?

Kız kısmına dokunulmaz, kız kısmı şımartılmaz… Kız kısmı hatta çocuktan dahi sayılmaz!

******

Hangi ülkelerde vardır bu yaklaşım?

Ve tecavüz rakamları hangi ülkelerde ayyuka çıkmıştır?

Ya töre cinayetleri hangi toplumlarda uygulanmaktadır?

Ve hangi ülkelerde kızlar başlık parası karşılığı satılmakta, berdel ile mal değiş-tokuşu gibi kız alınıp-verilmektedir?

******

Çok zor bir soru değil, hadi, az biraz düşünün...

Biraz yardımcı olayım; önce iğneyi kendimize batırayım!

Türkiye’de var mı?

Var!

İran, Arabistan, Mısır, Endonezya da?

Birleşik Arap Emirliklerinde?

Tunus da?

******

Türkiye’de kadın olmak zor dedikten sonra Arabistan’da, İran’da, Endonezya’da da desem ne yazar?

Ben Türkiye’de kadın olmaktan sıkıntı duyarken, tabii ki istemem ne İranlı ne de Arabistanlı kadınların yerinde olmayı!

Bu kadar net, bu kadar basit!

******

Kadın gözünün davetkar olduğunu düşünüp de uçkuruna sahip olmayı düşünemeyen toplumların kadın gözüne peçenin üstüne bir perde daha çekme konusunda fetva verip de uygulandığı ülke kadınlarına hangi kadın benzemek, yerinde olmak ister?

******

Ben istemem!

Hiç istemem!...

İstemediğimi söylediğim için birileri üstüme gelir de, sıkıştırsa eğer; tek söyleyeceğim şey vardır: Atatürk’ün kurduğu cumhuriyete inanan anne ve babalar tarafından yetiştirildik!

Yıllardır biz bu şekilde büyüdük, doğurduğumuz çocuklarımıza hep bunu öğrettik, etrafımızdaki kişiler de aynı şekilde yetiştirilmişlerdi.

Kimsenin hiçbir şikayeti yoktu!

Olamaz da zaten!

******

Kadının kadına vurdurulmasını ilk kez yaşıyor Türkiye!

Türbanlısı ve değili!

Kürdü ve PKK’sının karşı karşıya geldiği gibi…

Çerkezlerin, Pomakların, Arnavut ve Lazların ateşlenmeye çalışıldığı gibi…

******

Ne Çerkez kadını, ne Pomak’ı; ne Arnavut kadını, ne Laz’ı kanıp da oyuna gelmez de, kafa karıştırıcılara verilen bir yanıttan polemik yaratmaya çalışanlara kadınca bir sözümüz olsun: Bazı kadınlar az biraz özgürdür, her şeye rağmen; az biraz özgür düşünür…

Öyle baskıya boyun eğmez, korkutulmaya da hiç gelmez!

Ters teper anaçlıkları, savaşmaya hazır halde beklerler!

Çocuklarına dokunacak her bir el düşmanıdır; o en “vur ensesine al lokmasını” sandığınız kadınların!

******

Hangi kadın yaşadığı çirkinlikleri kızı, ya da oğlu yaşasın ister?

Ben istemem!

******

Ne kadın olarak kısıtlanmak isterim, ne anne olarak kısıtlamaya hak bulmak!

Ne toplum bunu yapsın isterim, ne de devlet!

Evet!

Ne Arap bir kadın olmak isterim, ne İranlı!

Türkiye’de kadın olmak bile zor gelmeye başlamışken bize…

Mustafa Kemal Atatürk’e rağmen!

İzninizle, ne Arap kadını olmak isterim, ben, ne Endonezyalı; mümkünse yalnızca insan olmak isterim, izin verirseniz eğer…

Türkiye standartlarında, izniniz olursa, Mustafa Kemal Atatürk’ün biz kadınlara açtığı yolda yürümek istiyorum…

Yani, bu kadar basit, bu kadar doğal…

Hakkı hak etmek gerekmese gerek, tekrar!