Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Nisan '07

 
Kategori
Trafik
 

Canavarı nasıl doğurttum I

Canavarı nasıl doğurttum I
 

Bu gün doktorculuk oynamak istedim.
Doğum bölümünü seçtim.
Neden olmasın. Sanal dünya da. Sanal doğum doktoru.
Dünya ya gelmesini saglıyacağim bir bebek değil.
Ben sizlere bir canavarın doğumunu anlatmak istiyorum :)
Adını bile koyduk Trafik Canavarı.

Bakalim onun varlığına ne gibi katkılarda bulunabilirim. ?
Önce bir araca ihtiyacım var.
Aracımın bir de hız limiti var ; bakalım Türkiye'de bu nasıl sınırlanmış ?
ARAÇ CİNSİ Şehir İçi / Şehir Dışı / Otoyol
Otomobil 50 Km/s 90 Km/s 120 Km/s
Otobüs 50 Km/s 80 Km/s 100 Km/s
Minibüs, Kamyon, Kamyonet 50 Km/s 80 Km/s 90 Km/s
Arazi Taşıtı, Motosiklet 50 Km/s 70 Km/s 80 Km/s
Tehlikeli madde taşıyan ve Özel izin belgeli araçlar 30 Km/s 50 Km/s 60 Km/s
Motorlu ve motorsuz bisikletler 30 Km/s 50 Km/s -
Lastik tek. Traktör, arızalı aracı Çeken araçlar ve iş makineleri 20 Km/s 20 Km/s -
bu standard limitler bazi yollarda bu limitler Trafik levhalari ile bize belirtiliyor.
Uzman doktor bu konuda ne diyor :)
Birçok sürücü hızlı araç kullanmayı yeteneklerini kanıtlamak, özgürlüklerini somutlaştırmak ve araçlarının performansını ortaya koymak amacıyla yapar. Her yıl meydana gelen kazaların % 13’ü aşırı hızdan meydana gelmektedir." Ülkemizdeki yolların geometrik özelliklerine ve her türlü hava koşullarındaki durumuna göre hız sınırlaması getirilmiştir. "
Elde var bir...

ÜLKEMİZDE YASAL ALKOL SINIRI

Ülkemizde ticari araç sürücüleri ve kamu hizmetinde çalışan sürücülerin alkollü olarak trafiğe çıkmaları tümüyle yasaklanmış, diğer sürücüler içinse yasal sınır olarak bir litre kanda yarım gram alkole eşit olan, 0.50 Promil belirlenmiştir. Bu halk arasında yanlış bir biçimde "yüzde elli alkollü olmak" diye ifade edilmekte, hatta bunun mümkün olduğu sanılmaktadır. Bu tümüyle yanlış bir bilgidir. Bu yanlışlık genellikle promil değerinin nasıl hesaplandığının iyi bilinmemesinden kaynaklanmaktadır.

Promil hesabında alkolün ağırlığı, kanın ise hacmi dikkate alınarak bir orantı kurulur. Örneğin 0.50 promil 100 mililitre kanda 50 miligram alkol bulunduğunu gösterir ve buradan gidilerek, 50:100=0.50 promil kabul edilir. Ağırlığı hacme oranlamak matematiksel olarak çok mantıklı değilse de, karmaşık ve çok küçük sayılarla uğraşmak zorunda bırakmadığı için tercih edilen bir ifade biçimidir. Eğer hacim oranları dikkate alınacak olursa, 0.50 promilin gerçekte kanda %0.025 oranında alkole eşit olduğu (on binde 2.5 !) görülür. İnsan vücudu yüzde elli alkol oranı bir yana, %0.5 oranında alkole bile (binde 5 ya da bir litre kanda 4 gram alkol bulunması) tolerans göstermekte çok zorlanır, hatta bu düzeydeki kan-alkol oranı pek çok kişide ölüme yol açar.
Ha gayret Canavarın başı gözüktü kolay bir doğum sanmayın.Varan iki

"Kısa yolculuklarda emniyet kemeri hiçbir işe yaramaz..."

