Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Temmuz '08

 
Kategori
Aile
 

Canım Oğlum.... Ellerin hep avuçlarımda olacak..

Canım Oğlum.... Ellerin hep avuçlarımda olacak..
 

-Allah kahretsin yaa yine başladı ağrı. Şu seneyi hayırlısıyla atlatsak da bir doktora gitsem.

-Ne alâkası var sen mi gireceksin ÖSS ye git bir doktora.

-Olsun ters bir şey çıkar oğlanın dengesi bozulur.

Nermin'in son dönemlerde göğsündeki sinsi ağrı artmaya başlamıştı. Geçen yıl çektirdiği mamografi sonrası bir sürü tetkik istemişti doktoru. Yaptıramamıştı Nermin. Eline gelen kitle her geçen gün biraz daha büyüyordu. Göğüs ucu içeri doğru çekilmeye başlamıştı. Renkli kokulu sıvı canını sıkıyor ama kimseyle paylaşmıyordu. Ekonomik durumları çok bozulmuştu. Oğlunun okul, dershane taksitleri, servis parası ev ve iş yeri kirası derken doktora gidecek parayı bulamıyordu. Nasıl olsa yaşadıklarının ve kitlenin kimse farkında değildi...

Hayata dört elle tutunuyordu. Umudu vardı. Bu sene oğlu ÖSS'yi kazanacaktı. Çok çalışıyordu.

Mayıs ayında sıvı kanlı gelmeye başlayınca hissettirmeden doktora gitti. Duydukları karşısında şok oldu.

-Sana söyledim Nermin. İhmal edilmemesi ve takip edilmesi gerekiyordu. Üzgünüm kansersin.

-Biliyorum doktor. Şimdi ne yapacağız kimseye hissettirmeden onu söyle.

-Eşin bilmek zorunda.

-Hayır değil. Güldürme beni. Yaşadıklarımı farketmiş olsaydı, yani aramızda o yakınlık olsaydı bu gün burada olurdu.

-Sende haklısın. Ama yinede bilmeye hakkı var.

-Kimse üzülsün istemiyorum.

-Göğsünü almak zorundayız. Akciğerede metastas yapmış. Smear testi sonuçlarında iç açıcı değil. İntahar ediyorsun Nermin.

-Oğlum sınava girecek. Bunu herşeyden çok istiyorum. Hissettirmeden ameliyat olur, sınav sonrası kemoterapiye başlarız. Olur mu?

-Sınava 1 ay var Nermiinn!!!! Ölüme oynuyorsun..

-......

-Tamam. Hoşçakal..

-Nermin!!!

Her gün biraz daha artıyordu ağrıları. Belli etmemek için yüzüne bir sürü fondöten, allık sürüyordu. Kilo kaybı da başlamıştı. Ölüyordu ve bunu biliyordu. Ama umudu vardı. Oğlu ÖSS'yi kazanacaktı.

Haziran ayı geldi ve ÖSS yapıldı. Oğluyla gurur duyuyordu.

-Anne artık sınav bitti. E iyi de geçti. Tatili hak ettim.

-Tabii oğlum. Bizde babanla konuştuk zaten şöyle 15-20 gün Antalya'ya arkadaşın çağırıyor nasıl olsa gidersin.

Oğlunu tatile gönderdikten hemen sonra Çapa'ya gitti. Hemen yatırdılar. Bu arada eşi 10 günlüğüne iş seyahatine çıkmıştı, kendisi de senelik iznini aldı. Hiç kimse hiçbir şey bilmesin istiyordu halâ. Ev telefonunu cep telefonuna yönlendirdi hastahanede olduğu süre içerisinde.

-Ameliyattan sonra kemoterapiye hemen başlamamız gerekiyor Nermin hanım. Akciğerleriniz çok kötü. Rahim de var gündemde.

-Tamam doktor.

Eşinin döneceği gün hastahaneden taburcu oldu. İlk iş kuaföre gidip saçlarını çok kısa kestirdi. Ayakta duracak hali yoktu. Eve gidip hemen yattı. Eşi akşam 10 uçağıyla gelecekti.

Saat 4 gibi gözlerini açtı. Yavaşça kalkıp banyoya geçti. Aynada ki yüzünden korktu ilk kez. Sapsarıydı. İlk kez ağladı. Çok yalnız ve güçsüzdü. Aynanın kenarında ki fondöteni 2 kat sürdü yüzüne. Kirpiklerine rimel, dudaklarına da ruj sürdü. Bir heykel cansızlığıyla soyundu. Artık memeleri yoktu. Kocası üzülür müydü acaba:)))? Zaten küçük göğüslüydü fark etmeyeceklerdi bile.
Eğer bu hastalıkla baş edebilirsem silikon taktırırım sexi bir kadın olurum diye geçirdi içinden umutsuzca..

