- Kategori
- Şiir
Çarklar bana değil
Aynı sıraları paylaşırken sakallı kocaman adamlarla
Zil çalmalarını korkuyla bekleyen kızların dertlerine
Kocaman yüreğindeki katmerlenen isyanıyla
Erginleşip büyüyordu bilmeden ufacık boyuyla
Karakura basmaları umarsızlık dağına attığında
Rossana Podesta terekte siyah beyaz gülüyordu
Sanrılarla kaskatı kesilirken yer yatağında
Uçardı korkuları ayak parmağı mucizesinde
Analık fitneleri baba hışmıyla dönerken oğluna
Yedi kat yerin altındaki dehlizleri mesken tutar da
Yuvaya dönüşü iple çeker sevinçle koşardı istasyona
Şahnalar köprüsünde el atardı masallar kapısına
İçine akan yaşlarla bakarken göğe ayakları titreyerek
İri gözleriyle saldılar yavru ayıyı ummana buz üstünde
Buzlu şafakların camdaki kırağısı olsam erisem diyerek
Çarkların ona özel dönmeyeceğini anladı düşünerek
Yeşil yılanların sevişmelerini seyredip yabanda
Çözülmez şifrelerle yazdığı siyah beyaz sayfalar
Halen duruyor taptaze kokularla yerinde
Büyüttüğü ılık duygular aklının bir köşesinde
Bir yanı hep delikanlı bir yanı çocuk kaldı
Bir yanı hep gurbette bir yanı evde kaldı
Bir yanı nasırlıyken bir yanı okşar kaldı.
Sebahattin Dündar