- Kategori
- İzmir
Canım dilber şehir
Böyle bir manzara, dünyada yalnız İzmir'de görülebilir.
Kulaklarımda, Dario Moreno’nun unutulmaz şarkısı; “ Canım dilber şehir, eski sevgili İzmir “, gözlerim kapalı, bütün semtlerinde, cadde ve sokaklarında dolaşıyorum memleketimin. Ne kadar zor şeymiş senden uzak kalmak, sana hasret yaşamak İzmir.
Öyle özlüyorum ki seni, kelimeler yetersiz kalır.
Yarım kalmış fırtınalı bir aşk gibi özlüyorum seni.
Her sabah doğan güneşini özlüyorum, tüm kenti bir anda sarıveren.
Güneş gibi sıcak insanlarını özlüyorum, tüm kenti dolduran.
Ah, nasıl özlüyorum seni ve nelerin hasretini çekiyorum İzmir, bir bilsen!
Boyoz, tulum peyniri çay eşliğinde Pasaport keyfini özlüyorum.
Bir şark masalı gibi, her bir köşesi sürprizlerle dolu Kemeraltı çarşısını özlüyorum.
Kordonda bir aşağı bir yukarı gezinmeyi, şıkır şıkır mağazaların vitrinlerini seyretmeyi ve ardından, Körfeze karşı bir kahve molasını özlüyorum.
Kadifekale, Asansör, Teleferik, Yamanlar sırtlarından tüm şehri kuşbakışı izlemeyi özlüyorum.
Kuş cıvıltıları arasında, Manolya ağaçları, çeşitli çiçek ve yeşillikler içinde serin serin dolaştığım Fuar’ını özlüyorum sevgili İzmir.
Ve doyulmaz an, vapura binip, martılar eşliğinde körfez sularını yara yara Karşıyaka’ya süzülmek, ah ne büyük keyiftir o.
İşte, memleketimde, doğup büyüdüğüm topraklar üzerindeyim, neler hatırlıyorum, neler özlüyorum, bir bilseniz. Çocukluğumu yaşadığım eski cumbalı Karşıyaka evlerini, bahçelerden yayılan nergis, yasemin kokularını, bunların hepsini çok, ama çok özlüyorum.
Süslü püslü, şıngır mıngır caddeleri turlayan faytonlarını,
Mis gibi sütlü sakız dondurmacılarını,
Sık sık, hayır niyetine sokaklarda dağıtılan sıcak lokmalarını,
Akşamüzeri, kaplarının önünü yıkayıp, masalarını çıkararak tatlı tatlı çay sohbetine dalan komşuları,
Pıtrak gibi körfezi dolduran beyaz yelkenlileri,
Yemek sonrası, ziller çalarak bisikletleriyle tüm sahile yayılan gençleri ve genç yaşlıları,
Yaz sıcaklarının vazgeçilmezi, bahçe sinemalarını özlüyorum.
Gece, mehtapta körfez sularını hareketlendiren yakamozları ve her iki yakada sabaha dek sürecek ışıkların büyüleyici dansını özlüyorum.
Biliyorum, bunların birçoğu gerilerde kaldı, ama ne yapayım, ben yine de çok özlüyorum. Eski sevgili İzmir, canım dilber şehir, hep seninleyim.
Not: Beğendiyseniz, aşağıdaki yazımı da okumanızı öneririm.
.http://blog.milliyet.com.tr/bir-zamanlar-karsiyaka/Blog/?BlogNo=16591