-Merhaba Nermin. Naber? Oğlandan haber var mı? Sen kilo vermişsin yaa. Saçlarının hali ne öyle? Estiler sana galiba.

-Hıı estiler. Yakında 3 numaraya vurduracam zaten. Sana da seyahat yaramış. Yanmışsın. Denize mi gittin?

-E Güneye uğramışken 2-3 gün dinleneyim dedim.

-İyi yapmışsın. Yakışır benim kocama.

-Yemek yok mu?

-Yok. Ben karpuz peynir ekmekle geçiştirdim. Yarına full mönü emrinizde olur.

-Çok aç değilim zaten uçakta atıştırdım.

Nermin sabaha kadar uyumadı. Oğlunun odasına gidip yastığı ağzına kapatarak öksürdü. Bir taraftanda bebeklik resimlerine baktı...

Sabah eşini uğurladıktan sonra çalışma masasına oturup oğluna, eşine ve dostlarına birer mektup yazdı. Nefesi çok sık daralmaya başlamıştı.

Bu gün ÖSS sonuçları açıklandı. Kazanmıştı oğlu. ODTÜ Kıbrıs Bilgisayar Mühendisliğini istiyordu.

Hayır dedi Nermin. İstanbul'da okuyacaksın. ODTÜ olmaz İTÜ olur. Ama burada olacaksın. Ekonomik olarak müsait değiliz. Hem benim sana ihtiyacım var..

ÖSYM sonuçları geldiğinde artık yolun sonuna geldiğini hissediyordu Nermin. Öksürük krizleri tüketmişti onu. Kemoterapiye hemen başlamalıyız denmesinin üzerinden 45 gün geçmişti.

İTÜ bilgisayar Mühendisliğine yerleşmişti oğlu.

O gece bir tuhaf hissediyordu kendini. Dolabı açıp bir kadeh rakı koydu kendine. Oğluna sende içermisin diye sordu. Evet cevabını alınca masayı hazırladı. Halsizlikten elleri titriyordu. Son bir gayretle kavunu da kesti. Masada oğlunun karşısındaydı artık. Aşırı terliyordu. Üçü kadeh kaldırdılar geleceğe...

-Seni çok seviyorum anne.

-Bende seni oğlum. Bende seni umudum... Şunu aklından hiç çıkartma, seni nerde olursam olayım hep seveceğim. Dualarım hep seninle olacak. En zor anlarında arkanda ve o küçükken olduğu gibi ellerin hep avuçlarımda olacak.

Ertesi sabah oğlunun resmini, birkaç kıyafetle birlikte valize koydu Nermin. Yazdığı mektupları herkesin yatak odasına bıraktı. Son kez evine baktı ve kapıdan çıktı. Otobüs terminaline gitti.

Bursa'ya bir bilet aldı. Balayına ilk gittikleri otelde yer ayıtmıştı. O dönemde pahalı şimdilerde 3. sınıf bir otel. Son kalan iki bileziğini satmıştı.

Otobüs terminale vardığında Nermin vücudunun buz gibi olmaya başladığını hissetti. Bir an önce otele gitmek istiyordu.

Odasına girdi ve hemen valizden oğlunun resmini çıkarttı. Ter içindeydi. Boğazından hırıltı şeklinde sesler çıkıyordu. Ağrıları had safhadaydı dayanamıyordu artık. Son bir gayretle banyoya girdi. Kısacık bir duş aldı. Dişlerini fırçaladı. Ojelerini çıkarttı. Pijamalarını giyindi. Canı sıcak bir çay istemişti. Resepsiyonu arayıp rica etti. Az sonra çalan kapıyı güçlükle açtı.

-İyi misiniz efendim?

-Değilim. Lütfen sabah kahvaltıya inmezsem yedek anahtarla odama girin. Kayıt bilgi formunda da ulaşacağınız telefon numaraları var.

-Doktor çağıralım mı?

-Yo yo hayır. Gerekirse sizi ararım. Hem çok kötü olsam çay istemezdim değil mi? İyi geceler.

Çayını büyük bir keyifle içti. Üçünün olduğu resime uzun uzun baktı. Oğlunun resmini göğsüne sıkı sıkı bastırıp gözlerini kapattı...

Gözlerinde siyah gözlükler, siyah takım elbiseyle de pek yakışıklı olmuş oğlum. Sana bunu yaşattığım için affet beni.. Sarı gül sevdiğimi de unutmamış küçüğüm... Ne o ağlıyor musun? Kıyamam sana ben.. Annen artık karanlıktan korkmuyor... Işığım sen olacaksın..

Nur Zeynep.

30.Temmuz.2008

Öykü denemem

 
Toplam blog
: 347
: 1365
Kayıt tarihi
: 31.10.07
 
 

İstanbul 25 Temmuz : /… İşletme tahsil ettim. Özel ilgi alanım olduğu için 2 yıl Psikoloji okudum..