Aslında emniyet kemeri kullanmamızı en çok gerektiren bu süre ve bu mesafedir. Çünkü ölümlü trafik kazalarının % 80'i evinize 30-35 km uzaklıkta ve 55-60 km/h hızın altında gerçekleşmektedir. Ayrıca trafik kazası ölümlerinin % 35'i şehir içinde ve büyük olasılıkla günlük güzergahlar üzerinde meydana gelmektedir. Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Trafik Araştırma Merkezi Müdürlüğü'nce 1999 yılında Ankara'da trafik yoğunluğunun fazla olduğu 27 kavşakta gözlem yoluyla yapılan bir araştırmada, 40.587 özel araç sürücüsünden 8.557'sinin (%21, 08) emniyet kemeri kullandığı tespit edilmiştir. Bu çalışmada, arka koltukta oturan hiçbir yolcunun emniyet kemeri kullanmadığı rapor edilmiştir. EGM kaza istatistiklerinde 2001 yılında meydana gelen kazaların %88.79'unun yerleşim alanları içinde meydana geldiği ve yaralanmaların %66.03'ünün, ölümlerin ise %44.31'inin bu kazalar sonucu ortaya çıktığı görülmektedir (Bu verilere Jandarma tarafından denetlenen kırsal alan kaza istatistikleri dahil değildir).

"Emniyet kemeri düşük hızla seyir halindeyken pek işe yaramaz..."

Emniyet kemeri kullanmıyorsanız, 30 km/s hızda çarptığınızda bile, ağır yaralanma riski çok fazladır. Emniyet kemeri takmamış yaralıların % 70'i, 50 km/s'dan daha düşük bir hızda yol alırken yaralanmıştır. 50 km/s hızdaki bir çarpma, 4. kattan düşmeyle eşdeğerdir!

"Kaza yapmam, ben iyi bir sürücüyüm..."

İyi sürücülüğünüz sizin kaza yapmamanızı sağlayabilir, ama kötü bir sürücünün size çarpmayacağından emin misiniz?

"Kazada durumunda çarpma etkisini azaltabilecek güçteyim, direksiyona ya da kapı kollarına tutunurum..."

Bunu yapmak için saniyenin dilimlerini kullanabilseniz dahi, çarpma etkisi kendinizi frenlemek için kullandığınız kol ve bacaklarınızı kırıp, parçalayabilir. Çünkü kol kasları 25 kg'ın üzerindeki bir güce pek dayanamaz. Oysa, bir duvara 50 km/h hızla çarpma esnasında iki tonu geçen bir etki oluşur ki buna engel olmak için 75 kg güç gerekir. Emniyet kemeri 2, 5-3 tonluk bir etkiye direnebilecek şekilde tasarlanmıştır. Tutunabileceğiniz yerler bunlar için tasarlanmamıştır. Kemerin bağlanmaması durumunda, vücut ya ön cama ya da araç içinde bir yere fırlar. Ve bu durumda, tutunmak veya bir çocuğu kollarından tutarak korumak imkansızdır.

"Aracımdan dışarı fırlamayı tercih ederim..."

İstatistiksel olarak, kaza anında en iyi yerin aracınızın içi olduğu ispatlanmıştır. Aracın dışına fırlatılma durumunda, ölüm riskiniz 25 kat daha fazladır. Araçtan fırladığınızda yumuşak ve yeşil çimlerin üzerine mi düşeceğinizi sanıyorsunuz? Bir trafik kazasında araçtan hiçbir engele çarpmadan fırlamak neredeyse imkansızdır. Fırlama ile aracınızın ön camına, kaldırıma, kendi aracınıza veya başka bir araca çarpabilirsiniz. Emniyet kemeri araçta kalmanızı sağlayan ve sizi hayata bağlayan tek bağdır.

"Emniyet kemerinin kaza anında beni araç içerisinde kilitlemesinden korkuyorum..."

Kazaların çok az (% 0.5) bir kısmını oluşturan yanma ve suya dalma durumlarında panik içinde dışarı çıkmanız gerektiğinde dahi emniyet kemerinin fonksiyonu büyüktür. Çünkü aracın içinde sağa sola fırlatılıp bilincinizi kaybetmeyeceğiniz için dışarı çıkmak çok daha kolay ve çabuk olacaktır. Emniyet kemeri takanların, yangın durumunda yaşama şansı 5 kat, suya batma durumlarında ise 3 kat daha fazladır. Ayrıca kemerin sıkışma durumu çok ender bir durumdur. Bu güne kadar bilimsel incelemelerde ve kaza soruşturmalarının hiç birinde ortaya çıkmamıştır.

