Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ocak '12

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Canım benim

"Bu sabah güllerimi budadım" diye yazar dostuna. Diğeri, çok memnun kalır sadece bir cümlelik bu mektuba. Cevaben, bir sürü sayfalar karalar. Fakat, hiçbirini beğenmez. Ta ki, neden sonra, o da bulur bir cümlecik cevabı, "Bu sabah, ben de güllerimi budadım"

"Birbirlerinin dostluklarında dinlenebilen insanların içinde sevgi vardır"

"Canım benim" diye konuşan bu dostumun, her "canım benim" deyişi; -"nasılsın, ne yapıyorsun, iyi misin, seni severim, senden memnunum, seni özledim, devamlı görmek isterim, ben, kendimle barişik haldeyim, sen de öylesin, seni gördüğümde pozitif enerjiyle doluyorum..." gibi mesaşlar çağrıştırır kafamda ve duyduğum bu iki sıcak sözcükten sonra içimin ne kadar huzurla dolduğunu hissederim. Ayrıca da, "sevgimi taşıma işini yüklendiği için bu iki sözcüğe minnet duyuyorum" der, gibi gelir bana...

"Bir cana, taa içten "canım" diyebilmek, insan için imrenilecek bir ölçü olsa gerek"

"Düşüncede sevginin çiçeklenişidir bir cana, taa içten bir "canım" deyişimiz."

"Saygı eğitimi kişiyi, kendisine yakışmayan davranışlardan korur"

Sormak, ilgi ve meraktan doğar. Merakın uyanması, ilgi duymaktan geçer. Sevgi ilgiye, ilgi bilgiye yol açar. Anlamanın belirtisi sevinçtir. Coşkulu insanlar sevinçlerini de paylaşırlar. Sevgi, insanın yaşamına renk, anlam ve lezzet katar. Sevgi ve mutluluk, en yalın haliyle paylaşmaktır.

***

Bilinçli ve verici olmak insanı yetkin bir yaşam biçimine götürür. Yetkin bir yaşam korkularla, endişelerle, karmaşalarla değil, eksiksiz bir insanı gerekli kılar.

Çoğu kişi, kendi öz benine erişebilmek için kendinde bazı şeylerin eksik olduğunu duyar. Bilinçli bir kimse olmak insan varlığının tam bir uyum içinde olmasını gerektirmektedir.

Uyum, uygunluktan; uygunluk da dengeden ileri gelir. Uyum olmadan gerçek eylem olamaz. Yani, eylem, ancak uyumlu olduğunda bireyin temel eğilimleriyle ahenk sağlar. Aksi taktirde insan, yaptığı ve olduğu şey arasındaki çelişkiyi anlar ve ıstırap çeker.

Çağdaş insanların birçoğu uyumsuz durumda. Uyumsuzluk, akla çelişkiyi; çelişki, çekiştirilmeyi; çekiştirilme de, bunaltıyı anımsatır.

Uyumsuzluk, bireyin çalışma yaşamıyla ya da yaşadığı çağla değil, kendi kendisiyle ilgilidir. Nedeni de, içindeki sayısız çatışmalardır.

Günümüz insanı, aklının ya da bilinçli düşüncesinin değil de, hastalıklı heyecansallığının (üstün olma isteği, gibi) ardından gitmektedir.

Eğer bilinç bir göl büyüklüğünde ise, bilinçdışı, bir okyanus büyüklüğündedir.

Uyum olmadan ne sevgiden ne de dostluktan söz edebiliriz.

Sevgi, vermek; vermek de bir şeye sahip olmak anlamına gelir. Bir şeye sahip olmak ise, ruhsal açıdan güçlü olmanın kanıtıdır.

***

"Ah! kimselerin vakti yok

Durup ince şeyleri anlamaya" (Gülten Akın)

***

"Yaşamını, iç gerçeklerinin aynası yerine koyarak sürdürmek, kendine güvenen insanların işidir"

Alaettin Morgül / 17.01.2012 

 
Toplam blog
: 193
: 1086
Kayıt tarihi
: 02.02.10
 
 

İsveç`in Göteborg şehrinde oturmaktayım;  evli ve bir kiz bir oglan iki çocuğum var. İsveç`te..