Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

24 Aralık '12

 
Kategori
Gelenekler
 

Canım Yorganım ...

Canım Yorganım ...
 

Çocukluğumda kendime ait bir odam, odamın içinde kendime ait bir yatağım olsun isterdim,

Çok çocuklu bir ailenin en alttan üçüncü ferdiyim, o yüzden bana hiç kendi odam kendi yatağım nasip olmadı. Üç odalı evimizin tahta zeminli üst odasında dört kardeş yan yana serilmiş yer yataklarında yatardık, üzerimiz de ise bizleri kucaklayan üzeri saten kaplı içi pamuk dolu bir yorgan olurdu. Sımsıcak tutardı, üşüdüğümü hiç hatırlamıyorum bile…

İşte ben o yorganı özledim, ne kocaman bir yatak ta ne de kendime ait bir odada gözüm var, yorganımı istiyorum…

Bizim evde yorgan kaplamak büyük zevkti, benim kız kardeşimle en sevdiğimiz oyundu. Rahmetli annem ne zaman tertemiz yıkadığı yorganı kaplamak için tahta sofaya serse yorganı önce üzerinde zıplar sonra dağıtırdık içine koyulacak pamukları. Annem elinde oklava kovalardı bizi, kaçar saklanırdık aşağıdaki odunluğa, kıkır kıkır gülerdik hemen bulurdu annem bizi, tutar kulaklarımızdan yorganın içine bırakır şimdi sizin ikinizi de buraya dikeceğim der, gülerek yuvarlanırdık yorganın içinde…

Annem yapardı bizde yorganları, altına dikilecek bembeyaz kumaşı da üzerine dikilecek saten örtüyü de, ipliklerini de annem seçer kendi elleriyle dikerdi. Saten örtülerin üzerinde el işlemeleri olurdu o işlemeleri de annem kendi elleriyle yapardı.

Ağabeyim Erdal’la en sevdiğimiz zaman da bu yorganları dövme işi bize aitti. Kış ve soğuklar bitince annem onu sofaya ip gerip üzerine astığında ikimizin de eline birer kalın ağaç dalı veya çamaşır tokacı verirdi,  “hadi bakalım tozunuz attırın” dedi mi vur ha vururduk…

Sen az toz çıkardın ben az daha fazla derken bir bakardık ki tüm yorganlarının tozunu attırmışız…

Çok iyi hatırlıyorum, annem elimden tutar faytona biner Küçüksaat civarındaki yorgancılara giderdik, yorgancıların dükkânının önünde içi pamuk dolu üzeri işlenmiş satenden çeşit çeşit yorganlar asılı olurdu, sanırdım ki onların hepsini benim annem yapmıştı. Hepsi annemin yaptıklarına o kadar benziyordu ki. Uzun zamandır gitmiyorum oralara, şimdi kaldı mı bilmiyorum yorgancılık ya da yorgancı dükkânları ama bu mesleğin diğer meslekler gibi gün geçtikçe azaldığını okuyorum.

Rahmetli annem o kadar titiz kaplardı ki yorgan yüzlerini, babam uğraşma hanım altı üstü bir yorgan ne uğraşıyorsun dediğinde küplere biner, öyle deme “Yorganlar bizlere yani insanlara benzerler, ancak yüzlerine bakarak anlarsın ne mal olduğunu” derdi.

Mavi, kırmızı ve pembeden oluşan saten yüzlere öyle güzel desenler işlerdi ki sanki tarihi eserleri nakşederdi üzerlerine, bir taraftan da söylenirdi “Yorgan deyip sakın geçmeyin.”

Oklava vurarak attırdığı pamukları da özenerek koyardı saten yüzün altına, bir tarafında ne eksik kalırdı ne de göze batan en ufacık bir şişkinlik yapardı. Tüm düzenlemeleri bittiğinde ise eline alır yorgan ipliği ile yorgan iğnesini, kenarlarını sanki makineden çıkmış gibi dikerdi…

Adana ve çevresi Beyaz Altın yani Pamuk diyarı olarak bilinirdi, son Tarım uygulamaları ve ithalat kararları yüzünden birçok çiftçi artık pamuk da ekmekten vazgeçti Adana da. Çarşıya veya AVM’lere gittiğimizde bizim anadan kalma yorgan bulmak sor derece zor hatta imkânsız. Şimdiki yastık ve yorganlar sentetik ürünlerden ibaret.

Zaten ülkede kalorifer ve doğalgaz alışkanlıkları arttıkça insanlarımız ısınmak için pamuklu kalın yorganlar yerine nevresimle idare ediyorlar. Galiba yorganlar da artık bu yüzden aranır olmaktan çıktı. Eğer hafızam beni yanıltmıyorsa yorgan üreticileri kumaş ihtiyaçlarını Sümerbank’tan karşılardı, o da yakın tarihte kapatıldı. Son yerli malı üreten kaleydi ama olan oldu artık. Olan oldu diyorum çünkü yapacak bir şey yok. Onlar sessizliğimizin duyarsızlığımızın ve yoksulluğumuzun kurbanı oldular diğerleri gibi…

Yorgan kullanımı azaldı yorgancılık bitti, yerli malı neredeyse hiç yok, annem zaten çoktan bırakıp gitti, olan bana olmuş anlayacağınız “Canım yorganım” da yok artık…

Hatırlıyorum da çok sevdiğim neredeyse ilk göz ağrımız bir yeğenim vardı, kendi yastık yorganının dışında hiçbir şeyle yatmazdı, nereye gitsek annem onun yastık ve yorganını da yanında götürürdü. Şimdi kocaman oldu evlendi, merak ediyorum yorgan anamın yaptığı gibi pamuklu saten kaplama yorgan mı yoksa sentetik mi?

Diyelim hayatınızın her aşaması yorgan altı sıcaklığında olsun, mutlulukla kalın…

 

Erdoğan Özgenç

  

 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..