"Emniyet kemeri rahatsız ediyor..."

Aslında modern emniyet kemerleri oldukça rahattır. Bir çoğu da istediğiniz gibi hareket etmenize izin vermekte ve kaza anında otomatik olarak kilitlenmektedir. Bazılarının ise omuz yönünden gelen kayışını istediğimiz ölçüde gevşetebilirsiniz. Diğerlerinde de sizi fazla sıkmayacak derecede gevşetme payları bırakılmıştır. Emniyet kemeri bedeninize uymuyorsa, aracınıza daha genişini monte ettirebilir veya araç alırken böyle bir tercihte bulunabilirsiniz. Emniyet kemerlerinin rahatsız edici bulunmasının diğer bir sebebi ise onları kullanmaya alışmamış olmamızdır. Emniyet kemeri kullanımı bir tutum haline geldikten sonra insanlar emniyet kemerini rahatsız edici bulmamaktadır. Emniyet kemeri rahatsız edici olsa bile bu durum trafik kazası sonucu sakatlanan bir kişinin durumuyla asla kıyaslanamaz.

"Emniyet kemerine gerek yok, hava yastığım var..."

Hava yastığı yalnızca önden şiddetli çarpmalara karşı ek bir koruyucudur. Sürücü için hava yastıkları, kemerlerle sabitlenmiş olan vücudun, baş ile direksiyon arasındaki temasını engelleyen bir tamamlayıcısıdır. Hava yastığı emniyet kemerinin etkinliğini % 40 oranında artırmaktadır ve emniyet kemerine yardımcı olmak için araca yerleştirilmiştir. Hava yastıkları yandan çarpma ve savrulmayı önlemede hiçbir zaman emniyet kemerinin yerini tutamaz.

"Benim böyle bir şeyle karşılaşma ihtimalim oldukça düşük, bunlar diğer insanların başına gelir."

Bu bizim hayata bakış açımızdır. Kazaların sadece diğer insanların başına geldiğini düşünmek bizi rahatlatır. Ancak gözardı edilmemesi gereken gerçekler de vardır. Örneğin; her üç insandan biri hayatlarının herhangi bir zamanında meydana gelen bir araç çarpışması kazasında yaralanmaktadır. Bunun ne zaman başımıza geleceğini tahmin edemeyiz.

"Hamileler için emniyet kemeri sakıncalı olabilir..."

Motorlu araç kazalarında ceninin ölümü annenin de ölümüne yolaçabilir. Doğmamış çocuğunuza sağlayacağınız en güzel koruma üç noktalı emniyet kemerini kullanmanızdır. Bel hizasındaki şerit çıkıntı oluşturan hamile karnının alt kısmından, karına baskı yapmayacak şekilde geçmelidir. Omuzdan gelen şerit ise normal kullanımdaki gibi göğüs kafesi üzerinden çapraz ve normale göre daha gevşek şekilde geçmelidir. Emniyet kemerinin her iki şeridi de doğru kullanılıyorsa, cenin için hiçbir risk oluşturmaz ve hem annenin hemde bebeğin güvenliği sağlanmış olur.

"Emniyet kemeri benim problemim, başkalarını ilgilendirmez..."

Trafik kazalarının topluma trilyonlarca lira maliyeti vardır. İlkyardım, hastanede tedavi, yeniden eğitim vs, giderlerin tamamına yakını topluma yüklenmektedir. Kaza geçirenlerden emniyet kemeri kullanmayanların tedavileri, kemer kullananlara göre yaklaşık iki kat daha uzun süre ve maliyeti de beraberinde getirmektedir. Kişisel olarak aldatıcı bir özgürlük duygusu için hayatın ziyan edilmesi ya da kaybedilmesi nasıl kabul edilebilir? Aylarca hastanede yatmak veya ömür boyu tekerlekli sandalyeye mahkûm olmak bu basit özgürlük duygusuyla karşılaştırılabilir mi?

"Tirnak icinde ki bahanelerimizi uyguladiğimiz zaman doğum çok daha çabuk olabilir."
Bu günlük bu kadar yarın II. bölümde doğuma devam edelim.
Saygılarla.

 
Toplam blog
: 271
: 1289
Kayıt tarihi
: 20.02.07
 
 

Bütün canlıları seven, kendi penceresinden yaşamı anlamaya çalışan, onlardan bir şeyler öğrenmek ist..