Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mayıs '18

 
Kategori
Anneler Günü
 

Canım Annelerimiz ….

Canım Annelerimiz ….
 

        Herhalde dünyadaki en güzel duygulardan birisi anneliktir. Hem anne için hem evlat için, çift taraflı çok yoğun ve güçlü bir duygudur anne evlat sevgisi. Bazı kimselere göre yeryüzünde mevcut olan duyguların en yücesidir ve başka hiç bir duyguyla kıyaslanmayacak kadar anlatılmaz şekilde içtenlikli yaşanan bir duygudur.

        Biz erkeklerin belki de hiç bir zaman anlayamayacağı ve yaşamayacağımız duyguların en içteni, en çıkarsızı, en özüdür annelik. Bugün Mayıs ayının ikinci Pazar günü, bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de Anneler günü bugün kutlanıyor. Mayıs ayının ikinci PAZAR GÜNÜ anne kokularıyla veya ana özlemleriyle doluyor içimiz.

        Bazı toplumlarda ve zaman içinde böylesine olağanüstü boyutta yaşanan duygu bile yeri geliyor zamana yeniliyor. Bu gün dünyada, annenin tarifini ve insanların bu duyguları azade edilmiş olduğunu sanan milletler (insanı yücelten, insan olduğunu hatırlatan bu duygu hiçe sayarak) anneliği yeniden tanımlamaya çalışıyorlar.

        Geçmişten günümüze Dünyada milyonlarca anne, çocukları tarafından sevgi ve saygı ile anılır. Anneler günü, anneleri onurlandıran bir gün olarak biliniyor artık. Dünyanın farklı yerlerinde farklı günlerde de olsa bu kutlamalar anneler içindir. Ama bizim toplumumuzda Anne sevgisi hiçbir şeye değişilmeyen karşılıksız sevginin adıdır. Yaşımız ne olursa olsun, «ah ana», «ah anam» der dururuz. Bizim dinimizde annelerin yeri ayrıdır zira "Cennet annelerin ayağı altındadır".

        Bir an Rahmetlik annemle geçen o nezaketli saygı ve sevgi dolu yıllar gözümün önünden bir film şeridi gibi geçmişin derinliklere doğru süzülüp gitti. Hatta canım annem, benim annem; yakışır bu günün başlığına diye düşündüm, sonra vazgeçtim. Bu gün ellerinden öpemesem de canım annam için ruhuna hayır dua ettim. Biliyorum herkesin annesi kendisine candır. Ama bütün anneler bizim annemizdir. Onun için ‘Canım Annelerimiz’ diye başlık koydum yazıma.

        Herkes, bizim toplumumuzda olduğu gibi annelerin kutsal kabul edildiğini sanır fakat bu sadece sözdedir. Örneğin, Rusya’da doğurmayan kadına “gerçekleşmemiş kadın” derler; yani anne olmayan kadın Ruslar için bir hiçtir.

        Anne ismi ne kadar yumuşak ne kadar sıcak ve bir o kadarda huzur veren bir kelime değil mi? Ben anne kelimesinin içinde çiçekleri, ben anne kelimesinin içinde yeşil ağaçları ve ben anne kelimesinin içinde sevgi dünyasını buluyorum. Annemin o sıcacık koynunda huzur buluyor, derin okyanuslara dalıyordum. Çocukluluğumuzda ilk öğrendiğimiz kelimedir anne. Dudaklarımızın arasından ilk çıkan o kelimedir. Bir yaşam boyunca ne zaman dara düşsek, ne zaman canımız yansa hep bu kelimeyi söyleriz. Yandımmmm anammmmmm. Yetişşş anammm. sözü de bunu en güzel örneklerinden birisidir.

        Zaman zaman içimden haykırmak geliyor avazımın çıktığı kadar Anneeee, Anneciğim diye. Belki de yaşımdan utanıyor dizginliyorum kendimi. Anne diye bağıran çocukların sesleri duyduğumda hoşuma gidiyor biliyor musunuz? Baba olarak kıskanıyor muyum diye sorguluyorum bazen kendimi. Geçen gün ne oldu anlatayım. Kızım geldi yanıma. Baba dedi!... Sen neden annem gibi bana sarılıp sevmiyorsun? Durdum kaldım. Yetişkin bir kız olsa da, o çocuksu halini, zeytin karası gözlerine baka kaldım... Sadece, sarıldım ve kızım annelerin sevgisi bir başkadır diyebildim. Gerçekten de doğruydu bu söylediğim. Çünkü biz babalar çocuklarımıza bir anne sarılışının sıcaklığını veya bir anne sevgisinin içtenliğini demek ki vermiyoruz.

        Biz babalar ne kadar seversek sevelim yavrularımızı, anneler gibi sevemiyor ve anneler gibi öpüp okşayamıyoruz. Onların sevgisine eş olmuyor işte izim sevgimiz.

… "Yeryüzünün tek kanatsız meleğidir anneler" demiş yazarlar çizerler...

… Bu gün işte o kanatsız meleklerin gününü mutlaka kutlayalım…

… Yeri geldiğinde evlatları için canlarını veren annelerin gününü asla ihmal etmeyelim…

        Zaman zaman o sevgiye zarar verdiğimizi, onu hırpaladığımızı zamanlar olsa da daha sonrasında bu güzel duygunun zorluklar karşısında daha da güçlendiğini anlarız. Aslında, annelerimizin üzerimize titremelerinden ve ilgilerinden zaman zaman sıkılsak da bu ilgiye her zaman muhtacız.

