Çankırı İçin

Anadolu’nun kadim tarihi uzun yıllar öncesine gider. Ve o uzun yıllar öncesinde Anadolu topraklarında yaşam alanı bulanlar, günümüze kadar ulaşabilen çeşitli oluşumlar, kültürler ve değerler bırakmışlardır.

Neolotik çağdan bu yana Anadolu’nun çeşitli coğrafyalarında oluşturulan eserler incelendiğinde, o dönemlerde, teknik yetersizliklere ve imkansızlıklara rağmen, devasa sayılabilecek boyutta eserlere de imza attıkları görülmektedir.

Peki, nedir o insanları bu eserleri yapmaya iten neden ya da nedenler !

Hiç kuşkusuz bu sorunun cevabı tarihin tozlu sayfalarında gizlidir. Ancak, o insanları buna iten nedenlerin başında bana göre var olma dürtüsü yatmaktadır.

Bir toplumun, bir ailenin, bir kişinin bulunduğu coğrafyada söz sahibi olabilmesi, ellerinde bulundurdukları değerler ile ölçülebilmektedir. O değerlere sahip olunması ise çalışmak ile olur. Kitleleri bir araya getirip , inanılan doğrular etrafında mücadele edilmesi ile olur.

Anadolu’nun bir yerleşim birimini diğerinden ayırmak mümkün değildir. Yani, Anadolu coğrafyasında yaşayanlar hangi şehirde olursa olsun yaşam tarzları, kültürleri, ekonomik durumları, toprağa olan bakış açıları ile hep aynı olmuştur.

Çankırı’da Anadolu’nun bir ayrılmaz parçasıdır. Çankırı’nın var olan ihtiyaçları ve halkının gereksinimleri bir diğer kentimizden farklı değildir. Yetkili ve etkili kişilerin bunu göz ardı etmemesi gerekmektedir. Çankırı köylüsünün ne bir Sivas köylüsünden, ne bir Diyarbakır, batman, Van köylüsünden, ne bir Aydın, Konya, Çanakkale köylüsünden farkı yoktur.

Bu bağlamda, devletimizin çeşitli yörelere yaptığı yatırım ve teşvikleri aynen Çankırı’ya da uygulamasını istemek yerinde ve haklı bir istek olacaktır.

Bu isteğin yerine getirilmesinde öncü ve katalizör görevini üstlenmek ise Çankırılı siyasilere düşmektedir.

Aylardan beri bu sütunlarda yazıldı, çizildi, dile getirildi.

Getirilmeye de devam edilmektedir.

Çankırı milletvekillerine yönelik çağrılarda da bulunuldu. Ancak hiçbir sayın milletvekili çıkıp ta o çağrıların altına iki satırlık bir yazı yazmadı. Olumlu ya da olumsuz. Düşünce beyan etmedi.

Bir değerli yazarımız günlerden beri yazdıkları ile Çankırı için yapılması gerekenler konusunda görüş ve düşüncelerini dile getirmektedir. Çankırı’da belli görev üstlenmiş insanların burada çıkıp bir iki satırlada olsa açıklama yapmaları gerekirdi düşüncesindeyim. Yani en azından, devlet memuru sıfatı olmayan yetkililerin belli normlarda açıklama yapması ve yapılacak çalışmaları organize etmesi ve bilgi vermesi gerekirdi.

Bir başka değerli yazarımız ise haklı olarak Çankırılı kadınların çeşitli oluşumlarda yer almamasının nedenlerini sorgulamaktadır. Oysa ki bir toplumda sayın yazarında değindiği gibi kadınların yapılacak çalışmalarda yer almaması düşünülemez.

Kurtuluş Savaşı’nda cephe gerisinde olanca gücü ile savaşa lojistik destek veren ve bu uğurda şehit olan kadınlarımızı düşünürsek sayın yazarın bunu istemekteki haklılığını görürüz.

Bir başka mücadele ise Kurşunlu Dağören köyü insanının verdiği mücadeledir. Kendi deyimleri ile “kuru ağaçtan düdük çıkarma” çabasında olan bu insanların bir şeyler yapma mücadelesi ve haklılığı göz ardı edilmemelidir.

Çankırı coğrafyasında dikkate alınması gereken sorunlar oldukça fazladır.

Sorunların üstesinden gelmek ise bana göre birlik ve beraberlik ile mümkündür. Organize olmamış, halktan kopuk, kendisini kabul ettirememiş oluşumların diğerleri ile birlikte “ben merkezli düşünceden” uzaklaşarak ortak müştereklerde yola devam etmeleri kaybettirici değil aksine yarar sağlayıcı olacaktır.

Sorunlarının çözümü için mücadele eden, yola çıkan, fikir üreten, yol gösteren insanlara destek vermek, o sorunların yarı yarıya çözümünü getirir. Kuru laf ile bu işler olmaz. Düşünceleri düşünce bazından çıkarmak ve harekete geçirmek gerekir. Yani yapılacak olan işleri ucundan kıyısından tutmak gerekir.

Güneydoğu illerine sağlanan ekonomik teşvik ve yatırım kararlarına bakıldığında, o illerin bir çoğunun Çankırı’dan ekonomik olarak önde olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir. O yörelere çeşitli imkanlar sağlanırken Çankırı ve Çankırı gibi teşvik ve yatırım bekleyen illerin göz ardı edilmemesi gerektiğine inanıyorum.

Çankırı halkı kendi yağı ile kavruladursun, devletin çeşitli imkanlarından faydalanan yörelerin Çankırı’dan farkı nedir sorusu akla gelmektedir.

Çankırılının haklı olarak talep ettiklerini çeşitli platformlarda dile getirmekte öncelikle Çankırılı siyasetçilere düşmektedir...

Bu bağlamda Çankırı için yola çıkanlara başarılar diliyor ve kolay gelsin diyorum...