Çandarizm

İlerde tarih yazıcıları için, 28 Ağustos 2007 tarihinin “özel” anlamı ve değeri olacağına benim kuşkum yok. Şunun ya da bunun açısından değil, bizzat “tarih” açısından gerçekten “tarihi” bir gündü.
bence de öyleydi...
50 yaşlarında iranlı bir arkadaşım var..
"modern" iranın savunucularından, geçmişte humeyni iktidarını çok destekleyenlerden..
şah reşimi onları o kadar bıktırmış ki, onlar da demokrasinin gelişmesinin yolunu
humeynide bulmuşlar..
onu desteklemişler..
humeyni iktidarı önce halkın mücahitlerini almış içeri, , onlar zaten terörist oldukları için ses çıkarmamışlar, sonra da tudeh lileri (komunist partisi) almışlar..
onlarda komunist oldukları için ses çıkarılmamış..
sıra bunlara gelmiş, sağolun bizi desteklediniz, ama bizim kurallarımız geçerli demişler, baskı altına almışlar
işkenceden geçirmişler, kimilerini öldürmüşler....
ama "bizi destekleyecek" kimse kalmamıştı artık dedi...
bunu anlatırken tabii ki alman faşizmine karşı gelmekte çekingen davranan
martin niemöllerin yazdığı dizelerden esinlenerek size aktardım..
28 ağustos tarihi bir gün olacak elbette..
ama kim nasıl "kutlayacak" bu beli değil henüz..
sayın çandar korkuya gerek yok diyerek
türkiyede insanların "korkuları" ile alay ediliyor..
siz de ediyorsunuz, hükümet de, biliyor musunuz ki,
korku son tahlilde fitili ateşlenmiş bir barut fıçısına dönüşür...
ben yurtdışındayım bana birşey olmaz..
ama seçim sandığında başörtüsünün altından saçları gözüküyor diye bir türbanlı tarafından aşağılanan ve halen travma geçiren 67 yaşındaki bir bayanın günahı ne??
"mahalle baskısına" boyun eğen ve kapanmak zorunda kalan genç kızların ne suçu var?? (: "oğlum gül cumhurbaşkanı olduğu gün kayseride nerdeyse bizim mahallenin hiç örtünmeyen kızların hepsi örtündü") bunlar normal demokratik gelişmeler mi..?
hükümetin bu mahalle baskılarının gelişmesinde hiç mi payı yok..?
"siyah türklerin" "esareti", yerini "beyaz türklerin" esaretine" mi bırakacak...