        Bizim inancımızda annelerin yeri ayrıdır zira demiştim. Bizim toplumumuzda ve Müslüman inanışına göre "Cennet annelerin ayağı altındadır". Ama ne hikmetse bizim Türk milletinin bir kısmında bizim kadar annelere küfür eden bir millet yoktur herhalde. Bizde maşallah trafikte anaya sayarlar, maçta oyuncun ve hakemin anasına kayarlar hatta sokakta başıboş gezen köpeğin bile anasına kayarlar. Durum oraya kadar vardı ki vatandaş kimi sövdüğünü farkında bile değil. Bazılarına göre tezahürat yerine kullanıldığı bile olur. Örneğin: "Vay anasını ......... O su nasıl icat etmiş" gibi.. Öbür taraftan analarımızla karşı karşıya geldiğimizde hiç sıkılmadan ellerini öperiz. Anneler günü de cabası...

        Malum, özellikle ülkemizin taşra köylerinde ve şehirlerin kenar mahallerinde tazecik, körpecik beyinlerin dillerine düşen anne kelimesi, erkek çocukların ağızlarındaki küfürler mahalledeki oyunlarını yansır. Çocuk oyun oynarken en kötü oynayan kişi olarak anneye kotlar. Başarısızlığı akdedilen maalesef 'anne' olur, yüksek puanı alan baba olur. Bir düşünün gerçekten muazzam derecede değer verebiliyor muyuz annelerimize?... İnsan kutsal saydığı bir şeyi böyle şeylere alet eder mi? Lütfen daha fazla anneler kutsaldır deyip kutsalları ele ayağa düşürmeyi izin vermeyelim ne olur...

Saygılar…

 

Not:

        Sevgilerin en güzeli ve değerlisi olan anne sevgisi başka hiçbir sevgi ile karşılaştırılamaz. Anneler kanatsız melekler olarak nitelendirilir. Bunun sebebi bizi bu dünyadaki tüm kötülüklerden koruyor olmalarıdır. Açlığımızı bizden daha iyi takip ederler, biz üzülürsek bizden daha fazla üzülürler, tüm dertlerimize çare ararlar, hasta olunca bizi iyi ederler.

        İslam öncesin de Türklere ait bilgiler, M.Ö. 4000-4500 yıl gerilere kadar ulaşmaktadır. Türklerin bu köklü bilgileri arasında kadının temel nitelikleri; “Annelik” ve “kahramanlık” efsaneleri karşımıza çıkmaktadır. Türk mitolojisinde kadın, gayet yüksek bir mevkide tasvir edilmektedir. Yaradılış destanına göre kadın, kâinatın yaratılışına sebep olan ilham kaynağı olarak görülmüştür.

        Yine tarih kaynaklarında Türklerin kutsal ve önem verdikleri haklara, “Ana hakkı” dedikleri ve bunu da “Tanrı Hakkı” ile eşit tuttuklarını göstermektedir. Türkler, annelik vasfına verdikleri önemden dolayı içinde yaşadıkları ve doğup–büyüdükleri toprağa “Ana-vatan” demişlerdir. Hukuki kurallar olarak en öncelik verdiğimiz temel yasalarımıza da “Ana-yasa” diyoruz. Çağlar geçmesine rağmen annelik vasfı ile Türk kadınları; Türklerin en değer verdiği şeylere isimlerini vermeye devam etmekteler.

        Türk tarihinde ve kültüründe Türk kadını, hem toplum hem de devlet içerisinde bir değere sahiptir.

Eski Türk boylarında, kadın özgür ve eşit bir toplumsal konuma sahipti. Araştırmaları baktığımızda? Orta Asya’da, Türk kadınlarının toplumdaki yeri ve önemi o kadar önemlidir ki, bugünkü Avrupa'da dahi kadına verilmeyen haklar o günün Türk toplumunda vardı.

        Ama ne yazık ki bu kadar derin ve köklü bir kültür geçmişimiz olmasına rağmen Anne sevgisi, Anne değeri ve önemi yine Avrupai olmuştur. Pekâlâ, neden kendi değerlerimizi, kültürümüzü sahip çıkmıyoruz. İşte burası çok önemli. “Geçmişini bilmeyen geleceğini çizemez” Atasözü yirmibirinci yüzyılın Türk insanına tarif eder. Açıkçası okuma özürlü, araştırmadan yoksun, Türk tarih bilgisinden bihaber millet durumundayız.

        Yukarıda yazdığım bilgiler ışığında İlk anneler günü kutlamaları çok eskilere yani Türk mitolojisinde yer almasına rağmen yine maalesef, “Anneler Günü” kutlaması özellikle bizim kaynakları baktığımızda göreceğiniz yazı kaynaklarındaki anlatımlar şunlar olacaktır:

“1908 yılında, Anna Jarvis annesini kaybettikten sonra her yıl düzenli olarak annesini anması ile başlayan “Anneler Günü” kutlama serisi, Amerikan Kongresi’nin 1914 te bu olaydan etkilenip, ülke çapında kutlanan bir gün olması yönündeki kararı ile ilk kez resmi olarak kutlandı. Türkiye’de ise 1955 yılından bu yana resmi olarak her yıl Mayıs ayının 2. pazar günü anneler günü olarak kutlanmaktadır” betimlemeleriyle karşılaşırsınız.

        Günümüzde, kutlamalar hayatımızdaki yerini korumaktadır. Bayramlarda dostlarımızın bayramlarını “kut”larız, Doğum günlerini “kut”larız, Evlilikleri “kut”larız, bu gün Mayıs ayının ikinci Pazar gününde Anneler gününe de kutlayalım. Bizim inancımızda annenin yeri ve önemi tartışılmaz. Bunu böyle bilelim.

Recep ASLAN  

 

 
Toplam blog
: 30
: 411
Kayıt tarihi
: 18.01.18
 
 

Denizli Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğünden emekli. Denizli'de Merkezde Yaşıyor. ..