Cankurtaran’da şiir dinletisi (2)

Günümüzde çoğu kimseler, sanatçıyı anlayamazlar. Sanatçı, güzelliklere aşık olur. O, alışmış evrenin dışında yaşar. Güzel bakışlar ya da bakmayışlar esin kaynağıdır onun için. Sanatçı, bir okurdur. Sanatçı bir yazardır. Sanatçı, hiç kimseyle ilgili olumsuzluk düşünmediği gibi karıncayı bile ezemez.

Şair; cenazede düğünde, iyi günde kötü günde, sevinçte üzüntüde, ağlamıştır gülmüştür. Şairler; duyduklarını, gördüklerini, yaşadıklarını, sezdiklerini, okuyarak özümsediklerini ilgi duyanlarla bölüşen şiir işçileridir. Duygu uğruna ve sanat adına uğraş verirler.

Şiir; güzel sanatların bir dalıdır. Müzik gibi işitsel (fonetik) sanatlardandır. Yeryüzünüzdeki tüm güzelliklerde şiir vardır. Çocuklarda dil ustalaşması sağlar. Onların duygu dünyalarına katkıda bulunur. Güzelduyunun (estetik) gelişimini hızlandırır. Yurt, doğa, ulus ve insan sevgisinin oluşmasında etkili olur. Sağlıklı kişilik oluşumuna yardım eder. Yetişkinlere yaşamı sevdirerek yaşama gücü verir. Bireyi tüm olumsuzlukların ötesinde tutar.

Genişlemekte olan dünyalara duygu zenginliği katma işlevinde olan şiir, göz ardı edilmemelidir. Şiir, insanın ikinci evrenidir.

Şiirler; yürekten kopan, beyinde oluşan, okura ulaşan ve herkesin kendine görelikler bulacağı (empatik) duygu demetidir.

***

İstanbul’da yıllardır değişik salonlarda şiir dinletileri düzenlenir. 16 yıldır ayda bir kez başarıyla sürdürülen Pera Palas Şiir Günü’ne önemli oranda destek veren rahmetli Hasan Süzer’in aramızdan ayrılmasından sonra kesintiye uğradı.

Dünya Şairler ve Şiirsevenler Derneği Başkanı Müzeyyen Hançerci, olanca güçlüklere katlanarak her ayın 3. Pazar günü Cankurtaran Öretmenevi'nde aylık etkinlik için hazır olur. Şiiri, müziği ve sanatı seven insanlar o gün orada olmayı amaçlar. Muhsin Durucan ile Yılmaz Ayyıldız Başkanın yanında yerlerini alırlar. Belli dinleti kuralları çerçevesinde coşkuyla ve ilgiyle sürdürülür. Cankurtaran Öğretmenevi ve Akşam Sanat Okulu Müdürü Temurhan Başar, etkinliğe gereken desteği verir. Bu durum, yönetimlerin geçici olduğunu, oysa sanatın uzun yıllar kalıcı olduğunun göstergesidir. (Nazım Hikmet ile Bursa Cezaevi’ne denetime gelen müfettiş arasında geçen konuşma örneği…)

Saat: 13.30’dan başlayarak salona gelen katılımcılar; çoğu zaman Adile Usluduran’ın uzattığı cetvele ad, soyad ve ne tür etkinlik sergileyeceğini belirterek telefon numarasını da yazıp imza koyarlar. Sonrasında aramızdan ayrılan şair ve yazarları anma, şiir, müzik, dans ile Ramazan Çakır Öğretmen’in etkili ve coşkulu müziği eşliğinde izlence ilgiyle sürer. Ozan Ahmet Poyrazoğlu, bağlamasıyla çalıp söyler. Şair Dr. Levent Ümit Temiz, izleyenlerini ilgiyle izletmeyi başarır.

Her etkinlikte içtenlik ağır basar, yeni yüzlerle tanışma olur, iletişim kurulur dostluklar perçinlenir, gerilimden arınmama ve rahatlama olur. Yaz dönemi dört aya ara verilir ve beklenti başlar.

**

Muhsin DURUCAN