Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '12

 
Kategori
Siyaset
 

Çardak kahvelerinde hatem akrepleri

Çardak kahvelerinde hatem akrepleri
 

http://www.mimdap.org/?p=6642


Bu hafta elimde İskender Pala’nın Katre-i Matem romanı var.

Muhteşem.

Zamanınızı almamak için hemen bir bölüm sunayım, sonra da meramımı kısaca yazayım…

Eski İstanbul’da Çardak kahveleri vardı. Kimi deniz üzerinde, kimi sur üstünde. Uzatılan bölümlere asmalar verilir hasırlar üzerinde kabadayılar önlerinde toprak kaselerde şarap ellerinde nargileleri ile devlet ve saltanat sohbetleri yaparlardı.

Bu Çardak Kahve hanelerinin en ünlüsü Eminönü’nde Yeni Cami önünde denize uzanmış kayıkların üzerinde heybetle yer edinmiş olan Çardak Kahve’siydi. Buranın fikirleri kadar müşterileri de çok çeşitli idi. Yazlık kışlık bölümleri olan kahve haneler bir tür muhalefet merkeziydi. Buralar şehzadelerin padişah, padişahların hal edildiği komplolar cennetiydi. Osmanlının son elli yılında dedikodu ve politik tartışmaların yanında devlet politikalarının çoğu bu kahve hanelerde yeniçeri zabitleri, yeniçeri ocakçıları, çorapçıları, neferleri, hatta matruş civelek bıyığı terlememiş gülemaçlar tarafından pişirilmiş ve servis edilmişti.

Hatem akrebi adı verilen Vezir casusları zindankarası mezarlığına çok adam götürmüştü buralardan!…

İskender Palanın Katre-i Matem’inden bu bölümü neden seçtim?

Akşam R.T.E Üniversitesi önünde, üst geçidin hemen altında, denize nazir bir güzel yerde sohbet ettik. Çardak Kahve hanesi burada aklıma geldi.

Çeşitli şeyleri tartıştık. Cemaat, Hükümet, Dünya Türkiye hemen hemen her şey, ama terör aklımıza gelmedi.

Onlarca şehit verilen bayram günleri ve sonrasında bir feryat yüreğime ateş düşürdü.

MHP li tutuklu milletvekili Engin ALAN paşa “göğsüme madalya taktılar, şimdi BDP’li vekiller kadar kıymetim yok.” diye feryat ediyor . Ama Çardak kahve hanesinde konu bile edilmiyor.

Acaba Çardak kahvesi’ nde mi mahkum edilmişti? Sayın ALAN’IN dediği gibi “ bir sabah uyandığımda “darbeci oldun” denilip, içeri mi tıkanmıştı?

Bu soruların yanıtını ne yazık ki aramadık akşam.

Etrafımızda vezirin hatem akrebi denilen casusları yok ama ortam dinlenme cihazları var şimdi.

Bu durumu bildiğimiz için PKK ile kucaklaşan alçakları konuşmadık Putin- Medvedev ikilisinin yer değiştirerek Koca Rusya’yı yönettiği dünyada aynı şeyi yaşama ihtimalinden söz ettik boşuna. Yani Erdoğan köşke çıkacak, Gül Başbakan olacak, sonra Gül Reisicumhur, Erdoğan Başbakan…

Eli kanlı çeteleri konuşmadığımız bu mekanlar eski Osmanlı çardak kahvehanelerine hiç  benzemiyor aslında. Çoluk çocuk, yaşlı genç, tıfıl, efil efil kızlar, yemeler içmeler, gülüşmeler, kahkahalar… Matem havası hiç yok.

Mehmetçiklerimiz vurulmuş o tertemiz alnından, kutsal vatan toprağında şehit düşmüş bizleri koruma adına. Biz hafif müzik eşliğinde dalga şırıltıları arasında İstiklal marşımızın dünyada okutulduğu okullardan bahsediyor, Hükümetin bunlarla neden mücadele ettiğinden bahsediyorduk. Kimimiz eleştirdi, kimimiz hak verdi hükümete.

Millet casusları türemedi Allahtan. Milletimizi bu alçak saldırılara  verilecek cevaba uyandırmıyorlar Allahtan. Belki en iyi yol da budur. Halkımız sağduyulu…Kışkırtmaya gelmiyor Allahtan..Yoksa bu acılar dayanılacak gibi değil.

Sevgi ve saygılarımla

 
Toplam blog
: 449
: 609
Kayıt tarihi
: 24.06.08
 
 

Rizede yayınlanan ilk renkli gazete ViraHaberin kurucusuyum 5 sene baş yazarlığını yaptım. İLESAM..