Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ağustos '12

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Candan Erçetin ve mesajı

Candan Erçetin ve mesajı
 

Candan Erçetin


Ülkemizin çok nazik bir dönemden geçtiğini söylersek abartı yapmış sayılmayız her halde. İçten ve dıştan sürekli olarak varlığımızı tehdit eden güçlerin saldırısı altındayız ne yazık ki. Bundan tam bir asır önce Ulusal Kurtuluş savaşı vermiş, bağımsızlığımızı canlarımızı verme, kanlarımızı akma pahasına mücadele vererek elde etmiş olmanın bilincindeki bu ülkenin insanı olarak bana çok ağır geliyor bu süreç.

          Aslında ben bir vatandaş veya bir mühendis duyarlılığında bunu hissediyorum. Ama bütün bunlardan ayrı olarak bunu hissetmesi gereken bir grup daha var, sanatçılar. Çünkü; her sanatçı içinde doğup büyüdüğü toplumun bir üyesidir. Ressamın, şairin, mimarın, müzisyenin, duyguları düşünceleri, yaratıcılığı, kişiliği içinde yaşadığı toplumun koşullarına göre şekillenir, gelişir ve kişilik bulur. Bir toplumun sözcüsü olması gereken sanatçı eserlerinde o toplumun tarihi ve kültürel geçmişini, özlemlerini, yaşamdan beklentilerini, yönelişlerini, sıkıntılarını, ümitlerini vs. ortaya koymalıdır. Bundan dolayıdır ki sanatçıyı içinde yaşadığı toplumun sosyo-ekonomik ve duygusal dünyasından ayrı düşünemeyiz. Sanatçı toplumu etkilediği gibi kendisi de ait olduğu toplumdan etkilenir. Karşılıklı etkileşim vardır sanatçı ve toplum arasında. Bu özellikler de sanat eserinde rahatlıkla kendini göstermelidir. Sanatçı insanları yönlendirir onların duygu ve düşüncelerini geliştirir, güzelleştirir.

            Toplumdaki kültürel, ekonomik, politik, sportif hatta sanatsal unsurlar ve değişimler sanata yansır, yansımalıdır. Böylece özelde sanatçının genelde toplumun üslubu ortaya çıkar. Çünkü; sanat, sanatçı ve toplum birbiriyle etkileşim halindedir.

            Toplumsal yaşam sanatçıyı ve toplumu sanat eserini, sanat eseri de toplumu etkilemektedir. Sanatçı, yaşadığı çağın özelliklerinden, toplumunun dili inançları, dil ve edebiyat birikimi, yaşama biçimleri ve coğrafyasından beslenir ve etkilenir, ortaya koyduğu eserlerle toplumu etkiler. Ayrıca, sanat eseri yapıldığı dönemin kültürel, teknolojik, toplumsal, mimari özelliklerini de taşır. Sanat eserini meydana getiren çevresel ve kişisel unsurlar olup, kültür, dil, din ve coğrafya çevresel unsurlar, zekâ, sezgi, duygu ve dünya görüşü kişisel unsurlardır.

            Özerk insanların yaşadığı çağdaş toplumları yönlendirenler sanatçılardır. İnsanlar fikir dünyalarını ve kişiliklerini model olarak kabul ettikleri sanatçılara göre şekillendirirler. Bu açıdan bakıldığı zaman sanatçıların her hareketinin, her sözünün toplum üzerinde derin etkisi olduğunu söyleyebiliriz. Şairlerin, yazarların, tiyatrocuların, sinema oyuncularının, müzisyenlerin bilgi ve kültür seviyesi ya da söz ve davranışları topluma özellikle de gençlere model teşkil edeceği için son derece önemlidir.

            Yaşadığımız toplumda sanatçının geçirmiş olduğu aşamalar ile sanata yüklenen roller çağın gerektirdiklerine göre değişiklik gösterdiği açıktır. Buna paralel olarak da toplumun ve her koşulda sanatçının halktan kopamayışı, yaşanılan ülkenin sanatçı üzerindeki etkisi, ülke teması ile toplumsal sorunlar iç içe girmişliğindendir.

            Sanat ne içindir? Sorusunu tartışmadan; “Sanat toplum içindir” diyen eğilimin yanındayım ben. Çünkü; Sanatı da sanatçıyı da yaratan toplumdur. Toplum olmasaydı sanat olmazdı. O toplumun bir parçası olan sanatçı da toplum için sanat üretir. Sonuçta, “Sanat, toplum içindir” diyebiliriz.  Nasıl ki, “bilim için bilim”, “felsefe için felsefe” olmazsa, “sanat için sanat” da olamaz. Dünyada her şey insanlar için olduğundan Sanatta, topluma faydalı olursa bir değer taşır. Topluma hizmet etmeyen bir sanatın değeri yoktur.

            Sesi, müziği, eğitimi, kültürü, birikimi, toplumumuzun gerçeklerini bildiğine inandığım, duruşunu ve davranışlarını son derece beğendiğim gerçek sanatçı, Candan Erçetin Harbiye Açıkhava sahnesinde sevenlerinin karşısına çıktı, toplumsal duyarlılık içerisinde teröre karşı anlamlı bir mesaj verdi. Konserini iptal etmeyen sanatçı, "Şarkılar sadece eğlendirmek için değildir. Ağıt yakmak da hayata dair" dedi. Yaşanan son terör saldırılarından sonra şarkıcılar birer birer konser ve programlarını ertelerken, Candan Erçetin sahneye çıkıp "Dimdik ayaktayız" mesajı verdi seyirciye.

            Dolayısı ile Harbiye Açıkhava Tiyatrosunu dolduran binler teröre karşı tek yürek oldu. Erçetin'in mesajı da anlamlıydı: "Mutlu günlerde çalıp oynadık ama şarkılar sadece eğlendirmek için değildir. Ağıt yakmak da hayata dairdir."

            Sanatçı, "Cumhuriyet'le çizilmiş sınırlarımızı koruyan ve o çizgide hayatını kaybeden herkes için" anonsuyla Zülfü Livaneli'nin “Yiğidim Aslanım Burda Yatıyor" şarkısını seslendirdi. Ardından da, Yahya Kemal Beyatlı'nın ölümü anlatan şiiri “Sessiz Gemi”yi.

            Candan Erçetin gibi diğer sanatçılarda tıpkı onun yaptığı gibi toplumun ufkunu genişletmeli, gerektiğinde toplumu farklı dünyalara sürüklemeli kültürel, ruhsal ve fiziksel yaşamını daha anlamlı kılmalı, artı değer katmalı, toplumu geliştirmeli, bütünleştirmeli, insanlara moral katmalıdır.

Sonuç itibarıyla “sanatçı” topluma prejoktör tutan yolunu aydınlatan ve rehberlik edendir.

Güneş her akşam batıp her gün doğuyorsa,

Çiçekler solup solup tekrar açıyorsa,

En derin yaralar kapanıyorsa,

En büyük acılar unutuluyorsa,

Neden korkulur hayatta söyleyin bana. Diyor sanatçı Elbette şarkısında.

            Hayattan asla korkmadan selam olsun sana Candan Erçetin. Seni, inandığın değerler, verdiğin mesajlar, dik duruşun adına seviyorum.

Nizamettin BİBER

Uzman İnşaat Mühendisi

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..